Mutluluk hep düşlerde kalır
Enes Tarım
“…Ünlü Rus yazar Dostoyevski, hapishanedeki bir köpeğin, yanından geçen her mahkûm tarafından tekmelendiğini görür.
Köpek mahkûmlardan kaçmadığı gibi yanına bir mahkûm yaklaştığında eğilerek tekmelenme pozisyonu almaktadır.
Dostoyevski bir gün köpeğin yanına yaklaşıp başını okşar.
Köpek şaşkın şaşkın ona bakarak hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar.
O günden sonra köpek Dostoyevski’yi her gördüğünde ondan kaçar…”
(Dostoyevski, Ölüler Evinden Anılar)
***
Neden böyledir?
Aslında her canlı sevgi ister.
Ehlileştirilerek köleleştirilmiş her canlı sevgiye açtır.
Hayatları boyunca haksızlığa ve kötü davranışlara uğramış her canlı, iyi bir davranışla karşılaştığında nasıl davranacağını bilemez.
Bazen kötü davrandığınız insan size çok büyük anlamlar yükleyerek sizi ulaşılmaz kılarak bir nevi tapar.
Bazense en iyi davrandıklarınız sizden nefret eder.
Böylelerinin gözünde her daim aşağılamanmak onlar için bir beklentidir.
Eşit ve iyi davrandığınızda onların gözündeki değeriniz birden düşer…
***
Beraberinde tuhaftır, insanoğlu hep kendi düşünceleri paralelinde fikirler duymak okumak ister.
Kendi siyasi görüşlerine paralel şeyler yazan kendi gibi düşünen insanları sever.
İdeolojik olarak kendisine yakın duran kanalları tercih eder.
Haber ya da tartışma programları izlerken kendisi gibi düşünen konuklara pür dikkat kesilir.
Söylenenler, konuşulanlar, yorumlar kendi düşüncesi paralelinde ise dinlemekten zevk alır, sonuna kadar izleyip alkışlar.
Değilse; başka kanala geçer, memnun olmaz, izlemez, dinlemez.
İşte o yüzden olsa gerek tüm “Yeşilçam” filmleri mutlu sonla biter.
İzleyici gelmez düşüncesi böyle sonlandırmaya iter senaristi, yazdığı senaryolarda...
Yabancı filmler de böyle…
Kendi paralelinde olan insanları daha çok sever insanoğlu...
Söylenenler yalan da olsa efsane de olsa hoşuna gider...
Tüm hikâyelerde romanlarda çizgi filmlerde de böyledir.
Sherlock Holmes tüm gizemli olayları çözer...
Heidi özlem duyduğu kırlara döner...
Texas kırmızı ceketli İngilizleri hep yener...
Cüneyt Arkın kötü adamları hep döver...
Süpermen her defasında dünyayı kurtarır…
Hülasa her film mutlu sonla biter...
İzleyici hep iyi hissetmek ister...
Uyduruk şeyler de olsa, rüyada da olsa kısacık yalanlar mutlu kılar onu...
Elinden gelse saadet dolu yalancı rüyalardan uyanmak hiç istemez...
O hep düşler ülkesinde yaşamak ister...
Hep, ebedi mutluluklar tatmak ister...
Hayat hep mutsuzluklar da getirse...
ilmdeki kısacık bir mutluluk sahnesi saadet gözyaşları döktürür ona...
Mutlu eder, pozitif kılar...
Hayatın çekilmezliğine olan tahammül seviyesi üst noktalara yükselir…
***
Velhasıl düşlerde de olsa hepimiz mutlu olmak istiyoruz...
Yalan söylediğini bildiğimiz halde, pozitif gelecek tabloları çizen, olmaz şeyler vaat eden siyasetçileri beğeniyor dinliyor oy veriyoruz...
Hayalde olsa galiba, rüyalarımızı bize sunduğu için...
Hiç gerçekleşmeyecek şeyler de olsa düşlediklerimiz...
Yine de hayal etmek güzel…
Selam ve dua ile…