Enes Tarım

ALLAH RESULUNU HAKEM TAYİN ETMEK

Enes Tarım

Günümüzde vahyin mahiyeti ile ilgili yoğun tartışmalar yaşanıyor. Birileri: “Dinin asli kaynağı sadece Kurandır” diyerek Allah resulünü haşa postacı merhalesine indirgiyor. Bu duruma olan itirazımızı istedik ki yine Kurandan bir ayeti ele alarak belirginleştirmiş olalım. Ve bu ayet hakkında geçmiş müfessirlerin tefsirlerinden istifade ederek itirazımızı belirtelim…

***

“Hayır! Rabbine andolsun ki, aralarında anlaşmazlığa düştükleri her konuda, seni hakem tayin edip, sonrada verdiğin karardan dolayı, içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar...”   Nisa 65

Kuran’da nadir görülen olaylardan biri Allah’ın kendi zatı üzerine yemin etmesidir. Rabbimiz ayetin başında konunun ehemmiyetine binaen kendisini şahit gösteriyor. Devamında Arapça metin üzerinden gidecek olursak Allah’ın söylediği ilk şey: “İman etmezler.” cümlesi… Bu, tüm Kuran’da, birisinin iman sahibi olmadığının söylenebileceği en güçlü ifade biçimidir. “Seni hakem tayin edinceye kadar…” derken de bu ifade, birini ‘hakim’ yapmak anlamındadır. Yani birini hüküm veren kişi yapmak… Buradaki “Hüküm” bilgelik ile verilen karar ve yargı demektir. Çünkü ‘hüküm’ ‘hikmet’ ile aynı kökten gelir. Allah kendi zatı üzerine yemin edip diyor ki: “Seni hakem tayin edinceye kadar iman etmiş olmazlar.”

***

Bize göre, Kuran bir kitap ve hadis te diğer kitaplar...

İnsanlar sünnet hakkında düşününce akıllarına hadis kitapları geliyor. Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud… Şimdi sahabeleri düşünün. Mesela Hz. Ebubekir Kuran’ı düşündüğünde, ne aklına geliyordur? Bir kitabı düşünmüyordu şüphesiz. O zamanlarda ortada bir kitap yoktu ki. Kuran’ı düşündüğünde, kimin sesi yankılanıyordur beyninde? Allah’ın Peygamberinin tabi ki...

Peki sünneti düşündüğünde? Sahabeler için Kuran ve sünnet aynı ağızdan çıkıyordu. Kuran ve sünnet aynı kişiydi onlar için.  Zaten Müminlerin annesi O’nu (sav), yürüyen Kuran olarak tanımlamıyor mu? Yani Kuran, Peygamberimiz (as) olmadan anlaşılamaz. Nasıl anlayabilirsin ki?

“Resulüm sana da zikri (Kur'an'ı)  indirdik ki, insanlara  kendileri için indirileni  açıklayasın….” Nahl 44

“…Kuran indirilirken onları sorarsanız size açıklanır…” Maide 101

Bu ayetlerde Hz. Peygamber’e Kuran’ın indirildiği bildirilmekle kalmayıp, onu insanlara Kuran’ı açıklama görevi de yüklenmiştir. 

Buna göre Hz. Peygamber sadece bir nakilci değil, aynı zamanda Kuran’ı sözlü veya fiilî olarak açıklama, yorumlama, inananlara uygulamada örnek olma işlevine de sahiptir.

Bundan sonra Allah; “Her ne karar verirsen ver, Müslümanlar kendi içlerinde hiçbir darlık, sıkıntı bulmazlar” demekte…

Yani bu ayetle Peygamberimizin hakem yapılarak ‘hüküm’ ve ‘hikmet’ sahibi, bilgi sahibi olduğu beyan edilmiştir. İnsanlar verdiğin kararda veya hükümde bilgelik görseler de görmeseler de her ne karar verirsen ver, ne söylersen söyle. Kararın hakkında içlerinde hiçbir darlık, sıkıntı bulmazlar. Yani onlar mutlak ve tamamen bir teslimiyet içinde olurlar. Bu sadece bir kerelik teslimiyet de değil, devamlı bir teslimiyet; mutlak bir teslimiyettir.   

Peygamberimizin bilgeliğine güvenmek aslında Allah’a güvenmek demektir. Çünkü Rabbimiz başka bir ayette de şunu diyor: “Kim peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur…”  Nisa 80

“O, hevadan konuşmaz.” Necm 3

***

Nisa suresi 65. Ayetin tefsirinde Razî der ki: “ Bu ayet aralarında çıkan meselelerde peygamberi hakem yapmadıkça, Hz. Peygamberin hükmüne razı olmadıkça o kimsenin mümin olamayacağına delalet eder.

İbn-i Teymiyye aynı ayetle ilgili: “Dini veya dünyevi hangi mesele olursa olsun, aralarında çıkan meselelerde Hz. Peygamberin hükmüne rıza gösterene ve O’nun hükmünden dolayı kalplerinde bir sıkıntı duymayana dek Rasulullahın sünnetinden ve şeriatından yüz çevirenlerin mümin olamayacağına dair Allah-u Teâlâ mukaddes zatına yemin etmektedir.” der.

İbni Kayyim da şöyle der: “Allah Teâlâ insanların usul, furu, şer’i ahkâm, uhrevi hükümler ve karşılaşmış oldukları diğer meselelerde Allah’ın Rasulünü hakem olarak tayin etmedikçe, imanlarının olmadığına, mukaddes zatına and içerek yemin ediyor.                                                                 

Seyyid Kutup ta ilgili ayette der ki: “Rasulullahı hakem yapmak, O’nun getirdiği sistemi ve şeriatı hakem yapmak demektir…”

Mevdudi ise şöyle izah eder bu ayeti: “Verilen emir sadece  Hz. Peygamber'in hayat süresi ile sınırlı değildir. Kıyamet gününe kadar geçerlidir…”

***                                                                                                                                           

Hz. Peygamber'in (s.a) Allah'ın rehberliğiyle öğrettiği hayat tarzı, O'nun uyguladığı ve öğrettiği hüküm ve düzenlemeler, Kıyamet'e dek tek nihaî otorite olarak kalacaktır.                                                                                                                                                                        

Selam ve dua ile…

Yazarın Diğer Yazıları