Ali Yiğit

KUDÜS GEZİSİ

Ali Yiğit

Siz bu yazıyı okurken Allah nasip ederse biz Kudüs yolundayız...

İnönü Üniversitesi, Yeşilyurt İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Yeşilyurt Belediyesi'nin ortaklaşa düzenlediği ''KUDÜS'' konulu, şiir, mektup, makale  ve bilgi  yarışması kapsamında dereceye girenlerin KUDÜS gezisi ile ödüllendirildiği  program kapsamında Kudüs yolcusuyuz..

Yeşilyurt Belediyesinin kültürel etkinlikler kapsamında düzenlemiş olduğu gerek Çanakkale gezisi, gerekse Kudüs temalı  yarışmalar milli ve manevi değerlerin canlı tutulmasına katkısı muhakkaktır..

Görmek duymak gibi değildir. Gidip yerinde görmek gerek Kudüs’ün ahvalini. İnsanlığın hangi gaflet ve delaleti sonucu bu hallere düştü Kudüs? Yerinde düşünmek lazım.

Kudüs üzerine söylenen hiçbir sözün Kudüs’teki hali yansıtmaya yetmiyor olduğunu, sözlerin insanlığın düşebileceği seviyeleri anlatmakta nasıl kifayetsiz kalmış olduğunu görmek lazım. Mescid-i Aksa, Mekke ve Medine’den sonra Peygamber Efendimizin ziyaretini tavsiye ve teşvik ettiği İslam’ın üçüncü önemli mabedi. Bu mabedi orada aşağılık Siyonist işgalin altında mahcur bırakmamak için Kudüs’ün yolunu tutmak lazım.

Kudüs heyecanını ayakta tutmak için belediyelerin kültürel etkinliklerinde Kudüs temasına vurgu yapması Kudüs'ün özgür kılınması noktasında atılan önemli adımlardır... 7'inci Anadolu Kitap Fuarı temasının ''Ah Kudüs'' olması çok yerinde bir karar olmuştur. Fuarın girişinde bulunan MESCİD-İ AKSA maketi fuara ayrı bir görsellik katmıştı. Bir hafta boyunca Kudüs ile ilgili birçok söyleşi yapıldı. Fuar'ın son günü araştırmacı yazar Nevzat ÇİÇEK'in Kudüs ile ilgili yaptığı konuşmayı dinlemenizi isterdim. Kudüs ne kadar gündemimizde olursa Kudüs'ün özgürlüğü o kadar yakındır..

Kudüs temalı şiirler, makaleler, bilgi yarışmaları Kudüs'ü gündeme taşır, kalplerde yer tutar, yüreklerdeki heyecanı kaim kılar..

Makale yarışması kapsamında paylaşılan M. Nihat Malkoç kardeşimizin yazısından bir bölüm sunacak olursak.

Sapan Taşlarının Acının Diliyle Konuştuğu Belde Kudüs!

Şanlı mâzisi altı bin sene evveline kadar giden kadim bir şehirsin ey Kudüs! Sen bize Selâhaddin Eyyübî'nin mirası ve hatırasısın. Tarih boyunca nice istilâlara, acılara, el değiştirmelere ve yağmalara maruz kalmışsın. O tılsımlı adını duyduğumuzda heyecana gark oluruz. Sen pas tutmuş vicdan kapılarını açansın. Müminlerin has ipeğisin; İslâm'ın gözbebeği Müminlerin ortak paydasısın.

İslâm'ı bir vücut kabul edersek o vücudun şahdamarı sensin ey Kudüs! Senin ayakların üzerinde durur, senin gözlerinle görür, senin kulaklarınla duyar, senin dilinle konuşur, senin elinle barışa uzanırız. Mekke ve Medine'den sonra üçüncü ilâhî ziyaretgâhımızsın sen. Sana bir iğne batsa acısını biz duyarız.

Zifiri karanlığa gömülen dünyayı tevhit ışığıyla aydınlatan peygamberler şehrisin Kudüs! Onların Hakk ve hakikat mücadelesinin tanığısın. Bu yüce şahsiyetlerin izi silinmemiştir mübarek topraklarından. Zira gül kokan Nebi'nin rayihasını alıyorum senden. Vahdet kapılarının aydınlık eşiğisin sen. Günde beş vakit huzurun Müslümanlara hediye edildiği kutlu beldesin. Ümmetin yetim coğrafyasısın, mahzun ve masum şehirsin.

Ulû'l Azm'dan Hz. İbrahim'in, nam-ı diğer Halilullah'ın çile ve hafakanlarla dolu tevhid yolculuğunun, Hakk ve hakikati arayışının kilometre taşısın ey Kenan diyarı! Sapan taşlarının acının diliyle konuştuğu mübarek beldesin sen. Ölümün kol gezdiği diyarsın. Senin ikliminde taş taş olmaktan çıkar adeta bir ruha bürünür, zaferin simgesi olur minik ellerde.

Her gece rüyalarıma düşersin ey Kudüs! Uykularım ikiye bölünür orta yerinden. Gecenin yarısında kan ter içinde kalkıp seni düşünürüm. Zamanın tenhasında akrep sokar yelkovanı. Zaman sanki buz kesilir. Kirpiklerim nemlenir seni an(la)dığımda. Gözyaşlarım direnemez yerçekimine. Taşında ve toprağında insanlık tarihinden derin izler vardır senin. Her gün beş vakit dualarımdasın. Zifiri karanlıkların bastığı demlerde umudun çerağısın sen.

Hasretin hasretimdir, acın acımdır, yaran yaramdır, umudun umudumdur ey şehirlerin annesi! Sen bizim için bir toprak davası değilsin, aksine bir kıble davasısın. İlk kıblemizin o kirli düşman çizmeleri altında kalması bizi incitir, yaralar, tarumar eyler. Senin boynun bükülse biz elif gibi dik duramayız. Sana acziyet değil, vakar yakışır. Sezai Karakoç'un deyimiyle sen "Gökte yapılıp yere indirilen şehirsin.

Ey Kudüs, sen ümmetin atan kalbisin! Senin sancın tutsa bunu bütün Müslümanlar bedenlerinde ve yüreklerinde hisseder. Çünkü bizler seninle bir bedende iki can gibiyiz. Madden ve manen Müslümanlara zimmetlisin. Dağılan tespihin imamesisin. Sen işgal altında kaldığın sürece gönüllerimiz de işgal altındadır. Ayaklarımıza vurulan prangaları ancak senin hürriyet anahtarın çözer. Senin başın diklenmezse bizler boynu bükük kalmaya mahkûmuz.

Ey Kudüs, seni esenliğe çıkarmak bir imkân meselesi değil, aksine bir iman meselesidir. Cahit Zarifoğlu'nun deyimiyle “Kudüs… Bir sınav kâğıdı… Her Mümin kulun önünde…” Bu sınavdan geçer not alamamak bizi kahrediyor. Affet bizi ey Kudüs, bizi affet!

 Malatya'dan KUDÜS' e selam götürmek ve getirmek  üzere yola çıktık.. Selamlarınızı iletmeyi Rabbim bize nasip kılsın..

 Allah'a emanet olun..

Yazarın Diğer Yazıları