Cafer Çelik

YARDIMLAŞMA

Cafer Çelik

Canlılar içinde insanlar yardımlaşmayı çok geliştirmişlerdir. Yardım edecek imkanlara sahip olup da, yardıma muhtaç olanlara yardımda bulunmadıklarında, normal olanlar huzursuz ve pişman olurlar. Yardımlaşma, insanın baş da gelen özelliklerindendir. 

Yardımlaşma, elle, dille, her halde, her halle yapılabilinir. Yanlışı düzeltmek, yasaktan korumak, ihtiyaçları gidermek, gafletten uyarmak, doğruya yöneltmek, tehlikeden korumak, faydalı ve zararlıları anlatmak gibi çok çeşitli şekillerde yapılabilinir.

İnsanlar, insanlıklarının gereği, halkta değerli olmak, hürmet, Hakk’tan mükafat görmek niyetiyle yardım edileceklere yardımda bulunurlar. Yardım, yardım isteyenlerden fazla yardıma ihtiyacı olanlara yapılmalıdır. Çoğu yardım isteyenler bu hali meslek haline getirenlerdir. Yardım edecekler araştırmalı, yardıma ihtiyacı olanları bulmalıdır. Hak muhtaç olanlarındır. Yapılan her yardım hayırdır. Hayır ve şer bilinmekte, tespit edilmektedir. Karşılığı verilecektir.

Dünya hayatının geçiciliği görülmekte, ahiret hayatının ebediliği şunca nebi, resul tarafından tebliğ edilmiş, ilahi kitaplarda, ilahi sayfalarda yazılmış, bildirilmiştir. Dünya hayatında bizlere, huzur bulmak, ahirette ebedi saadete ermek için, yapacaklarımız, yasaklandığımız hal ve hareketler ilahi esaslarda bildirilmiştir. Yaşamın her anı israf edilmeden hayırlı olarak, şerli olanlardan korunarak değerlendirilmelidir.

En büyük, değerli, gerekli yardım insanların birbirlerini gafletten uyarması, hakka yöneltmeye çalışmalarıdır. Böyle çalışmaların olumlu neticesi insanın, insanlığın huzur bulmasını, ebedi saadete ermesine yardımcı olacaktır. Her yaptığının görüldüğüne, her konuştuğunun işitildiğine, yaptığının karşılığını göreceğine inanan insanlar, yaptıklarını emirlere uygun yapacaklar, yasaklardan korunacaklardır. İnsana yakışmayan hal ve hareketler azalacak, üstün kılanlar artacak, adil-edepli toplumlar oluşacak, zulüm, adaletsizlikler azalacak, hayırlarda yarışlar artacaktır. 

Düşünemeyen, araştırmayan kimselerin çoğu gafil ve inançsız oldukları halde kendilerinde bu büyük noksanlığın farkına varmaz. Noksansız olduğunu sanır, aldanır. İlahi emir ve yasaklardan, inanması gerekli esaslardan habersizdir. Hal ve hareketlerini keyfine, nefsine, hevasına, hevesine göre yapar. Dar düşünür. Düşünce dairesi diğer canlılar gibi küçüktür. Başkaları zararına, kendi yararına yapabileceklerini yapmaktan çekinmez. Yapamayacaklarını yapamaz. Adalet, edep, vicdan merhamet dilindedir, hal ve hareketlerinde pek görülmez. Dinen İslam, halen Müslüman olduğunu sanır, olmayanlardan farksız olduğunu düşünemez. 

Her insan ehlinden haftada, ayda öğrenmesi gerekli en az bir şeyler öğrenmeli, öğrendiklerini öğretmeye çalışmalıdır ki bilgisizlik azalsın, bilenler artsın. Bilmek imandan, iman amelden önce gelir. Bilecek ki inansın, inanacak ki gereğini yapsın, yaşasın. Ahlak, iman ve amelin meyvesidir. İbadetler, cehennemlik sıfatlardan arınma çabasıdır. Cehennemlik sıfatlarla cennete girilemez İnsanlar birbirlerini zararlı, yanlış, yasaklardan korumak, faydalı, hayırlı hallere yöneltmek için yardımlaşmalıdır.

 

Yazarın Diğer Yazıları