Cafer Çelik

Bayram

Cafer Çelik

Bayram, sevinçli, sevinilen, sevindirilen gün. Bereketli Ramazan ayını oruçla, çeşitli ibadetlerle geçiren ümmetin nail olacağı af ve mükafat, sevinçli olmayı gerektirir. Af olmak, mükafata nail olmak sevinilen büyük bir olay, büyükleri ziyaret, çocuklara hediyeler vermek sevindirilen güzel adet.

Yaratan, yarattığı insanların dünyada huzurlu olması, ahrette sonsuz saadete ermesi için uymasını, uygulamasını istediği esaslarını peygamberleri vasıtasıyla insanlara tebliğ ettirmiş; bir kısım insanımız ilimsizlikten, gafletten dolayı, hata, kusur, suç işler duruma düşerler. Bu hallerden kurtulmak için tövbe edip, af dileyip, ibadete yönelip çaba göstereceklerine, suçlarını büyütüp ümitsizliğe düşenler de olur. Ramazan ayı, kadir, Cuma geceleri, kandiller, vakitler gibi bol bereketli günler, saatler, ayları iyi değerlendirerek, hatalarını, suçlarını aşan mükafatlar kazanacaklarını, Allah’tan ancak kafir olanlar ümit keser.

Allah insanların azap görmesini istemez; mükafat görmesini ister. Peygamberler göndermesi, ilahi emirlerini, yasaklarını bildirmesi, bereketli zamanlar, ibadetler Allah’ın nimetlerindendir. Değerlendirenler cehennemlik hallerden arınıp, cennet mükafatına nail olurlar.

Bayramlar, cumalar, hac, Müslümanların tanışma, konuşma, kaynaşma, birlik ve beraberliklerini güçlendirme gayelerini, gayretlerini artırma faaliyetlerini artırmalıdır. Çevrede, dünyada olan gelişmeler dile getirilmeli, yararlı olanlara nasıl destek olunacağı, zararlı olanları engellemek, etkisiz kılmak için güç nispetinde yapılacaklar konuşulmalıdır. Bir kısım devlet başkanları, dünyanın çeşitli yerlerinde Müslümanlara yapılan zulüm’e duyarsız kalıyor, geçici makam ve menfaatının ömrünü az da olsa uzatmak için zalimlere itaat ediyorlar, haraç veriyorlar.   

Dünyanın gözü önünde Filistin’de yapılanlara sessiz kalınması, Allah ve ahret inancında olmayanlardan adalet beklemek, gaflettir, saflıktır. Dünyada adalet geçmişte Müslümanlar tarafından uygulanmış, gelecekte de Müslümanlar uygulayacaktır. Sayıları milyarca olan, İslam ismini taşıyan Müslümanların bilmesi, inanması, birlik olması, her türlü teknik aleti üretmesi, güçlü olması, gücünü mevcut güçlüler gibi adaletsiz olarak değil; ilahi esaslara göre kullanarak örnek olması, Dil, din, yer, renk ayırımı yapmadan Adil Düzen oluşturması, dünyaya sulh-sükun getirmesini gaye edinmiş, yılmadan gayret gösterilmesini gerekli kılmaktadır. 

Yahudi milletli kendilerinin ulu millet, diğer milletlerin köle millet olduğuna inanırlar. Sayıları az olmakla dünyaya hükmetmek için, diğer milletlerin insani hasletlerden arındırılıp, sürüleşmesine asırlardan beri çalışmışlar, çalışıyorlar, büyük mesafe almışlar. İnsanların çoğunluğunun düşünmeden, aklını kullanmadan, telkin edilenlerin etkisinde kalarak, diğer canlılardan farksızlaşmasında etkili olmuşlar. İnsanlarımızda edep, adalet, vicdan, merhamet duyguların noksanlaşmasını, sade kendi nefsini düşünür hale gelmesinde de etkili olmuşlar. İnsan, insanlık hasletlerden uzaklaşır, diğer canlılardan farksızlaşırsa, binlerce koyunu bir çoban güder, istediği zaman çoban meraya da, mezbahaya da sevk eder. Sürü birlik oluşturamaz, insana yakışmayan haller karşısında etkili olamaz.

Yazarın Diğer Yazıları