Telefonunuz çalacak!..
Ekrana bakınca telefonun Ankara yada İstanbul kodlu olduğunu göreceksiniz.
Ses tonu güzel bir hanımefendi, kısa bir bağlamadan sonra konuya girecek.
“X anket firmasından arıyoruz. Söyleyeceğimiz isimlerden hangisini yada kimleri milletvekili adayı görmek istiyorsunuz?”
Siz, elinize seçim mührü geçmiş gibi mutlu ve mesut bir şekilde söylenen isimler için yorum yapıp, ya üstünü, yada altını çizeceksiniz, kafanızda başka isimler varsa söyleyeceksiniz.
Sonra anketçi hanımefendi, teşekkür edip kapatacak.
Siz ankete katıldığınız sanarak mutlu vatandaş pozuyla gezeceksiniz.
Öyle sanın!..
***
Aslında sizi bir anket firmasından aradıkları doğrudur.
Doğru olmayan nokta ise, o bir anket değil, dost ve düşman belirleme stratejisidir.
Siyasetçiler artık dostunu ve düşmanını tanımak için artık anket yaptırıyor.
Bir milletvekili ya da tanımış bir siyasetçi 100 kişilik dostunun telefon numarasını anketçiye veriyor ve dostları arasında kimlerin kendisini milletvekili olmasını isteyip-istemediğini rahat rahat, incitmeden sorduruyor ve yüzde 100 sonuç veren tespitle bunu öğrenebiliyor.
Tere yağdan kıl çeker gibi bir teknik.
Dost olanlar ile dost görünenleri belirme tekniği de bu şekilde gelişmiş oluyor.
Böyle bilin!..
***
Anket adı altında dostunu ve düşmanını belirlemek için parti içinde bile yoklama yaptıran milletvekilleri var.
Yalnız açık verilmiş.
Milletvekili için iyimser konuşmayanlar, bir süre sonra peş peşe ziyaret edilmeye başlanınca iş açığa çıkmış.
Gerçeği görün!..
***
Siz siz olun yine de anketlere güvenmeyin!..
Sokağın sesine hiç güvenmeyin.
Muhalefet mensupları sokakta gezerken, “Açız, öldük, perişanız, bunları başımızdan alın, Allah bunların belasını versin” diyenler, iktidar mensupları gezerken, “Allah sizden razı olsun, Allah sizi başımızdan eksik etmesin” diyorlar.
Siz bu tablonun olduğu toplumda hangi ankete, hangi sonuca inanacaksınız?
