Enes Tarım

Soykan Parkı

Enes Tarım

Bir şehir genelde en merkezi yeri ile anılır.

Buluşma yeridir orası o şehrin yabancıları için.

En yoğun en kalabalık yerdir orası.

Caddelerin sokakların bitim yeridir; ya da başlangıç noktası.

Çünkü o şehrin birçok sakininin yolu orada kesişir.

İlimizin, Büyükşehrin vitrinidir orası. 

İşte Malatya’mızın en merkezi, en kalabalık, en yoğun yeri neresi diye sorsak herhangi birine ya Soykan Parkı der ya Yeni Cami önü ya Kışla caddesi ve Akpınar ya da Dörtyol…

Yine de emmen merkez Soykan Parkıdır yani Yeni Cami Önü.

Teze Cami civarı…

***

Bir süredir Büyükşehrimizin yani memleketin en kalabalık meydanı olan işte bu Soykan Parkı neşeli insanlara ev sahipliği yapıyor.

Beş on güzide serhoşumuz ellerinde içki şişeleri ile Soykan Parkını mesken tutmuş vaziyette.

Neşeli insanlar doğrusu kendilerini gördüm.

Sesleri pek güzel değil ama.

Bağırarak naralar atarak şehrin göbeğinde tam üç aydır lingo lingo şişeleri söylüyorlar.

Tam üç aydır bas bas bağırarak türküler söyleyip şehrin renkliliğine zenginlik katıyorlar.

Kaçak rakı içmek bir sanattır.

Herkes içmeyi beceremez.

Sağ olsunlar tüm çoluk çocuk evlat uşak bala herkese büyük bir ihtimamla bu sanatı öğretiyorlar.

Rakıya cola katacaksan ne oranda meyve suyu katarak içmek istiyorsan hangi oranda pet şişesine ekleme yapacaksın pratik uygulamalarla öğretiyorlar.

Müteşekkiriz…

Kime mi?

Bu sanatçı serhoş arkadaşlara değil tabi.

Onları bağrına basarak Büyükşehrin en kalabalık yeri olan Yeni Cami önünde sabırla hazırlayıp eğiterek seslerini denemeleri için fırsatlar sunan ilimizin sanat kervanına hazırlayan Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Selahattin Gürkan beye ve Sayın İl Emniyet Müdürümüz Ercan Dağdeviren beye…

Ellerinde şişeler ile meydanda demlenirken, ara sıra kendi aralarında kavga ederken onları büyük hayranlıkla izleyen kadınlı, kızlı, emekli, yaşlı tüm memleket sakinlerine…

Onları büyük iştiyakla güllerle karşılayan, bazen toplu tezahüratlarla destekleyen, bağırlarına basan Yeni Cami çevresi esnaf ve müşteri sakinlerine…

İşyerlerinin önünde üçü beşi bir arada içkilerini yudumlarken, sigaralarını sararken sağda solda bağıra bağıra yorulup boylu boyuna sızıp kaldıklarında üşümemeleri için üzerlerine gazete kağıdı örten müşfik çevre sakinlerine…

Hepsine de ayrı ayrı teşekkürlerimizi sunuyoruz.

“Serhoşları olmayan memleket kalkınamaz…” özdeyişini rehber edinerek alkışları ile onları yücelten memleketimiz ne büyük…

***

Unutmadan… 

Daha doğru dürüst konuşmayı bile öğrenemeyecek kadar küçük bebelerin ellerine boylarından büyük üflemeli çalgı aletleri vererek küçüklükten onları dilenmeye pardon sokak sanatçılığına hazırlayan ebeveynlerine de teşekkürlerimi sunmak istiyorum. 

Henüz yürümeyi yeni öğrenmiş ufacık bebelerin çıplak ayaklarla Yeni Caminin sağında solunda akşama kadar betonlar üzerinde uzanıp, gezinip filütlerine üflemeye çalışırken onları bağırlarına basan, bir milyoncukları önlerindeki karton kutulara yağdıran fedakâr halkımıza da.

Nefesleri yetmediğinden çoğu zaman garip ama nağmeli sesler çıkartarak öttüren, para toplamaya çalışan ufacık bebelere göz yumarak ilimizin güçlü seslere olan ihtiyacına binaen teşvik edip önlerini açan engin hoşgörülü Zabıta Müdürlerimize de onların pırıl pırıl zabıtalarına da selam olsun…

***

Emekli olduktan sonra her gün sabahın köründe ceketi Soykan Parkına atarak akşama kadar bir o kanepe senin bir bu kanepe benim dolaşarak elin karısını kızını kesen, sağında solunda dolaşıp taciz ederek gün geçiren ilimizin seçkin yaşlı hovarda dayılarına da selam olsun.

Selam olsun memleketimin güzide insanlarına…

Hepinize helal olsun…

Bu şehir sizinle gurur duyuyor…

Selam ve dua ile…

Yazarın Diğer Yazıları