Marmara Denizi’nde ortaya çıkan kirliliğin boyutu ve doğanın verdiği “sert tepki” Türkiye’nin ana gündemi.
“Biyolojik ve kimyasal birçok koşulun bir araya gelmesiyle oluşan Deniz Salyası” Marmara Denizi kıyalarını cennetten cehenneme çevirdi.
Kısacası..
Doğal bir Afet yaşanıyor!..
***
Malatya’da deniz yok.
Kayseri gibi Malatya’ya henüz deniz getirilmesi sözü de verilmiş değil.
Ancak;
Malatya’da kıymeti ve değeri bilinmese de, deniz kadar kıymetli olan bir Karakaya Baraj Gölü var.
Yılardır Kirletiliyor.
Kontrol yok…
Denetim mekanizması yok…
50 yıl sonraki durumunu ortaya koyacak bir planlama dahi yok.
50 yıl sonra Karakaya Baraj Gölünde balık yaşam alanı olacak mı, olmayacak mı?
Gölün su kalite parametreleri şuanda hangi seviyede?
Kim ilgilenecek?
Kim sorumluluk alacak?
Ya da…
Kimin umurunda?
***
Malatya’da ki “Kentleşme manzarası” Karakaya Baraj Gölü'nün su kalitesinin yarın daha kötü olacağını gösteriyor.
Baraj bitirse kayısı da biter..
Kayısı biterse Malatya biter..
Yaşasın betonlaşma!..
Ama..
“Beton kafalar” halen suyun olmadığı yerde yaptıkları binaların ve imar planlarının bir kıymetinin olmayacağını düşünmüş değiller. Marmara Denizi kenarındaki milyon dolarlık yatların deniz salyası içinde çivilenip kaldığını görseler iyi olacak.
***
Bir atasözü şöyle der; “Karanlık bir oda da kara kediyi bulmak çok zor.”
