Cafer Çelik

Ruh

Cafer Çelik

“Ruh Rabbinin emrindedir. Size ancak az bir bilgi verilmiştir. ”(İsra-85)”Sen vücudunla değil, ruhunla insansın”(Mevlana)” Ruh, varlıklara hayat veren cevher ve bilinçtir. Ruh, insanı yaşatan akıl ve sonsuzluk nurudur.” (Ahmet Kazancıoğlu)Ruh batını olup, ilim, marifet ve faziletlerin kaynağıdır.

Rüya görme, hayatın özünün hep diri olduğunun ifadesidir. Beden sonlu, ruh ilahi kaynaklı ölümsüzdür. Bedeni giyeceğe, ruhu bedene benzetilse de, giyecek kısa ömürlü, beden biraz daha fazla, ruh ölümsüzdür. İnsan çok şey bildiğini sanır. Bedeninin kaptanı ruhu, yani kendini bilmemektedir. Bedenimizin terkibi çok canlıların benzeridir. Bilmek, anlamak, iyiyi, kötüyü ayırt etmek, inanca sahip olmak, diğer varlıkları emrine almak, bilme, sanata, uygarlığa, icat ve keşiflere yönelmek, gülmek, konuşmak, aletler yapmak, geçmişi araştırmak, geleceği tasarlamak, doğanın zararlarından korunmak vb. haller yapma yeteneğine sahiptir. Bunları yaptıran diğer varlıklardan fazla bir cevhere sahip olmasındandır. Bu cevher vücudun tüm hücrelerini yönetmektedir. Yönetim programlı, düzenlidir. Bu yönetimi yapanın ruh olduğu düşünülür. Bedenden ayrı, bedenle birlikte olan bu cevheri kabul etmeden insanı anlamak, anlatmak zorlaşır. Zamanımızda ruhun varlığı bilim ve akılla anlaşılmıştır. Evren sırlarla doludur.Güçlü yasaları vardır.Aklımızın tam olarak kavrayamadığı olaylar ruh konusunda düğümlenmektedir..

Ruh maddeyi mananın yönettiğini göstermektedir. İnsan, ruh’tan ibaret manevi bir varlık olup, dünyada ete kemiğe bürünmüş olarak yaşar. İnsanın beyin sınırlarını aşan pek çok yetenekleri vardır: Rüya, telepati, sezgi, hayal, ilham, keramet, hipnotizma, manyatizma… Gibi haller ruhun sonsuzluğa kadar uzanabildiği, ilişkiler kurabildiği, sınırları aşabildiği özelliğini göstermektedir. Rus bilginleri (25) yıl süren incelemelerinde ”foton” dedikleri ışının vücudu içten ve dıştan sardığını, dıştakilere verilen zarardan içtekinin de rahatsızlandığını görmüşlerdir. Önce havası boşaltılmış, eterle ölüme terk edilen küçük hayvanların ruhları verilen su buharı etrafına toplanmış, renkli duyarlı kameralarla çekilen fotoğrafta ruhların o hayvanlar biçiminde olduğu görülmüştür. Bedenin ölüm anında ağırlık kaybettiği defalarca ölçülerek tespit edilmiş, bu kayıp hassas görücülerle izlenmiş, buhar şeklinde görülmüştür. Araştırmanlardan biri hanımının ruhu ile anlaşma sağlamış, ikisi arasında sır olan bazı şeyleri tekrarlatmıştır. Japonlar yaptıkları makine ile toplantıdan ayrılanı, hemen ardından çektikleri fotoğrafla toplantıda göstermişlerdir.

Diğer canlıların ruhları,bilinçli enerji olan insan ruhu  gibi değildir.Basittir,hayvanlara özgüdür.vicdan acısı,iyiyi kötüden,doğruyu yanlıştan ayıran ve adaleti uygulayan,soylu davranışlarla rahatlayan,kötülüklerden acı çeken duygu madde olan bedenden,bedeni işleten üstün kudret ruh mu dur…? Bütün organ ve hücreleri disiplinli, dengeli yanılgısız, işbölümlü, sürekli kendini yenileyerek,olağanüstü mükemmellikte devam ettiren ruh mu dur?...İyileşmez hastalıklara yakalananların,inançla karşı koyup tıp kurallarını alt üst eden iyileşmeleri ,hipnotizma ile ağrısız ameliyatlar,sinirsel tedaviler düşündürücüdür.Ruh tabiatüstü bir kimliğe sahiptir,her an her yere ulaşır.Beyin,ruhun bilinçli bir amaca yönelik düşüncelerini vücutta uygulamaya yaramaktadır.Ruh kalıcı,hayat geçidir.Evrenin bir ucundan öbür ucuna kadar düşünebiliriz.Düşünce yer ve zamanla kayıtlı değildir.Işığın,sesin hızı ölçülmüş, düşüncenin hızını ölçebilecek alet yoktur  “Her nefis ölümü tadacaktır” (Enbiya-35) ayeti ruhun ölmediğini,ölenin nefis olduğunu bildirir. .Kur’an’da;”Sana sorarlar de ki: Ruh Rabb’inin emrindedir. Size az ilim verilmiştir, insan başıboş bırakıldığını mı sanıyor” ayetiyle dikkat çekilmektedir.

Allah doğal yasalar koymuştur, bunların işlemesini ister. İnsan, melek ve hayvan değildir. Serbest iradesiyle karar verip uygulayabilecek bir yaratıktır. Nefis ve şeytan olan iki düşmanı vardır. Yasaklara yönelten bunlardır. Yaratanımız bunlarla savaşta bizleri denemektedir. Bunlarla savaşımızda başarı ve başarısızlığımız ceza ve mükafat olarak değerlendirilecektir. Kötülüklerle mücadele, tekâmül aracı imkanıdır. İnsan, Kur’an ve hadislerle bildirilen emirlere, yasaklara uyarak olgunlaşır, ruhunu temizler. Hayat, Allah inancıyla anlamlı ve değerlidir. Maddesiz ruh, ruhsuz madde ile mutlu olunmaz,  Din inanma ve vicdan işidir. Esaslarına uymak dünya huzuru ve ahret saadeti için gereklidir. Mana amaç, madde araçtır. Manadan habersiz madde için yaşayanlar, bencil, çıkarcı, her türlü suçları işleyen huzursuz ve mutsuz, ümitsiz kimselerdir.

Yazarın Diğer Yazıları