Ali Yiğit

YOK'LA TANIŞMAK

Ali Yiğit

Dün "Yok" la tanıştım. Suriye'liymiş.

Sadece iki kelimeyle anlaştık. Kağıt topluyordu. Yanına gittim, tokalaşmak istedim eli kirli diye uzatmadı. Zorla yapıştım eline, 16-17 yaşlarında, erkek.

- Nerelisin diye sordum"

- Suriye" dedi.

- Nerede oturuyorsun diye sordum...

- "yok" dedi.

- Annen, baban, kardeşlerin?

- yok

- okula gidiyor musun?

- yok

Tüm sorduğum sorulara aynı cevabı aldım; "Yok"

Öğrendim bu gün mazlumcayı. "yok" kelimesine bütün dünya sığıyormuş, utandım, yemek ısmarladım, cebine biraz para sıkıştırdım.

Sonra?

Sonrası trafik, gürültü, şehir, yetişilmesi gereken toplantı, okula giden annelerinin elini tutmuş çocuklar, kamyon ve diğer arabaların kornaları, pizza yetiştiren motorlu kurye, esnafın telaşı takara tukarası işte...

Kendi kendime sordum;

"Ümmet nerede ?"

Yutkundum, kendim cevapladım;

"Yok"

Bir arkadaşın paylaşımından aldım bu yazıyı.

Yazı bir hikaye değil ironi hiç değil...

Hayatın tam gerçekleri olsa sanırım..

Savaşın yükünü, acının her türlüsünü, yalnızlığın ne demek olduğunu, aç kalmışlığı yaşayan çocuklar..

Bir umutla beklerler...

Yoklarla hep onlar tanışır...

Onlar Savaşın çocukları..

Suriye'de, Arakan'da, Gazze'de...

Yemek yemek istiyoruz fakat hiçbir şey yok.

Ekmek istiyorum.

Şehit olmak istiyorum.

Neden şehit olmak istiyorsun? Neden?

Çünkü açım. Yemek yemek istiyorum. Ekmek yemek istiyorum.

Ama sen şehid olmak istediğini söylüyorsun. Cennette ekmek mi var?

Evet..

Açlıktan kurtulmak, bir lokma ekmek için Cenneti özleyen çocuklar...

Çölün ortasında elinde poşetiyle görüntülenen 4 yaşındaki MARVAN'ın yokluktan kaçışı yürekleri burkmuştu.

Üç yaşlarında bir çocuk enkaz altından çıkartılır..

Sıkı sıkı elini yumruk yapmıştı..

Elinin içerisinde bir şey vardı..

Doktorlar elini açtıklarında bir parça ekmek...

İşte yokluk..

Sekülerizmi hayatlarının vazgeçilmezi kılanlar bizim yoklarımız nedir acaba hiç düşündük mü?

Yazarın Diğer Yazıları