Enes Tarım

Afgan Cihadı ve Taliban

Enes Tarım

Afganistan 1979-1989 yılları arasında, Rus işgaline maruz kaldı ve bu direnişte 2 milyona yakın Afganlı hayatını kaybetti. 

2001-2021 yılları arasındaki ABD işgalinde de yüzbinlerce kayıp verdi. 

Harcadığı milyarlarca dolar para ve verilen sınırsız askeri desteğe rağmen, ABD Afganistan’da yenildi ve batağa saplandı.

***

1989 yılında Ruslar çekilince Afgan mücahitleri Afganistan İslam Cumhuriyeti’ni ilan etmişti. 

Fakat kısa sürede mücahit gruplar birbiriyle çatışmalara girmiş ve binlerce kişi hayatını kaybetmişti. 

Molla Ömer’in 1994 yılında kurduğu Taliban hareketi kısa sürede muhalif mücahit grupları yenerek ülke içinde istikrarı sağladı. 

11 Eylül saldırıları sonrası ise ABD tıpkı Irak’ta olduğu gibi uluslararası hukukça kabul görecek hiçbir gerekçe göstermeden 7 Ekim 2001’de Afganistan’a saldırdı. 

Ağır saldırılar karşısında Taliban büyük şehirleri terk etmek zorunda kaldı. 

Haziran 2002’de ABD destekli geçici Afgan yönetimi kuruldu. 

Fakat bugüne kadar ABD ve işbirlikçi Afgan yönetimi ülkede istikrarı sağlayamadı ve ABD dolaylı da olsa savaşı kaybettiğini kabul etti. 

Bugün yeniden Taliban Afganistan’da iktidara geldi ve ABD’nin çekilmesinden sonra Kabil’e girdi. 

Ne Batı ne de Taliban sürecin bu kadar hızlı olacağını tahmin edememişti. 

Böylece 20 yılın ardından Taliban dönemi Afganistan’da yine başladı.

***

İnsanların kafalarında Taliban ile ilgili birçok soru havada uçuşurken Taliban eski uygulamalarının birçoğundan vazgeçtiğini duyurdu. 

Suça ve yolsuzluğa bulaşmamış eski Afgan rejiminin tüm görevlileri ile çalışabileceğini ilan etti. 

Geçmişte daha çok bir Peştun hareketi olarak bilenen Taliban, bu kez Afganistan içindeki bütün ırklardan ve gruplardan insanı kendi bünyesine aldı. 

Tacik, Türkmen ve Özbek birçok isim Taliban’ın şura heyetine katıldı. 

Afganistan genelinde af ilan eden Taliban, kadınların burka giyme zorunluluğu olmayacağını, kadın eğitimini destekleyeceğini ve kadınların devlet dairelerinde çalışmalarına izin vereceğini açıkladı. 

Tekfirci düşünce ile savaşacağını da duyuran Taliban, DAİŞ’in Afganistan’daki liderini de idam ederek küresel cihadçılara kapılarını kapatacağını belirtti.

Şiilerin Afgan toplumunun bir parçası olduğunu duyurdu ve 10 Muharrem dolayısıyla Şiilerin düzenlediği anma törenlerine Taliban’dan heyetler de iştirak etti. 

***

Şu var ki Taliban’ın bütün Afganistan’a hakim olduğu söylenemez. 

Nitekim Penşir bölgesinde Ahmet Şah Mes’ud’un oğlu Ahmet Mes’ut Taliban’a karşı savaşacağını açıklamış durumda. 

Buna başka grupların da katılması ihtimal dışında değil. 

***

O halde sonuç itibarı ile şunu söyleyebiliriz:  “Amerika, İngiltere ve NATO Afganistan’da yenilgiye uğramışlardır ve işgalin ABD’ye 2 trilyon dolara mal olduğu tahmin edilmekte.

Taliban, geçmiş tecrübelerden dersler çıkararak üç önemli bölgesel güç Çin, Rusya ve İran’la iyi ilişkiler kuracağı yönünde mesajlar veriyor.

Dikkat çekici nokta, Taliban’ın Afganistan İslam Emirliği’ni kurduğunu ilan etmesidir. 

Buna göre yönetim demokratik olmayacak, ülke yetkin müçtehitler/hukukçular, kabile ve kanaat önderi konumundaki kişiler tarafından yönetilecek.

İslami Emirlik, İslami ilkeleri ve halkın taleplerini göz önüne alarak karar alıp icraatlarda bulunacak.

Malum olduğu üzere Taliban’ın en çok eleştirildiği nokta İslam hukukunu uygulama konusunda yaşanan sertliklerdi. 

Özellikle sert bir yönetim uygulanması ve Buda heykellerini bombalaması dünya genelinde Taliban karşıtı nefret yüklü bir imaj gelişimine yol açmıştı.

Keza kadın eğitimine karşı olmak, sakal uzatmayı mecburi tutmak, kadınların dışarı çıkmasını ve çalışmasını engellemek gibi uygulamalar da bu olumsuz imajın gelişimine yardımcı olan unsurlardı.

Tüm bunlara rağmen Amerika’nın ve NATO güçlerinin sonunda ülkeden çekilmesi, Rusların çekilmesinden çok daha trajiktir. 

Dünyanın süper gücü Amerika dünyanın en yoksul ülkesi Afganistan halkına yenik düşmüş bulunmaktadır. 

Kendi ülkesine ve halkına karşı sırtını yabancı güçlere, özellikle emperyalistlere dayayanlar eninde sonunda güvendikleri ülkeler tarafından yüzüstü bırakılacaklarını gördüler.

Bu olay, dış güçlere dayanan bütün işbirlikçilere ders olmalı.

Taliban sonuç itibariyle Afganistan’ı Amerikan işgalinden kurtarma başarısını göstermiş, meşru savunma hakkını kullanarak tarihe not düşülecek bir zafer kazanmış bulunmaktadır. 

Taliban’ın geçmişteki hataları ve aşırılıkları bu zaferi gölgeleyemez. 

Buna rağmen Taliban eğer eski aşırılıklarını sürdürecek olursa, kazandığı zafer onu mazur görmemizi veya eleştiriden muaf tutmamıza gerekçe olamaz.

Taliban’ı haklı olarak eleştirirken, batıcı bakış açısından kaçınmak gerekir. 

Geleneksel fistanları, cübbe ve sarıkları, tunikleri ve kadınların tesettürlerinin batının bilinçaltımıza yerleştirmeye çalıştığı batılı modern yaşama tarzının üstünlüğüyle bakmamak gerek.

Afganistan denince aklımıza burka, tutsak kadınlar, sarık, kırbaç, sakal gelmemeli.

Onlar ülkesini işgalcilerden kurmak üzere sahneye çıktı ve başarılı oldu.

Eğer ortada tüm İslam ülkeleri için bir geri kalmışlık söz konusu ise bunun nedeni Kur’an ve Sünnet değil, despot hilafet ve saltanat rejimleri ile bugünkü diktatörlükler, monarşiler ve otokrat yönetimlerdir. 

Talibanı veya İslam’ı eleştirenler samimi, dürüst ve tutarlı değildirler. 

İslam dünyasının önemli bir bölümünün milli/ulusalcı/kavimci/kabileci/mezhepçi kimliklerini aşamayıp birbirlerini boğazlamalarıdır.

Taliban iktidarı neleri getirecek önümüzdeki aylarda göreceğiz. 

Taliban’ın birçok olumsuz yönünü eleştirebilirsiniz ama asıl eleştirilmesi gerekenler kendilerine “medeni” deyip Afgan halkına yarım yüzyıla yakın bomba yağdıranlardır…

Selam ve dua ile…

Yazarın Diğer Yazıları