Cafer Çelik

İman

Cafer Çelik

İman (inanmak), amel (inanılan esasların emir ve yasaklarına uymak, uygulamak), ahlak (tüm yaşamda inanılan esaslara uygun hal ve hareketleri etkin kılmak)tır. Bilinilecek ki inanılsın, gereği yapılsın, yaşanılsın. Nelere inandığını, neden inandığını, neler yapıp, neler yapmamasını bilmeyenler; inanç gereği değil, adet yapmış olurlar. İnanmadan yapılanlar hal ve hareketlerde etkin olmaz. Böyleleri taşıdıkları ismin yanlış tanınmasına sebep olurlar.

Özet olarak iman; ezeli, ebedi, var ve bir, her şeyi yaratan, gözeten, idare eden, kudreti sonsuz, yarattıklarına benzemeyen, her şey kendine muhtaç, kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan yaratıcının olduğuna; dünyanın geçici, ahretin ebedi olduğuna; bizlerin dünyada huzur bulmamız, ahrette sonsuz saadette ermemiz için gerekli esasları peygamberleri ile duyurduğuna, yaşamımızda yaptığımız her hal ve hareketimizin tespit ettirildiğine; karşılığını mükafat veya ceza olarak göreceğimize inanmaktır.

İlahi esaslar peygamberlere buyrulmuş; onlar tarafından insanlığa duyurulmuştur. Peygamberlerden (25)inin ismi Kur’an da geçmektedir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) tarafından (124bin) peygamberin gelip, geçtiği rivayet olunmaktadır. Peygamberler; doğru, emanet ehli, üstün zekalı, Allah tarafından seçilmiş, tebliğle görevli kimselerdir. Tevrat, Zebur, İncil, Kur’an ilahi kitaplarda; sayısı (100) olan ilahi sayfalarda da iman ve uyulması gerekli esaslar duyurulmuştur. Peygamberlerin çoğu kendilerinden önceki peygamberlere gönderilen kitap ve sayfaları tebliğle görevlendirilmiştir. Kur’an dan önce gönderilen ilahi sayfalar ve kitaplar korunamamış; sayfalar tamamen kayıp olmuş, ilahi kitaplarda eklemeler, eksiltmeler yapılarak tahrif edilerek orijinal hali bozulmuştur. Tahrif edilen bu aslı ilahi olan kitapları inceleyenler içeriğinde Hak kelamından çok fazla halk kelamının olduğunu göreceklerdir.

Kur’an en son gönderilen ilahi kitaptır. İnsanlığın gelişmesini gelişebileceğini; dünyada huzur bulmasını, ahrette saadete ermesini sağlayacak, kıyamete kadar geçerli noksansız esasları içermektedir. Vahy edildiği andan itibaren ezberlenmiş, yazılmış; Allah tarafından korumaya alınmıştır. “Şüphe yok ki Kur’an’ı biz indirdik! Onu biz koruruz” (Hicr,9)                    

18.asrın sonlarına doğru Almanya Münih Üniversitesi’nde (60)yıl (42000) Kur’an üzerinde çalışılmış, tek bir harf bile değişmediğini, bütün Mushafların aynı olduğu görülmüştür. (M. Hamidullah’ın çalışmalarından)      

Bir şeye inanmak için emin şahit, güvenilir belge aranır. Şu sayıda peygamber, ilahi kitaplar, sayfalar düşünen kimselerin inanmasını gerekli kılmaz mı? Her yaratılmışta ölçü, disiplin, düzgünlük görülmektedir. Bunlara yaratılış kanunları deniliyor. Bir canlının meydana gelmesinde bir hücre bölünüyor, bölünmeler devam ederek ürüyor, örülüyor. Her organı oluşturan hücre hem uyumlu, uygun ve planlı…Bir tuğlanın üreyip, örülerek binayı meydana getirmesi misal; canlının meydana gelmesi gerçek. Tuğla üremiyor, ören usta. Canlıyı da yaratan, Yaratıcı….         

Bilen, inanan, gereğini yapan, gerektiği gibi uyan uygulayan salih bir toplum, adil bir düzen oluşturur. Dünyaya örnek olur. Bilmeden, inanmadan, gereğine uyup, uygulamadan geçmişinden miras ismi taşıyanlar, yüce ismin vasfını taşımadıklarından tüm insanların ilgisizliğine ve incelememesine, dünyada huzursuz olmamalarına, ahrette ebedi saadete ermemelerine sebep olurlar.

Yazarın Diğer Yazıları