Ali Yiğit

Zekat vermeye gittik infak aldık..

Ali Yiğit

Aslında bugün geciken belediye hizmetlerini yazmak için hazırlanmıştım..

Seçimin üzerinden elli gün geçti hala tık yok...

Sanırım gönül belediyeciliğinde takılı kaldık..

İftar çadırlarında kepçe pozları artık gına getirdi..

Buraya bir nokta koyup asıl yazının başlığına geçelim.

Saat 14.00 civarıydı..

Zekatını dağıtmak için aradı bir dostum muhtarım biraz zekatımız var birlikte dağıtabilir miyiz?

Elbette ikindi namazı sonrası birlikte dağıtalım dedim..

Hani mevcut listemiz var dul, yetim, yaşlı, engelli adresleri bizde mevcut..

Birlikte dağıtmaya başladık..

5-6 evi dağıttıktan sonra  3 yetimi olan her zaman yardımcı olduğumuz aileye gittik..

Babalarını yaklaşık 10-yıl önce kaybetmişlerdi..

Üç kız kardeşlerdi..

Üç kız kardeşten en büyüğü geçen yıl üniversiteyi kazanmış makine mühendisliğini okuyor..

Diğeri üniversiteye hazırlanıyor..

En küçüğü ise bu yıl ilköğretim sekizinci sınıfa geçti..

Dostumuz zekatını uzattı..

Allah kabul etsin..

Biz tam döndük merdivenden ineceğimiz sırada..

Anne..

Muhtarım  kızımın bir isteği var..

Buyurun dedim..

Kızımın arkadaşının babası vefat etmiş..

Onlarda üç kardeşlermiş..

Maddi durumları zayıf..

Çalışacak kimseleri de yokmuş..

Kızım diyor ki Ben bu ay biraz çalıştım...

Aylığımı aldım.. Bir miktar  infak edeceğim.. Çünkü zekat verecek mala sahip değiliz ama infak edebilirim dedi. Arkadaşıma versem üzülecek ama bir fırsatını bulup vermem lazım..

Kızımın bu isteğini yerine getirebilir misiniz?

Ve  bir zarf uzattı içerisinde bir miktar para vardı..

Sizden isteğim bu infakı mı arkadaşımın annesine iletebilir misiniz dedi..

Ben ve dostum birbirimize baktık ve donduk kaldık..

Kendisine uzattığımız zarfın içerisine infakını koyup arkadaşına gönderiyor..

Ramazan paylaşmaktır deriz ya..

İşte bu gün o paylaşmaya tam şahitlik ettik..

Varlıkta ve yoklukta infak etmek...

“O takva sahipleri ki, gayba iman ederler, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak ederler.” (Bakara, 3)

Salih amel...

Mağduriyeti yaşamış olmanın acısını vefa örneği ile kolaylaştırmak..

Yetim olarak yetim olana kol kanat olmak..

Ekmeğini paylaşmak..

Allah’ım ne güzel bir davranış..

Biz zekat vermek için gittik  yine de gitmeye devam edeceğiz Allah'ın izniyle..

İşte işin özü burada.. Zekat verdiğimiz ailenin çocuğu infak ederek paylaşıyor..

Ve onu incitmemek için kimin verdiğini söylemeyin diyor..

Manevi teslimiyet..

Takvalı bir davranış...

Her ne infak ederseniz şüphesiz Allah onu hakkıyla bilendir.” (Âl-i İmran, 92). Yani yaptıklarınızı, yardımlarınızı insanlara duyurmaya kalkışmayın. İnfak edeceğiniz şeyleri değersiz şeylerden seçmeyin. Çünkü Allah hakkıyla bilendir. Ne verdiğinizi ve niçin verdiğinizi bilir.

Yaşadığım bu günü hayatım boyunca unutmam ne mümkün..

Kaleme almamdaki gayem ise varlıkta ve yoklukta ve en değerli olandan infakın yapıldığına örneklik teşkil etmesi..

Kendisi yetim..

Evde çalışan erkek yok..

Kız kardeşler ve kendisi öğrenci..

Yaz ayı olması nedeni ile bir aydır çalışıyor..

Sınıf arkadaşının durumu iyi olmadığı için aldığı maaşı paylaşıyor..

İşte meselenin özü..

Tefekkür siz değerli okuyuculara ait..

Rabbim  varlıkta ve yoklukta bizleri infak edenlerden eyle..

Yazarın Diğer Yazıları