Ali Yiğit

MUTLU İNSANLAR ŞEHRİ..

Ali Yiğit

Slogan yerli yerinde..

Düşünce güzel...

Şehr-i emin  şehrin insanlarını mutlu kılmak için emek sarfediyor ama sanırım biz o treni kaçırdık..

Modern binalar, lüks rezidanslar, çok katlı siteler, geniş yollar, modern parklar, süs kanalları, envai çeşit aydınlatmalar, sosyal ve kültürel etkinlikler vs.. Tüm bunlar insanların mutlu olmasına yetmiyor.. Çünkü biz doğal olanı yapay olana değiştirdik. Mahalleyi sildik süpürdük.. Artık herkes kabulleniyor şehre ihanet edildiğini..

Aslında şehirle birlikte biz medeniyetimize de arkamızı döndük diyebiliriz.

Çünkü Şehir eşittir Medeniyet demektir..

Medeniyet şehirle birlikte ihdas edilmiştir. Yani şehre değer katan medeniyettir.

Medine  şehirlerin anasıdır.. Peygamber Efendimiz Mekke'den Medine'ye hicret ettiğinde orada, kardeşliği, yardımlaşmayı, paylaşmayı, ihdas etti. Ensar Muhacir ilişkisi Medine de yaşandı ve örneklik teşkil etti.

Osmanlı Medine şehrinden aldığı ilhamla 600 yıl hüküm sürdü.

Ben siftah ettim yan komşum siftah etmedi alışverişini ondan yap diyen esnaf şehir ruhuyla beslenmişti. Ya sadaka taşları; Zengin bırakır fakir ise ihtiyacı kadar alırdı. Adalet karşısında herkes eşitti. Bizim medeniyetimiz insan odaklıydı..

Medeniyet inşa etmek, yaşamakla olur..

Her zaman övüneceğimiz kadim medeniyetler inşa eden bir neslin torunları olarak medeniyetimizin kıymetini bilemedik ve çağın gereksinimleri diyerek moderniteye teslim olduk.

Her şehrin bir kimliği ve ruhu vardır. Şimdilerde ne o ruh kaldı ne de kimlik..

Nesneye aşık olup, geleneği, göreneği, mahalleyi yağmaladık.

Sabahın ilk ışıkları minarelerin ucunda değil, gökdelenlerin çatısında görünüyor şimdilerde.

Manevi değerlerimizi diri tutan yapılarımız artık yükselen çok katlı siteler arasında kayboldu.

Çarşılarımız AVM'ye, yemeklerimiz Fast food'a dönüştü.

Karz-ı Hasen'lerimiz kredi kartına, komşuluklarımız dizilere heba edildi.

Mezarlıklar mahallelerin yanı başındaydı.. Ve biz ölülerimizle birlikte yaşardık..

Şimdilerde mezarlıklar şehir dışında gözden ırak yerlerde.

Aslında biz şehirlerde yaşamıyoruz kentlerde ikamet ediyoruz. Çünkü şehir mahalleden oluşur.. İlk ihaneti mahalleleri ortadan kaldırarak işledik. Mahalle kalmayınca komşuluk ta beraberinde gitti.

Sosyal hayat mahallede şekillenirdi.. Edep, görgü, ahlak, erdem, irfan mahallede yaşanırdı

Şehir mahalleden ibarettir.. Mahalle ise çekirdek aileden oluşur. Mahallede herkes bir birine kefildir. Mahallenin asayişi mahalleden sorulurdu. Mahallenin adı kötüye çıkmasın diye mahallede fenalık ve kötülüklerin yapılmasına izin verilmezdi.

Şehir mahalleye muhtaç, mahallede şehre muhtaçtır.

Mahalleler kayboldukça  doğal  yapaya kurban edildikçe sanırım mutlu insanlar şehri hayal olacaktır..

Yazarın Diğer Yazıları