Cafer Çelik

Hz. Hüseyin ve Kerbela

Cafer Çelik

Hz. Hüseyin’in doğumunda Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) birkaç sahabeyle kızını ziyaret eder. Hz. Hüseyin’i kucağına aldığında hüzünlenir. Sahabeler –Ya Resulüllah, bu hale sevineceğine neden üzüldün? Diye sorarlar. Allah Resulü-Kerbela tarafını işaret ederek, bu torunum orada şehit olacak, hanımlarından Ümmü Selama’dan bir kase ister, içine bir avuç toprak bırakır, bunu sakla, bu topak torunum şehit olunca kanlanır buyurdu.(şehit olduğu gün toprağı değişik görerek, ağlayarak durumu Medine’lilere anında haber verdi)

Hz. Hüseyin 5,6 yaşında iken Allah Resulü ebediyete intikal etti. Hz.Osman ‘ı isyancılardan korumak için kardeşi Hz. Hasan ‘la birlikte Hz. Osman’ın kapısında beklemeleri için babaları tarafından görevlendirildiler. Babalarının halifeliğinde vuku bulan Cemel, Sıffin savaşlarında babaları safında yer aldılar. Kardeşi Hz. Hasan’ın halifeliğinde yanından ayrılmadı. Muaviye’ye biat etmediler, Medine’ye döndüler. Muaviye bunları takip etse de, fazla sıkıştırmıyordu. Yezit başa geçince Medine valisine emir gönderdi. Hz. Hüseyin ve birkaç isim daha var. Ya bana biat ettir, etmezlerse başlarını gönder! Vali Hz. Hüseyin’e durumu bildirdi. Hz. Hüseyin Mekke’ye gitmek için hazırlığa başladı. Ümmü Seleme(ra.)-Oğlum Hüseyin senin gitmen beni çok üzüyor. Gitme. Dedesinin söylediklerini anlatır. Hz. Hüseyin –Konuşulanları ben de biliyorum, ana der. Ümmü Seleme-Allah yardımcın olsun der, vedalaşırlar. Kardeşi Muhammed Hanifi-Küfe ve Basra tarafına gitme, onların babamıza ve kardeşimiz Hasan‘a yaptıklarını biliyorsun, onlar söz verir, sözlerinde durmazlar der. Vedalaşırlar, Mekke’ye hareket eder. Mekke de halk büyük bir coşkuyla karşılar. Hac arafesidir, hacca niyet eder, ihram giyer. Küfe, Basra çevresi etkin kişilerinden 10-15 bin bağlılık ve davet mektupları alır. Yezit’in adamlar görevlendirdiği, onlarında ihram giydiği, kendine suikast yapacaklarını da öğrenir. Amcasının oğlu Müslüm’ü durumu görüp değerlendirmesi, kendine bildirmesi için gönderir. Küfe halkı Müslüm’e çok ilgi gösterirler, Hz. Hüseyin adına on binlercesi Müslüm’e biat eder. Bu olumlu durum Hz. Hüseyin’e ulaştırılır. Hz. Hüseyin Umre’ye niyet eder, İhram’dan çıkar. Küfe ve Basra’ya hareket haberini alan Muhammed Hanifi Medine’den Mekke’ye gelir, kardeşiyle görüşür, konuştuklarını hatırlatır. Hz. Hüseyin-Kardeşim ben gideceğim, şehit olacağım, der. Muhammed Hanifi - Öyle ise yakınlarını götürme. Onlar da esir olacaklar buyurur. Üç yüz sevenleri, yetmiş iki yakınlarıyla hareket eder.

Küfe’deki durumu haber alan Yezit, İbn Ziyad’ı, ne istersen yap, gelişen tehlikeyi yok et diye vazifelendirir. Ziyad halkı tehdit eder, konuşmalar yapar, ileri gelenlere eziyet ettirir, öldürttükleri de olur. Müslüm halkı toplar, valilik sarayında Ziyad’ı yakalamak için kuşatır. Ziyad, sarayın balkonundan tehditler savuran, vaadlarda bulunan konuşma yapar. Halk dağılır, Müslüm’ün yanında çok az kimse kalır, bir zaman sonra kimse kalmaz. Akşam karanlığında sokaklarda sığınacak yer arar, kimse içeri almaz. Bir dul karı içeri alır. Birisiyle son durumu Hz. Hüseyin’e ulaştırır. Ziyad, Müslüm’ün yakalanmasına yardımcı olanlara paralar vereceğini duyurur. Karının oğlu para için yerini söyler. Ziyad’ın adamları evi sararlar, Müslüm kahramanca çarpışır, çok kimseleri öldürür, sonunda yaralanır, Ziyad’a götürülür. Müslüm saraydan atılarak şehit edilir, parçalanarak dallara asılarak etrafa korku saçılır.

Hz. Hüseyin durumu yolda öğrenir. Durumun ters döndüğünü arkadaşlarına haber verir, sizin biatınızı kaldırıyorum, kendinin yola devam edeceğini duyurur. O üç yüz kişi ayrılırlar, yakınlarına da onların hedefi benim, sizde dönün buyurur. Onlarda-Seni terk edersek halkın, Hakk’ın karşısına nasıl çıkarız? Deyip, ayrılmazlar. Yola devam ederken; Hür komutasında bin atlı kervanı karşılar. Bize verilen emir, sizi Küfe tarafına ilerletmemek, ikameti zor bir yerde ikamet ettirmek. Aralarında konuşmalar, tartışmalar geçer. Kerbela denilen yerde ikamet etmek durumunda kalırlar.

Hz. Hüseyin çadırları kurdurur. Arkalarına hendek kazdırır; içlerine çalı çırpı doldurtur. Adamlarını düzenler, başlarına kardeşi Abbas’ı vazifelendirir. Sabahleyin on bin kişilik bir birlik Ömer bin Saad komutasında karşılarında yer alır. Teslim olmalarını, Yezit’e biat etmelerini teklif ederler. Hz. Hüseyin, teklifi şiddetle reddeder. Onlara uygun, etkili hitabetlerde bulunur. Sonunda savaş başlar. Teke tek meydana çıkıyorlar, kahramanca savaşıyorlar, Yezit’i güçlerden çok kimse öldürdükten sonra şehit oluyorlardı. Hür’de yaptığına pişman oldu, Hz. Hüseyin safına geçti. O da savaştı, şehit oldu. İmam bu gece bizi rahat bırakın dedi. O gece sabaha kadar Kur’an okuyup namaz kıldılar,  emanetlerden konuştu, nasihatlerde bulundu, vedalaştı. Bu meydanda çok acıklı haller vuku buldu. En sonunda tek başına azgın guruhla çarpışırken onu da acımasızca şehit ettiler.

Bu olayda: İmam  zulme baş eğmeme, olaylar karşısında yapılabilecek tüm tedbirleri alma, hakkı savunma, zalimle mücadelede canı feda etmeden çekinmeme, her halde Allah emrine bağlı kalma gibi çok şeylerde önderlik etmiş; örneklik sergilemiştir.

Yazarın Diğer Yazıları