Asiye Türkan Aile Danışmanı / İlahiyatçı

Kendimizi mi kandırıyoruz?

Asiye Türkan Aile Danışmanı / İlahiyatçı

Ey insan! 

Seni RABBİNİN bunca nimetlerine karşı saygısızca azdıran ve aldatan nedir? 

Bugün varsın ve nefes alıyorsun, yarın nerede ve nasıl olacaksın biliyor musun?

Bugün varlıklısın, yarın mallarının ve sevdiklerinin yanında olacağından emin misin?

Şuan uykuda ruhunu Rahman’a teslim ettin, sabah ayağa kalkıp hayatta olabilecek misin?

Rabbim ölme vakti gelenin ruhunu almaktadır. Diğer zamanlarda ise her uykunun bir ölüm gibi olduğunu, uyku halinde ruhumuzu uykuda alacağını, ölümüne hükmettiğini tutacağını diğerlerinin canını da salıvereceğini Zümer suresinde inanan yani güvenip teslim olanlar için apaçık ibret olarak sunmuştur. 

Her gün ölüp tekrar dirildiğimizin, bir sabah dirilemeyeceğimizin farkında mıyız? 

O halde sözüm ölmeyecekmiş gibi yaşayıp her şeye gücü yeteceğini sanan, içindeki sesi bastırıp vicdanını körleştiren, kendisini temize çıkarmak için cümle aralarından kelimeleri seçip devamlı şikayet pozisyonunda olan, üzerine düşeni yapmadığı gibi yük olan, sorumluluk almaktan kaçıp iç dünyasıyla barışık olmayan, huzursuzluğuna bin bir sebep arayıp bulup mutlu olmayan, muhatap olduklarını mutlu edemeyen ve kendini de Müslüman olarak adlandıranlara... 

Kucağında ne zaman patlayacağını bilmediğin bir bomba taşıyorsun. Biliyor musun?

Ölümün olduğu her yerde zulüm olduğunu görmüyor musun?  

Zulmün büyüğünün küçüğü olmadığını, mazlumun sahibinin de Allah olduğunun farkında değil misin? 

Zülüm varsa orası imtihan yeridir. Hak Teala bizleri mallarımızla ve canlarımızla ya eksilterek ya da çoğaltarak imtihan etmektedir. Öncelikle kendimizle,  bizimle devamlı muhatap olanlarla yani eşimizle, çocuklarımızla, anne babamızla, akrabalarımızla, komşularımızla, içinde yaşadığımız toplumla, malımızla, makamımızla, bilgilerimizle, söylemlerimizle hasılı hayatımıza katılan her şey ile sınavdan geçmekteyiz.

Bizler enerjimizi nerede tüketiyorsak imtihanımız da oradan çıkmaktadır. 

Peki biz enerjimizi nerede tüketiyoruz?

Başımıza bir musibet geldiğinde kime şikayet ediyoruz?

Hangi makamlardan hangi şekilde yardım istiyoruz?

Doğru hareket edersek, kırmızı ışıktan geçmezsek, sınırlarımızı ihmal etmezsek, sorumluluklarımızı yerine getirirsek, kurallara dikkat edersek, görevlerimizi yaparsak kim bize ne diyebilir ki? Dese bile ne kadar sıkıntı verebilir ki?

Trafikte herkese eşit davranılmaktadır. Hatayı yapan bu dünyada büyük ceza almasa da iç mahkemesinde büyük ceza almaktadır. Kaza ben geliyorum dememektedir. Kazaya uğrayan gerekeni yapıp hata yapan gibi yapmazsa yani doğru hareket ederse en az zararla kurtulacaktır. 

Kader kurallarsa kaza da bizim doğruyu yaptıktan sonra başımıza gelen musibetlerdir. Burada güvenip teslim olanın yapacağı sabırla güzel harekettir. Zira O’ndan geldik dönüşümüz yine O’nadır. Musibetler insanın tecrübesidir. Her yaşanmışlık bizi olgunlaştıracaktır. Yeni hayat bakışı sunacaktır.  

Hasılı kelam biz neredeyiz? 

Kendi yapmadıklarımızda mı yoksa karşımızdakilerin yapmadıklarında mı?

Bu dünya etme bulma dünyası der büyüklerimiz. Yaşayınca anlıyor insan. Ne ekiyorsak onu biçiyoruz.

Yaşadıklarımız biziz. Kabul etmeliyiz. Layık olduğumuz gibi imtihan ediliyor, yaptıklarımızın cezasını çekiyoruz. Dönüp yapmadıklarımıza baktığımızda, kendimizle yüzleştiğimizde bunu görüyoruz. 

Mutsuzluğumuzun altında kendi egolarımızın, amalarımızın, nedenlerimizin, keşkelerimizin yattığını neden kabul etmiyoruz ki? 

Zamanın aleyhimize işlediği apaçık iken neden zamanla cebelleşiyoruz ki?

Neden hüsranın içinde olduğumuzu kabul etmiyoruz ki? 

Gün be gün kan kaybediyoruz. Yok oluyoruz. Yine de amaların arkasına sığınıyoruz. 

Zamanın aleyhimizde şahitli olduğunu ancak inanıp güvenlerin, doğru hareket edenlerin ve bu doğruları tavsiye edenlerin hem bu dünyada hem de ölüm sonrasında kurtulacağını bilmiyor muyuz? 

Elbette çok iyi biliyoruz. O zaman ne oldum değil ne olacağım demeliyiz. Öleceğiz ve yaptıklarımızdan bir bir hesaba çekileceğiz. Lakin nefsimizin kölesi olmaktan da bir türlü kurtulamıyoruz. 

Yoksa sadece kendimizi mi kandırıyoruz?

www.ailedanismani.de

Yazarın Diğer Yazıları