Faydalanmak ve faydalı olmak
Cafer Çelik
Karşılık beklemeden, karşılık karşılığı, karşılık vermeden, zarar vererek faydalanmak, faydalı olmak şeklinde gerçekleşir. En asil davranış, muhtaç kimseye Allah rızası için faydalı olmaktır. Bu insani, İslam’i olan duyguyu istismar edenler çok. Kimi kucağında 3-5 aylık çocukla, bazısı elinde parası olmadığı için, ağır hastasının ilacını alamadığı reçetesiyle, bir kısmı elinde 3-5 kalem, balon, çorap vs. satma rolü yaparak muhtaç olduğunu sergileyip yardım toplamaya çalışmaktadır. Yardım muhtacın hakkıdır. Muhtaç olmayana bu hakkı vermek; haklının hakkını sermayesiz kazanç peşinde olanlara kaptırmak olur. Bugün yaşlıya, sakata, hastaya devlet tarafından yardım edilmekte, maaş verilmektedir. Ayrıca tetkikle tespit ettikleri ihtiyaçlılara çeşitli yardım kurumları da yardım etmektedir. Yardım yakınlardan muhtaç olanlara, yakinen bilinen muhtaçlara, sağlam yardım kurumlarına verilerek yapılmalıdır. İstismarcı, şahıs ve kurumlara caydırıcı ceza gerektirir kanunlar çıkartılmalıdır.
Memur ve amirler devletten maaş alır. Karşılığında çeşitli vazifeler yapar. Bir şeyler yapıyormuş gibi oyalanarak gün geçirenlerde yok değildir. Yetkililer her meslek ve kurumlardan neler yaptıkları, geçmiş yıllara göre neler geliştirip, artırdıkları ile somut bilgiler istemeli. Misal olarak; ziraatçılardan, mevcut bitkilerin senelere göre artış, azalış nedenleri, çevreye uygun yeni bitki türleri; yetiştirilmesi, verimi; bitkilerin tüketim fazlasının değerlendirilmesi gibi şeyler hk. bilgi edinilmelidir. Çevrede hayvan türleri, artış ve azalış nedenleri; gerekli türleri artırmak için yapılanlar nelerdir? Başarılıları mükafatlandırma, yapmayan, zarara sebep olanları mesul tutma uygulamalarına yer verme uygun gelişmelere sebep olur.
Vakıflar, dernekler, çeşitli kurumlarında ne yaptıkları, neler yapmak istedikleri araştırılmalıdır. Geçmişte, sağlıkçılar, nüfuscular, şucular, bucular yardımlaşma dernekleri adında çok oluşumlar oluşturulmuş; resmi işleri için gelenlerden mecburi yardım fişi almaları sağlanmıştı. Bunlara benzer vakıf ve kurumlar da vardı. Benzeri kuruluşlar açıktan soygunculardı. Araştırılırsa benzerlerini tespit etmek mümkün olur.
Gerçek olaylar: Bir vatandaş böbreklerinden rahatsız. Özel bir sağlık kuruluşunda tahlil yaptırıyor, film çektiriyor. Filimi ilgili doktora gösterdiğinde, Doktor-Bu rapor bu filimin değil filimin raporunu düzenlesinler diye gönderiyor. Önceki rapor filime bakmadan, hazır bir rapora hastanın ismi yazılmış bir rapormuş. İkinci bir olay: Vatandaş silahla yaralanıyor. Vücuduna 6-7 kurşun isabet ediyor. İkisi vücudun içine işleyip, içerde kalıyor. Yaralı ağır birkaç ameliyat geçiriyor.30-40 gün yoğun bakımda yatıyor. Hasta biraz iyileşince vücudunda şişlik içinde kurşunun birini kendisi bulup aldırıyor. Israr ettiği halde ikinci kurşunu araştırmıyorlar, yerini tespit edip, çıkarmıyorlar. Defalarca profesör ve uzman doktorlar heyet halinde hasta ile ilgilendikleri halde kurşun 18 yıldır vücudun içinde, yeri bilinmiyor. Adı geçen olayla ilgili suçluya (4)yıl ceza veriliyor. Temyiz bozduktan sonra aynı hakim cezayı (10)yıla çıkarıyor. Mağdurun, farklı cezaları gerekçe göstererek; hakimin ya mesleğinde yetersiz veya kanun dışı etkilerle karar verdiğine dikkat çeken şikayeti üzerine D.G.M. dosya inceleniyor; reislikten alınarak Sulh Ceza Hakimliğine başka bir ilçeye nakil ediliyor,
Ne yazık ki çoğu kimseler işkal ettiği vazifede gerekli titizliği, gayreti göstermiyorlar. Bunlara sebepler, önleme sebepleri araştırılmıyor. Çok kimse milletten yararlanıyor da azami yararlı olamıyor.
