Ankara’da bir siyasetçi, sorumlu olduğu kamu birimine, eşi ile ortak oldukları şirketten “Dezenfektan” sattıkları kamuoyuna yansıyınca koltuğundan oldu.
Olacak iş değil.
Malatyalı bir siyasetçi olsaydı böyle bir tuzağa düşmezdi.
Çünkü bu işin kitabının kapağını bilmem, ama bazı sayfalarını Malatya’dan yazıyorlar.
O siyasetçi Malatya’ya gelip bazı siyasetçilerden kurs alsaydı, böyle bir sonla karşılaşmazdı.
Hem koltuğunu korur, hem Merkez Bankasında ek hesap açtırırdı.
***
Malatyalı bazı siyasetçi ne mi yapar?
Gider Bingöl’de, Diyarbakır’da, Osmaniye’de işbirliği yapacağı adamlarına şirket kurdurur, gelir makamında namus dersi verir.
Ya da gider Elazığ’dan, Bingöl’den Adıyaman’dan kurulu şirketlerle yüzdelik işbirliği yapar, gelir millete dürüstlük dersi verir.
İş olur, Bingöl’de kurulan şirket alır.
İş yapılacak, Elazığ’dan yüzdelik işbirliği şirketi yapar.
Kim fark edecek?
Herkes sanır ki, adam çok dürüst. Oysa adam ya o şirketlerin ortağıdır, yada yüzdelik işbirlikçisidir.
Malatya’da son dönemde yabancı şirketler neden arttı dersiniz?
Yollarını şaşırmadılar her halde…
Peki bunun belgesi var mı, bulamazsınız.
***
Son dönemde “Gri pasaportla” adamları götürüp Almanya’da kaybedenlerle anılan Malatya, İnşallah başka taze, fırından yeni çıkmış devleti ve milleti dolandırma tezgahları ile gündeme gelmez diyelim.
Hiçbir şey gizli kalmıyor.
Mutlaka bir gün ortaya çıkıyor, çıkarılıyor.
