Meşhur bir sünnetçi varmış…
Çalıştığı “Sağlık Merkezine” gelenlere “Heyet Raporu” verileceği zaman, doktorlar gecikince odaları dolaşıp aynı anda hem göz muayenesi, hem kalp muayenesi, hem de diğer muayeneleri yapar doktorların kaşesini basar, vatandaşı gönderirmiş.
Sünnetçi işini sağlam yapıyormuş.
Hepsi de “sünnetçinin verdiği” Sağlam Raporu için parasını yatırır, gider ehliyet sahibi olurmuş.
Gerçekten hepsi sağlammış mı, işte orası tartışmalı.
Bu durum; trafikte hangi parçası savrulacak diye baka kaldığım araçları görünce bana hep TÜVTÜRK’ün araç muayene uygulamasını çağrıştırıyor.
***
Trafiktesiniz…
Yanınızdan geçen aracın tekerimi, ön kaportası mı, motorumu, üzerinize savrulacak diye korkuyorsunuz.
Maalesef o araçlar “Sağlam Raporu” verilerek trafikte dolaştırılıyor.
Araç araçlıktan çıkmış, ama “Sağlam Raporu” var…
Aracı yapan fabrikaya götürsen, “Bu bizim aracımız değil” diyeceği araçların “Sağlam Raporu” var.
Peki bu araçlar trafikte nasıl dolaşıyor?
“Üretim standardı değiştirilen” araç trafiğe çıkabilir mi?
***
Yollar maalesef sağlam raporlu “seyyar mezarlarla” dolu.
10 yaşındaki aracın sahibi aracını muayene götürürken yaşadığı tedirginliği, 30 yaşındaki aracın sahibi yaşamıyor. Neden?
TÜVTÜRK Araç Muayene İstasyonlarının fiyat uygulaması çok tartışılıyor. Çünkü cepten para gidiyor.
Peki, “seyyar mezar” gibi dolaşan araçlar neden tartışılmıyor?
TÜVTÜRK’ün seyyar ilçe istasyonları var / mış…
Soru işaretleri nedense hep bu yönden geliyor.
İçişleri Bakanlığı bir inceleme yaparsa, trafiğe sürülen araçların nasıl muayene edildiği ortaya çıkmış olur.
