Enes Tarım

Corona virisü içimizde

Enes Tarım

Bazı konular vardır ki tüm gündemlerden öne çıkar ve diğerlerini yalayıp yutar.

Galiba bu Corona virüs de böyle bir şey.

Psikolojik midir nedir artık herkesin gündeminde bu var.

Ne yazarsanız yazın ya da ne okursanız okuyun tüm meseleler ikinci hatta üçüncü gündem.

Örneğin yanı başımızda İdlib’ de neler olduğu artık hiçbirimizin gündemi değil.

Ya da Babacan’ın kurduğu Deva partisinin kurucularının kim olduğu ve manifestosunun içerdiği.

Veya Davutoğlu’nun ilimiz il başkanı seçilen Mehmet Koç’un kimliği ve geleceğe dair neler düşündüğü.

Hiçbir şey ama hiçbir şey umurumuzda değil.

İlla da Corona…

***

Okullar tatil çocuklar evlerinde… 

Yaşlılarda keza.

Gençler ve yaşlı olup ruhu genç olanlar tek tük caddelerde geziniyor.

İnsanların büyük kısmı pusmuş bir düşmanın saldırı anını bekler gibi evlerine çekilmiş saldırı anını bekliyor.

Marketler talan edilmiş, kolonya satıcıları önünde kuyruklar birikmiş, maskeler tükenmiş.

Karaborsacılar ellerini oğuşturarak zaruri ürünlerin fiyatlarını patlatmış.

Neden böyle oldu?

Niçin bu kadar büyük bir kargaşa yaşıyoruz?

Aslında ülkemiz açısından bu kadar telaş gösterecek bir hastalık oranı da yok.

Sağlık bakanlığının son verilerine göre bugüne kadar ülkemizde bu virüsten toplam vaka sayısı sadece beş.

Buna rağmen hepimiz panik atak hastası olduk.

***

Doğru ise veriler; resmi makamlarca yapılan açıklamalara göre tüm dünyada corona virüsünden bugüne kadar 136 bin vakadan 5100 kişi ölmüş.

Bir site ise 2020 yılının ilk iki ayında dünyadaki hastalıklardan ölümlerin sayısını vermiş.

Doğru ise bu veriler bu yılın yani 2020’nin ilk iki ayında sadece soğuk algınlığı/ grip/ nezleden ölen sayısı 69600 kişi.

Yine aynı verilere göre tüm dünyada son iki ayda 193.479 kişi de trafik kazalarında ölmüş.

O halde neden bu kadar panik diye sorunca sanki bu işin içerisinde bir bit yeniği var gibi.

Küresel ilaç firmalarının bu kadar panikten sonra milyarlarca doz aşı satacağı zaten aşikar.

Çünkü geçmişte de kuş gribi, domuz gribi gibi vakaları fırsata çevirdikleri hepimizin malumu.

Ancak bu son teyakkuz çok farklı sanki.

Tüm dünyada alarm verildi ve hayat durma noktasına geldi.

Sanki bir takım güçler küresel bir oyun kuruculuk yapıyor ve büyük bir senaryoyu test ediyor.

Ortalıkta bunun biyolojik bir silah olduğu ve kasıtlı olarak laboratuvar ortamlarında üretilerek tüm dünyaya yayılmak istendiği yazılıp çizilse de geçmişte o kadar komplo teorisine maruz kaldık ki çoğumuza pek inandırıcı gelmiyor bu haberler.

Geçmişte illiminatü temalı içerikler o kadar çokça paylaşıldı ki şimdi artık bunların bir kısmı gerçek olsa bile yine de hiç kimse inanmıyor.

Ama her daim geçerli olan bir mantık kurgusu var ki o da; eğer bir iş olduğundan çok daha büyük ses getiriyorsa, bu işten kimlerin ne kazanıp kimlerin ne kaybedeceği sorusunu sormaktır yapılması gereken.

Bu panik havasının kime ya da kimlere faydası var?

Bu sorunun cevabı bulunursa her şey çorap söküğü gibi gelecek.

O halde bize sunulan her şeyi, her içeriği kabul etmeyelim.

Ölçelim, biçelim, düşünelim analiz edelim.

Altında yatan etmenleri anlamaya çalışalım.

Çünkü şeytan ve askerleri çok daha prensipli, kaideli, kurallı çalışıyor…

Selam ve dua ile…
 

Yazarın Diğer Yazıları