Cafer Çelik

Adalet

Cafer Çelik

Adalet: Her halde tarafsız ve hissi, nefsi, hiçbir etkinin tesirinde kalmadan, hakkaniyetle davranmak, esaslara uymak-uygulamak. Dil, din, renk, yer, ırk, akrabalık, hısımlık    farkı gözetmeden, tarafsız karar vermek, haklıyı korumak, suçlunun cezalanması için gerekli olanları yapmak, yapılmasını sağlamaya çalışmak.

Adil kimse, davranışının görülüp-bilindiğine, gizlenmediğine, karşılığını göreceğine, sözde değil özde inanandır. Her an ilahi huzurda olduğuna inanarak davranışını sergiler. Geçici dünyada yaptığının karşılığını ebedi ahirette göreceği bilincindedir.

Dünyevi hukuk sistemlerinde esaslar ekseriyetle siyasi güçlüler tarafından kendi makam ve menfaatlarına zarar getirmeyecek özellikte düzenlenir. Onun için kanunları “güçlülerin yaptığı, güçsüzlere uygulanan kurallar” diye tarif edenler vardır.

Yaratıcı ilahi esaslarında tüm insanları dünyada huzurlu kılacak, ahirette ebedi saadete erdirecek esasları peygamberlerine duyurmuş, duyurmalarını buyurmuştur. Kıyamete kadar insanlık bilir, inanır, ilahi emre uygun olarak uyup-uygularsa noksansız adaleti yaşayacağı, orijinal ilahi yasa, son nebi ve resul Hz, Muhammed (sav) tarafından tebliğ edilen Kur’an’dır. Kur’an’da adaletle ilgili çok ayetler vardır. Nisa suresi-135’de mealen “Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara(sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez) yahut şahitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır." Resülullah, bir husus da bağışlanması için aracılık yapmak isteyen Üsame b.Zeyd ‘e “Allah’ın sınırlarını çizdiği bir cezada mı aracılık yapıyorsun.” buyurdu. Ayağa kalkarak bir hutbe verdi. Şöyle devam etti. “Bundan sonra şu hususu belirtmek istiyorum. Sizden öncekilerinin helak olmalarının nedeni, değerli bir kimse hırsızlık yaptığında gereken cezayı ona uygulamamaları, zayıf kimselere uygulamalarıdır. Canım elinde olan Allah’a yemin olsun ki eğer Muhammed’in kızı Fatma da hırsızlık yapsa onun da elini keserim.” Sonra emir verdi, hırsızlık yapan kadının eli kesildi.                                        

Geçmişte Milletvekillerinin oturduğu koltuklarda hırsızlık yapan kimse için bir ceza uygulanmadan, tüm milletin bildiği halde kapatıldı. Esaslar, uygulayıcılar adil olmalı ki, yasak-yanlış yapanların yanı sıra yapılmasına sebep olunan, yaptıran durumuna düşülmesin. Yetkililer yapılması gerekeni noksansız yapmamalarından da mesuldürler. Sorguya çekilip, ceza göreceklerdir. Yapılan tüm kargaşanın sebebi adaletsizliklerdir. İnsanlar adil esasların adil uygulanmasını, zaruri ihtiyaçlarını kolaylıkla karşılayacakları bir yaşayış isterler. Dil, din, yer, renk, ırk farklılığını makam ve menfaat elde etmek isteyenler kullanarak çatışmalar çıkarılmış, çıkarılıyor, çıkarılacaktır. İnsanlarda hoşgörü, düşünerek ferdi yarara, insanlık zararına olacaklara alet olmama, karşı durma geliştikçe çatışmalar azalıp, sonlanacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları