Cafer Çelik

İmkanlar - İsraflar

Cafer Çelik

Otuz –kırk yıl öncelere göre imkanlar çok arttı. O yıllarda çoğu insanımız neyi giyeceğini, yiyeceğini düşünürken, şimdi insanlarımız neyi yiyelim, giyelim diyor. Yamalı giysi, ayakkabı giyenler görülmüyor. Evlerin çoğunda ayakkabı, elbise dolapları tam dolu Çarşı, pazarda her şey var. Yaz, kış farksız. Cadde ve sokaklarda arabalardan geçilmiyor. Hastanelerin sayısı her yıl artıyor. Köylere kadar düzgün yollar var. Sakatlar, yaşlılar hep maaşlı. Geçmişi bilmeyenler, düşünmeyenler şükürsüz, memnun değil. 

İnsanlarımız şehirlere akın ediyor, geçmişte karasabanla işlenmeyen yer kalmazken, bugün arazilerin çoğu işlenmiyor. Her köylünün bir sürü davarı olurken, köylerde davar nesli kesilmiş, köydekiler sütü, yoğurdu, hatta ekmeği merkezlerden götürüyorlar. Herkes işini bırakmış, işsiz olmuş, parası çok, yapacağı yok, iş bulmaya çalışıyorlar. Devlet dairelerinde bir kişinin yapacağı işte üç-beş kişi gün geçiriyor. Okuyanların tamamı devlet kapısına girmek istiyor, gördüğü eğitimle ilgili üretim, imalat yapmayı düşünenler yok. Özelleşen, zarar eden kurumlar alanlar tarafından çalışanların üçte ikisi tazminatları ödenerek çıkarıldı, çalışmaya devam ederek kara geçti.  

İnsanımız tembelleşti. Yaşlı, çocuk, sakatlar gücü nispetinde bir işe yararken, şimdi insanımızın en güçlü olanlarının çoğu bir işe yaramadan boş geziyor. Her yıl sayısı artan emeklilerin durumları da düşündürücü…

Yaşam doğum-ölüm arasında sınırlı, geçen zaman, bir daha ele geçmez, anı hayırlı, yararlı olarak değerlendirilmelidir. Yetkililer öncülük etmeli, insanımız imalata, üretime yönlendirilmelidir. Milletimiz emir milleti, emredileni yapar, çoğu düşünemez, aklını kullanmaz, gözüyle gördüğünü yapmaya çalışır, üreticisi yeni teknikleri uygulamaya yönelmez, yapılanlara devam eder, hayvancılıkla uğraşanlar, gelişmiş ülkelerde uygulanan tekniği yurda yeterince taşımıyorlar. Bizim iki vilayetimiz kadar yere sahip Hollanda gibi ülkeler hayvan ürünleri, bitki ihraç ediyorlar…  

Yurt ufak çevrelere bölünmeli, her çevrenin üretim ve imalatından mesul olanlar vazifelendirilmeli, başarılar mükafatlandırılmalı, örnek gösterilmeli, başarısızlar sorgulanmalıdır. Muhtardan en büyük yetkiliye kadar herkes ciddi olarak ilgilenmeli, yatanla yapanlar bilinmeli, belirlenmelidir. Herkes yararlı olmaya yöneltilmeli, makam kapma, menfaat yapma, iş yapma faydalı olma yarışına çevrilmeli, millet ve memleketten faydalananlar, faydalı kılınmalı, zararlı olacaklar engellenmelidir, zamanın anı, imkanın zerresi israf edilmeden titizlikle değerlendirilmelidir. 

GÜÇSÜZ MİLLET VARLIĞINI, BİRLİĞİNİ, HAKKINI KORUYAMAZ. ETKİN OLAMAZ, GÜÇLÜLERİN ETKİSİNDEN KURTULAMAZ…..

Not: İnsanımızda imkan var. Cadde, sokaklarda arabalardan geçilmiyor. Uygun yönlendirilse, güven sağlansa, her şey yapılır.

Yazarın Diğer Yazıları