Cafer Çelik

Bozulmanın pis kokuları

Cafer Çelik

Her gün yayınlarda boşanmalar, cinayetler, insana yakışmayan, ilahi- insani yasalarda yasaklanmış çok çeşitli olaylar okuyoruz, görüyoruz. Bu olaylar her yıl artarak devam ediyor. Alınan tedbirler, yapılanlar olayların azalmasında, artmamasında pek etkili olamıyor. Olaylar çeşitlenerek, artarak devam ediyor. Normal olmayan bu uygunsuz gelişmeler halkımızın çoğunun dikkatini çekmiyor, tepkisine sebep olmuyor, yetkililerin etkin tedbir alması için eğitimde, yasalarda değişiklik yapmaya zorlamıyor. En yüksek eğitim kurumlarında görülen benzeri haller, mevcut eğitim sistemimizle olan olumsuzlukların önlenemeyeceği düşüncesini artırıyor.  

Bu olanlar bozulmanın pis kokularıdır. Bozan sebepler nelerdir? Çareler aranmalı, bozulma durdurulmalı, bozuklukları düzeltme çalışmaları başlatılmalıdır. Halkımız ilgi duymalı, vekilleri vasıtasıyla yetkiler uyarılmalı, milleti yok oluşa sürükleyen bozulma akımı önlenmelidir. 

Dış güçlerin amacı milletimizin yok olmasıdır. Millet zararına olanları desteklerler, dün gizliden yaptıklarını, şimdi açıktan yapıyorlar, onların tavsiye ve rehberlikleri, belki de bozulmaların en etkili sebeplerindendir. Kendi bilim adamlarımızdan seçkin bir grup, sebepleri araştırsınlar, çareler tespit etsinler, çeşitli gruplarda tartışarak en uygun esasları tespit edip, önce deneyip, uygununu uygulasınlar. 

Tarihimizde uygulamalarımız, eriştiğimiz faydalı neticeler çok. Çalışmalarımızda inancımıza uygun eğitim-öğretimimizi uygulasaydık, bozulmalar bu boyutlara ulaşmazdı. Yeni faydalıysa alınır, eski zararlı ise terk edilir. Yapılacak yararlılar önce benimsetilir; sonra uygulanır. Benimsenmeyen uygulama tepki ile karşılanır, benimsetilmesi çok zaman alır.  

“İlimsiz din topal, dinsiz ilim kördür” İnsanın terkibi madde ve ruhtur. Her ikisini de ihmal etmemek gerekir. Birini alır, diğeriyle ilgilenilmezse çeşitli olumsuzluklara sebep olunur. Her şey de ki tertip, düzen; şunca peygamberlerin tebliği, ilahi kitap ve sayfalarda buyrulanlar, sonsuz kudret sahibi bir yaratıcının varlığını, dünyanın geçici, sonsuz ahret hayatı olduğunu, yapılanların görüldüğünü, tespit edildiğini, ceza ve mükafat olarak değerlendireceğini bildirmektedir. İnsani düşünce ve nazariyelerin zamanla değişmesi mümkündür. İnsanın kudreti sınırlı ve noksandır. İlahi esasların kaynağı sonsuz, noksansız, ilim sahibi yaratıcıdır. Uyulanlar, uygulananlar ilahi esaslara, ilahi esaslara uygun ilmi esaslara, ilahi esaslara uygun aklı düşüncelere uygun olmalıdır. Uygunsuzluklar çok çeşitli hatalara, bozukluklara sebep olmaktadır. Nefsi, keyfi, hissi, hevesimsi hallere göre kurulan esasların uygulanması neticesi, olumsuzluk, adaletsizlik, huzursuzluktur. 

Gerçek inançta olmayan etkinler, yönetilenler bozulmaktan korunamazlar, İlim inanca yönlendirici olarak tertip, düzen, ölçülere, Lut gölü, her şeydeki dengeye, güneşin hassas uzaklığına, biraz yakın, uzak olması halinde sebep olacağı neticelere, daha benzeri pek çok şeylere dikkat çekerek sonsuz kudret sahibi inancını telkin etmeli.

Yöneticiler, görevliler, herkes yaptığı, yardımcı olduğu, engel olmadığı zararlı-faydalıların karşılığını mükafat-ceza olarak göreceği inancına sahip olur, her halinde ilahi esaslara uygun davranırsa dünyada huzurlu olacak, ahrette sonsuz saadete erecektir.
 

Yazarın Diğer Yazıları