Enes Tarım

Peygamberin örnekliği

Enes Tarım

Tüm zamanlarda Müslümanlar, peygamberin otoritesinin Kuran’dan sonra geldiği ve bağlayıcı olduğunda ittifak içerisindedir.

Kuran’ı anlayıp yaşayabilmek onun sünneti sayesinde olmuştur. 

Çünkü efendimiz mübelliğ ve müfessirdir.

 “İnsanlara kendilerine indirileni açıklayasın diye sana da bu Kuranı indirdik. Umulur ki düşünüp anlarlar.”(Nahl 44).

Beş vakit namaz, hac ve zekatın rükunları, namazın rekat sayısı, vakitleri ve nasıl kılınacağını sünnet açıklar.

Zekatın miktarları, çeşitleri ve zamanı ile haccın menasikini de o detaylandırır.
“Hırsızın ellerini kesin” ayetinde elin nerden ne kadar ve hangi el olduğunu o açıklar.

Ayette geçen “imanlarına zulüm bulaştırmayanlar” daki zulmün şirk olduğunu izah eder.

“...Bunlardan başkası size helal kılındı…”ayetini kadın, halası, teyzesi, bacısının kızı ve kardeşinin kızı üzerine nikâh edilemez” diyerek mahiyetini açıklar.

Kuranda açıklanan miras hükümlerinden ayrı olarak nineye altıda bir hisse ayırması, zekattan ayrı olarak fıtr sadakasını emretmesi, bir şahid ve bir yemin ile davalara hüküm vermesi ve daha birçok mesele böyledir.

Bunların tamamı sünnetle açıklanan konular.

Ehli eşeklerle yırtıcı kuşların etlerinin yenmesini haram kılmak ve diyetlerle ilgili hükümleri açıklamak ta keza buna örnektir.

Yine ezan ve abdestin meşru kılınması ile kıblenin tayini, öğle namazı yerine Cuma namazı kıldırması da barizdir.

Hadisler ayeti tefsir eder.

Örneğin: ”Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin..” (Bakara 188) ayeti ile, ”Hiçbir müslümanın malı, kendi gönül rızası bulunmadan helal olmaz..”(Ebu Davut) hadisi ile tefsir eder.
Ayette: ”..Beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar..” (Bakara 187) der, Elçi, beyaz iplikle siyah ipliğin, gündüzün aydınlığıyla gecenin karanlığı olduğunu hadislerle açıklar. 

”İnanıp ta imanlarına herhangi bir zulüm bulaştırmayanlar..” (Enam 82) ayetindeki zulümden kastın şirk olduğunu açıkladığı gibi…

Ayet:”.. Bunların dışında kalanlar size helal kılındı ..” (Nisa 24) der, peygamber açıklama getirerek: 
”Kadının halası ile aynı nikah altında birleştirilmesi haram olur. Nesep yoluyla haram olan, süt emme yoluyla da haram olur..”(Buhari-Müslim)der.

***

Müşriklerden biri Selman -ı Farisi ye biraz da alaycı bir eda ile: ”Görüyorum ki dostunuz Muhammed, size her şeyi ama her şeyi, hatta helaya nasıl oturacağınızı bile öğretiyor? Selman gayet ciddi bir eda ile: ”Evet, gerçekten de öyle diye onu tasdik ettikten sonra Hz Peygamberin tuvalet adabıyla ilgili tavsiyelerini sıraladı. (Müslim)

Abdullah İbni Ömer(ra) kendisine: ”Biz hazar namazı ile korku namazını kuran da buluyoruz. Fakat sefer (yolculuk) namazını kuranda bulamıyoruz. Nasıl oluyor bu?” diyen Ümeyye İbni Abdullah İbni Halide: ”Bak yeğenim! Biz hiçbir şey bilmezken Allah bize Muhammed’i peygamber olarak gönderdi. Biz Muhammed’i neyi yaparken görmüşsek onu öylece yaparız.” (Nesai) diyerek tek örneğin peygamber olduğunu ifade ediyordu.

***

Sizi bilmem ama nedense, bulutlu havalar hüznü hatırlatır.

Müslümanların aralarındaki eleştirel ve sorgulayıcı tartışmalar heyecan verip şevk katarken; karalayıcı, zemmedici, tekfir dolu ithamlar, koyu gri renkli bulutlardan boşalan sağanak yağmurun toprak yüzeyine indiği bir demde, şuursuzca saatler boyu ıslanarak yürümeyi ve beraberinde hüznü ifade ediyor…

Dozunu gittikçe artıran karşılıklı tartışma ve saldırılar her geçen gün artıyor ve her gün yeni hizipler, aykırılıklar, düşünceler İslami camialara eklemlenerek çoğalıyor. 

Ve bu da bizi bölük pörçük, güçsüz, ufacık gruplara, hiziplere dönüştürüyor. 

Farkında olmasak ta her geçen gün azalıyor, bitiyor, yok oluşa doğru yürüyoruz.

Bizi azaltan ve zayıflatan en büyük etkenlerden birisi, belki en büyüğü geçmiş tüm yaşanmışlıkları yok sayarak çöpe atmaya çalışmak olsa gerek.

Birileri tüm tarih, hadis, fıkıh ve mezhep imamlarının eserleri, geçmiş tüm tefsirler, dine ait tüm yorumlara uydurulmuş diyorlar. 

Ve hepsini silip atmaktan, sadece onların akıllarına tabi olmaktan bahsediyorlar.

Kuranı yalnızca biz anlarız, bize tabi olun diyor;  kuranın anlaşılması için yazılmış ciltler dolusu eserleri satıyor, ticaret yapıyorlar.

Bir gün Ebu Hanife’yi aşağılıyor, bir gün İmam Şafii’ye vuruyor, bazı günler İbni Kesir’e, Buhari’ye, Müslim’e ağza alınmayan hakaretler yapıyor…

Geçen gün içlerinden birisi Ebu Hüreyre için babası belli olmayan kripto ajan gibi aşağılayıcı ifadeler dahi kullanmıştı.

Geçmişin tüm birikimini reddedip, uydurulmuş din diyor; ellerinde mealler sallayarak “Yalnızca Kuran” çığlıkları atıyorlar.

Onlara göre tüm hadisler uyduruk; sahih olanlar da Muhammed (sav) in kendi içtihatları ve yalnızca onu bağlar…

Aslında kullandıkları üslup ve tanımlamalar hakkında çok fazla yorum yapmaya gerek yok.

Vahyin kontrolü ve tasvibinde olmayan bir peygamberin örnekliğinin, konuşma ve uygulamalarının ne ehemmiyeti olabilir ki?

Selam ve dua ile…
 

Yorumlar 3
Şükrü 30 Aralık 2019 15:44

Güncel ve aydınlatıcı yazı.Kalemine ve emeğine sağlık.

Ramazn 30 Aralık 2019 13:37

Ellerine diline emeğine sağlık faydalanılarak bir yazı

Ali 30 Aralık 2019 11:17

Öz ve güncel bir yazı..

Yazarın Diğer Yazıları