Ali Yiğit

RAMAZAN VE EĞLENCE

Ali Yiğit

Birbirini tamamlamayan hatta tezatı sayılacak iki kelime...

Ama maalesef artık Ramazan'larımız  AK Partili belediyelerimiz tarafından birer eğlence ayına dönüştürüldü dersek  yalan söylemiş olmayız herhalde..

Ramazan ayı gelince bakın şehir meydanlarına ilk göze çarpan şey Ramazan çadırlarıdır..

Reklamları da yapılır şu akşam şu sanatçı bu akşam şu sanatçı diye...

Ne demek Ramazan ve eğlence..

Ramazan'da aspuzu geceleri..

Kardeşim sen neyin anonsunu yapıyorsun..

Günlerce anons ve reklam yapıyorsun ne diyorsun bu akşam Ramazan çadırının konuğu falan sanatçı, filan grup gösteri yapacak bütün halkımız davetlidir..

Yahu kardeşim sen adamı teravihten, Kur'an'dan, zikirden alıkoyup, camilerin içini boşaltıp meydanlara, statlara çağırıyorsun..

Ey belediyeler Müslümanın Ramazanını pazarlamayın.. Müslümanın ibadet ayını eğlence ayına dönüştürmeyin bunun vebali büyüktür.. Ey belediyeler Müslümanların Ramazanını istismar etmeyin.. İstismar edecek başka bir konu seçiniz kendinize...

Evet, Ramazan ayı, dünya nimetlerini elinin altında bulundurduğu hâlde, Rabb’inin emri olduğu için yemeyen-içmeyen, şehvetlere karşı sabır imtihanını kazanmaya gayret eden mü’minlerin ayıdır. Abartılı bir israf şovuna dönüşen iftar sofraları Rabbani niteliği olmayan sofralardır. Bir saat sonraki teravih namazını kılmakta zorlanacak hâle getiren bir iftar sofrası Ramazana ait değildir. Ramazandan önce mü’minlerin kerih gördüğü müsrif harcamaları Ramazanın gölgesinde mübahlaştırmak hatalıdır.

Ramazan bir açlık terbiyesi iken, onu açlık edebiyatına dönüştüremeyiz. Dün alkol tüketilen otellerde bugün iftar sofralarının kurulması, bunun adının da Allah rızası için iftar vermek olması en azından gülünçtür.

Ramazan tefekkür ayıdır.

Ramazan ibadet ayıdır..

Ramazan itikaf ayıdır..

Ramazan Kur'an ayıdır..

Ramazan bereket ayıdır..

Ramazan samimiyet ayıdır..

Bazı yerlerde camiin kıyısı “eğlence merkezi”ne dönüştürülmüş. “Ramazan Etkinlikleri Alanı” olarak tahsis edilen bu yerlerde yapılan eğlence programları camide teravih kılanları rahatsız ediyor (yaşadım). ‘Ne huzur kalıyor, ne huşu’.

Anlayacağınız bizim ramazanımız iftara kadar, iftardan sonrası tam curcuna...

Oruç tutarak kazandığımız birkaç sevabı eğlence mekânlarında yitiriyoruz...

Peki, neden bu sıcakta bütün gün (onsekiz saat) aç kalıyoruz?

Ramazan biriktirme ayıdır, harcama ayı değil.

Kimsenin hayat tarzı pek tabii beni ilgilendirmez. Sözüm belediyeleredir: Toplumun günah biriktirmesine âlet olmasınlar.

Elbette eğlence de bir ihtiyaçtır. Ama bu ihtiyacı zaten onbir ay karşılıyoruz. Ramazanı bulaştırmak zorunda mıyız?

İmanlarından ve niyetlerinden asla kuşku duymadığım belediye başkanlarımız, bölgelerinde uygulanan ramazan programlarını önlerine koysunlar ve attıkları taşın ürkütülen kurbağaya değip değmediğini bir kez daha düşünsünler bence...

Yazarın Diğer Yazıları