Coğrafya kaderdir

Evet, coğrafya kaderdir...
Kendi istek ve iradenle seçemediğin, kararını veremediğin hemen her şey için bu böyledir...
O yüzden doğduğumuz yer kaderimizi belirler...
Eğer gelişmiş bir ülkede doğmuşsak ve yaşıyorsak yaşam kalitemiz yüksek olur.
Ve daha sağlıklı...
Mesela yedi şiddetindeki depremlerde saçma sapan bir şekilde ölmeyiz.
Yaşadığımız mekanlar yıkılmaz.
Oralarda evler sağlam yapılır.
Kimse enkaz altında günlerce ölümü beklemez... 
Çünkü böyle ülkelerde fay hatları üzerine evler yapılmaz.
Denetleme standartları yüksektir. 
Dandik binalara ruhsat verilmez.
Rant amaçlı hiç bir yönetici şehirlerin kaderi ile oynamaz.
Teşebbüs ederse hayatı zindanlarda geçer...
Oralarda imar oyunları ile bataklık zeminlere cicili bicili evler yapıp cilalayıp boyalayaıp satamazsınız.
Çürük zeminlere çok katlı binalar dikemezsiniz.
İnsana değer verilir çünkü... 
***
O halde doğduğumuz yeri kendi özgür irademizle belirleyemiyor isek,
Coğrafya bir kader ise,
Elimizde olmadan bir ana babanın sülbünden,
Özgürce seçemediğimiz coğrafyalarda hataya gözlerimizi açıyorsak,
O topraktan o memleketten ya da o ilden olmakla övünmek neyin nesidir bre gafil!
Orada doğmuş olmayı kutsamak, oralı olmayanları küçümsemek... 
Oraya sonradan gelmiş olanları suçlamak ne menem bir şeydir acep?
Hele hele kendi beceriksizliklerini başkalarının üzerine atmak.
İyi yönetiyor olmayışın hırsını başkaları üzerinden çıkarmak...
Emperyal hevesler sonucu topraklarını terk etmek zorunda kalan insanları suçlamak, mağdur etmek, saldırmak... 

***
Hülasa hiçbirimizin üzerinde doğacağı toprağı tayin hakkı yok.
Hiç kimsenin ailesini, anne babasını seçme hakkı olmadığı gibi...
Toprağı kabileyi akrabayı tercih hakkına sahip değiliz.
Allah başka bir kıtada, başka bir memlekette, başka bir hüviyette de yaratmış olabilirdi.
Hem, mezarın altında bir milliyet yok ki.
Yatanların hepsi sadece O’nun kulları...
Hepsi de sadece başlarına gelecekleri bekliyorlar...
O gün geldiğinde;
Tümü de anadan üryan, kimliksiz...
Her biri mezarlarında dirilip doğrulup mahşer alanına doğru koşuşmayacak mı?
Hepisi de kendi derdine düşmeyecek mi? 
***
Birileri doğduğu coğrafya ile neden öğünür ki ey oğul!
Her şey bitici her şey tükenici sadece o baki değil mi?
Hem nebi demiyor mu:
“Kim ırkçılık propagandası yaparak veya kabileciliğe/ırkçılığa destek vererek yoldan çıkmış bir topluluğun bayrağı altında öldürülürse, onun ölümü cahiliye ehlinin ölümü gibidir...” (Müslim)
Aklını başına al ey oğul!
Toprağın altını hatırla...
Ve şikayeti bırak!
Muti bir kul olarak tartı sıranı bekle...
Selam ve dua ile...