Ali Yiğit

RUH HALİMİZ

Ali Yiğit

Çok çabuk öfkeleniyoruz, çok çabuk kızıyoruz, öfkemiz merhametimizin, tahammülsüzlüğümüz sevgimizin önüne geçmiş.. Nefretimiz hoşgörümüzü gölgelemiş.. Bizi biz yapan değerlerimizi boykot edercesine en ufak olayda birbirimizin boğazına sarılıyoruz..

Nereye gidiyoruz?

Aynı bayrağın altında yaşayan, sevinçleri bir, üzüntüleri bir olan.. Aynı kıbleyi paylaşan aynı ülkenin, hatta aynı şehrin yaşayanları futbol maçına giderken kasatura, kılıç, pala, bıçak, satır, taş, sopayla gidiyor..

O bıçak, o satır kime karşı kullanılacak.. Karşı takımın taraftarına.. Şu hale bakar mısınız.. O takımda en yakın komşusu veya bir yakını da olabilir. Nasıl bir ruh hali anlam verebilmek mümkün değil..

Öyle bir tahammülsüzlükler yaşanıyor ki inanılır gibi değil..

Geçenlerde bir haber okumuştum..

Babası oğlunu av tüfeğiyle yatarken vurarak öldürmüş..

Sebep.. Tıkanan lavabonun açılması için babası oğlunu çağırıyor oğlu da yardıma gitmiyor.. Tartışma yaşanıyor.. Ve baba gece uykudaki oğlunu av tüfeğiyle sırtından vurarak öldürüyor..

Düşünebiliyor musunuz en ufak bir tartışmada baba oğlunu gözünü kırpmadan öldürebiliyor..

Akşam haberleri açtığınızda karşınıza çıkan haberlerin 80'i hırsızlık, cinayet, kadına şiddet, kavga, yaralama vs...

Hani cinnet toplumu olduk neredeyse..

Töre cinayetleri, kadın cinayetleri, alacak-verecek cinayetleri, gençler arasında meydana gelen gençlik çeteleri, kadın tacirlerinin toplum ahlakını bozan çabaları bir vücut gibi gördüğümüz toplumların tüm hücrelerine yerleşen ölümcül virüslerden başka bir şey değildir. Bu virüsler, o koca toplumları önce kemirir sonra da bir çınar ağacı gibi yere devirir.. Bir virüs bulaşmış toplumumuza bu nedenle tahammülsüzlükler had safhada.. En ufak tartışmada kavgalar ediliyor silahlar patlıyor..

Aidiyet üzerinden faşizm naraları atılıyor..

Ölmüş bir insanı mezardan çıkartacak kadar nefret dili kullanılıyor..

Şeytan ve şeytanlaşmış insanlar aramızda kol geziyor..

Ve şeytan boş durmuyor..

İftira, dedikodu, yalan sanki zorla söyletiliyor..

Boş şeylerle o kadar meşgul oluyoruz ki doğrulara inanasımız gelmiyor..

En saçma yalanı söyleyin, en saçma bir iddiada bulunun, ona inanan birileri çıkar.. Hatta inananlar sayısı tahminlerinizin çok fazlasıdır..

Çok olan daha fazlasını istiyor..

Az olan fazlaya ulaşmak için her türlü hileye başvuruyor..

Kimse hakkına razı olmak istemiyor..

Alemlere rahmet olarak gönderilen peygamberin ümmetiyiz..

Hani biz feraset sahibi olacaktık..

İnsan birbirine yük olmak için değil, birbirinin yükünü alan olacaktı..

Birbirimizi güçlendirecekken birbirimizi zayıflatıyoruz..

Yazarın Diğer Yazıları