Enes Tarım

KÜLTÜR İSTİLASINA DİRENMELİYİZ

Enes Tarım

Bizi biz yapan değerlerimizden gün geçtikçe uzaklaşıyoruz.

Bize ait olmayan değerleri almaya çalışıyor ama bize ait olmadığı için onu da tam olarak benimseyemiyoruz.

Ne batılı olabiliyoruz ne doğulu.

Kültürsüz bir kalabalık topluluk olmaya doğru gidiyoruz.

***

Toplumumuzda eskiden kız ve erkeğin el ele gezmesi her şekilde hoş karşılanmazdı.

Çünkü bu çiftlerin mahremiyeti sayılırdı.

O yüzden karı kocayı el ele görmek mümkün değildi.

Dün sevdiği kişinin adına bir şey gelecek diye ortalıkta görünmemeye çalışan âşıklar bugün parklarda, çimlerde sevgilisini öpmekte.

Oysa bizim kültürümüzde sevgilinin dudağı binlerce yıl mahrem sayılmış, üzerine şiirler yazılmıştır.

Bugün bırakın sevgilileri, kız ve erkek arkadaşlar selamlaşırken bile öpüşmekte.

Eskiden sevgilinin elini tutmak bile âşık için bir ömür yetecek bir lütuf iken, bugünün gençleri kızlı oğlanlı bal arısı gibi her gün bir başka çiçekte gezmekte.

Yani hiçbir şekilde kabul edilmesi mümkün olmayan bir batılı kültür zihinlerimize dayatılmakta.

Kimin eli kimin cebinde belli değil.

Bir lise öğrencisi yapılan röportajda bugüne kadar 16 kişi ile çıktığını söylüyor kameralara…

Sıkılmadan, utanmadan, arlanmadan kameramanın gözlerinden tüm toplumun gözlerinin içine bakarak…

Böyle devam ettiği sürece gençliğimiz Amerikan gençliğinden farksız olacak.

Namus kavramı bile değişti.

Eskiden bir kişinin bir başkasıyla anılması bile hoş karşılanmazken şimdi bir kişinin aynı anda birkaç sevgili edinmesi çapkınlık olarak adlandırılmakta.

Bugün Amerika ya da Avrupa’da yaşanan ne varsa ülkemizde de gençler arasında ilişkilerde, konuşmalarda, giyim kuşamda, arkadaşlıklarda aynı şeyler yaşanmakta.

Artık batının dayattığı kültür emperyalizminin ülkemizde yol açtığı büyük bir erozyonunun son sınırlarına yaslanmış durumdayız.

Cazibesine kapıldığımız yaşam tarzını benimserken kaybettiklerimizi de görememekteyiz.

Aile ilişkilerimiz, giyim kuşamımız, yemek kültürümüz, komşuluk ilişkilerimiz, öfkemizi gösterme şeklimiz bile değişti.

Dünya artık küçük bir köy ve bizler batının yaşam tarzından çok etkilendik.

Teknoloji ülkeler arasındaki sınırları kaldırdı.

İletişim ile birlikte sadece bilgi değil kültür de ülkeler arasında taşındı ve bugün bütün dünya Amerikan kültürünün hegemonyası altına girmiş durumda.

***

Toplumsal yaşantımız batılı aile kültürünü besliyor ve hayat şeklimiz maalesef her geçen gün onların yaşam tarzına benziyor.

Ailelerimiz aynı onlar gibi artık daha kolay parçalanıyor. Çocuklarımız mutsuz, uyuşturucu yaygınlaşıyor, şiddet artıyor ve erkeklerimiz kadınlarını öldürüyor.

Somut zevkler olan şöhret, servet ve makam sevgisi artık tüm gençlerimizin ortak ideali.

Oysa biliyoruz ki, insan eğer yüksek manevi ideallere sahipse bu dünyevi zevklerin insanı sınırlayan birer tuzak olduğunu görebilir.

Soyut zevkleri keşfetmek gerekir. İyi ve güzel şeylerin en yakınımızdaki olduğu ve bunları çoğu kez anlayamadığımızı görebilmeliyiz.

Soluduğumuz hava, içtiğimiz temiz bir bardak su, kokladığımız güzel bir çiçek…

Bin bir cefa ve emekle bizleri yetiştiren anne ve baba veya kardeşlerimiz… Akşama evde yolumuzu gözleyen temiz bir zevce ve sağlıklı bir evlat, huzur dolu bir ev…

Mütevazı yaşamın vereceği iç huzur ve beraberinde sahip olduğumuz küçük şeylerden zevk alabilmek, yüksek manevi idealler için çalışmak, sıradan ve rutin işleri zevkle yapabilmek ve yakınlarımızla mutlu olmanın yollarını bulabilmek artık daha ehemmiyet verdiğimiz şeyler olmalı değil mi?

İçimizdeki vahşi servet, şöhret ve şehvet atlarını ehlileştiremezsek ömrümüzün sonunda mezar taşımıza iyi şeyler yazdıramadan geçip gideceğiz.

Sevgi ve değerlilik hiyerarşimizi yeniden gözden geçirerek içerisinde olduğumuz rahmet ayı Ramazanda hayatımız adına önemli kararlar alabilmeliyiz.

Aslında yetiştiğimiz her ramazan ayı, kendimizi muhasebe ederek yeni bir format attığımız başlangıç noktası olmalı.

Kendimizi, ailemizi ve çevremizle olan ilişkilerimizi değerlendirerek önemli kararlar aldığımız, yenilendiğimiz bir rahmet ayı…

Bizi bozan, yanlışa sürükleyen ve yıpratan şeylere rağbetimizi bitirdiğimiz bir temizlenme ve arınma ayı…

Selam ve dua ile…

Yazarın Diğer Yazıları