Cafer Çelik

Sebep ve Çare

Cafer Çelik

Hayırlı, şerli; faydalı, zararlı olanlara sebepler, zararlı ve şerlileri azaltma, yok etme çareleri vardır. Sebepler azaltılıp, yok edilirse, çarelere uyulur, uygulanırsa, şerlerden, zararlılardan korunmak, kurtulmak mümkün olacaktır. İnsanlar üstün yaratıklardır. Yaratan insanı yaratmış, başıboş bırakmamıştır. Her şeyin sebeplerini, korunma çarelerini,  ilahi kelamı Kur’an’da bildirmiştir. İnsan ilahi esası bilir, uyar, uygularsa, üstünlüğünü koruyacak, fayda görecek, faydalı, huzurlu olacak, sonsuz saadete erecektir. 

İnsanlar fert ve toplum olarak, şerli –zararlı olanlardan korunmaya, azaltıp yok etmeye, gücü nispetinde, azami gayret gösterirlerse, zararlılar, şerliler azalıp, yok olacak, insanca yaşama ortamı oluşacaktır. Görülen, yapılan her zararlı ve şerli hali herkes şahsına yapılmış gibi davransa, mağdurlar safında yer alınsa, zararlı-şerli olanların yanlış ve yakışıksızları yapma cesareti kırılacaktır. Kurt koyunu kapınca, diğerleri kaçıp kurtulmaya çalışırlar, kurtulamazlar, bir gün onlarda yakalanacaklardır, onlar düşünemezler, düşünme insani haslettir, düşünmeyen insan, çok büyük üstün hasletinden kendini mahrum etmiş olur. 

İnsan düşünmeli, yanlış, yakışıksız, şerli, zararlar karşısında olanlar safında yer alarak etkiyi artırmalı, seyirci kalmamalıdır, faydalılar övülmeli, zararlılar, yanlışlar tepki görmeli, tepki gösterenler desteklenmelidir. Bir olayda haksız konuşma cesareti bulamamalı, haklı yalnız bırakılmamalıdır.

Çok uygunların terk edildiği, çok yanlış, uygunsuz hallerin arttığından çoğumuz söz ederiz de bu olanlar karşısında neler yapmamız gerektiğini düşünüp, yapabileceklerimizi tespit edip yapmaya başlamayız. Her şey sebepsiz, çaresiz değildir. İnsanlar güç birliği yapar, kararlı, sabırlı, yapacaklarını yaparlarsa uygunlar artar, uygunsuzlar azalır. Dertlerden konuşanlar, yapabileceklerini yapmayanlar, ümitsizlik, uygunsuzluk artırırlar. Damlaların birleşmesinden, derya oluşur, deryalar üzerinde kocaman gemiler dolaşır.     

Toplumuzda büyük çözülme var. Millet bütünlüğü değil; aile bütünlüğü çözülmekte, kardeşler arasındaki bağlar zayıflamakta, yok olmaktadır. Herkes fert olarak düşünmekte, birbirleriyle ilgilenme gün geçtikçe yok olmaktadır. Komşuluk yok olmak durumdadır. Boşanmalar her yıl katlanarak artmakta, gençlerde evlenmeye karar verme zayıflamakta, çocuk sevgisi azalmakta, çocuk yapmama artmaktadır. Çok halleri ekonomik olarak değerlendirmeye çalışanlar var. Senelerce önce hiçbir sosyal güvencesi olmayanlar (7)ci,(8)ci çocukları doğduğunda sevinir, bayram ederlerdi. Şimdi çocuk doğduğunda masrafları düşünülüyor. Yaratan yaşatacaksa, ihtiyaçlarını karşılayacak imkanlar ihsan edecektir. Hiç bir güvencisi olmayan nice 8-10 çocuklu ailelerin çocukları evleniyor, ev kuruyor, iş buluyor. Az çocukluların çoğunda aynı imkanı bulmayanları görmüyoruz.  

Düne göre imkan çok, kanaat ve şükür yok. İmkana göre değil de gördüğüne göre, ihtiyaç temin etmek isteniyor, masraf, israf artırılıyor. Devlet yönlendirmiyor, vatandaş tasarrufunu düşünmeden yapıyor, cadde-sokak arabalarla dolu, dün 8-10 nüfusla yaşadığı yeri beğenmiyor,1-2 kişi kalmış,(200)metrekare daire alıyor, kredi çekiyor, taksitle yeni eşyalar alıyor, sıkıştıkça sıkışıyor. Daha buna benzer şeyler… Olmazsa olmazları değil de, fazla ihtiyaç ve imkanına uygun olmayanlara öncelik veriyor. 

Tasarruf, imalata, üretime, ihracata yöneltilmeli, işsizlik önlenmeli, gelir artırılmalı, lüzumsuz ihtiyaçlar gelirin altında kalmalı, halk ve devlet ortaklı şirketler kurulmalı, itimat ı,itibarı zedeleyenlere ağır cezalar getirileli, önce gelir, sonra gerekli gider artırılmalıdır. Her olumsuzluğun sebebi, çaresi üçlü-beşli heyetler tarafından rapor edilmeli, benzeri çalışmalar yapan yerlere gidilmeli, tespitler çok titiz olarak değerlendirilmelidir.
 

Yazarın Diğer Yazıları