Ali Yiğit

KİMLİKSİZ ŞEHİRLERE SAHİBİZ

Ali Yiğit

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki; katıldığı bir oturumda başlığa çıkarttığım ''Kimliksiz Şehirlere Sahibiz'' açıklamasında bulunmuş.

Açıklamayı bir de tersinden okursak..

Biz Kimlikli Şehirlere sahiptik, ancak yapılan yanlış uygulamalar sonucu şehirlerimiz kimliksizleştirildi. Yerinde dönüşüm yerine kentsel dönüşüm tercihleri, yatay mimari yerine dikey mimari tercihleri şehirlerin siluetini alabildiğine bozdu.

Kentselleşmeyi yöneten ve yönlendirenler işin sadece konut yapma boyutuyla ilgileniyorlar. TOKİ'nin yatay mimari projeleri hala hayat geçmiş durumda değil.

Çarpık yapılaşmanın önüne geçelim derken yeni mimari sistemiyle çarpık anlayış, çarpık yaşayış hayatımızda yer buldu.

Mahalleler kayboldu, komşuluklar bitti.. Paylaşma yardımlaşma unutuldu..

Dört tarafı kale duvarı gibi çevrilen sitede oturan çocuklar sabah servisle okula gidiyor akşam servisle okuldan dönüyor. Sitelerde genelde aynı gelir grubuna sahip olan insanlar oturduğu için çocukların yardımlaşma ve paylaşma duyguları köreliyor. Mahallede zengin fakir bir arada olduğu için çocukken paylaşmayı öğreniyordu.

Modern kentleşmeyle birlikte manevi değerleri hatırlatan camiler, medreseler çok katlı siteler arasında görünmezken ezansız duyulmaz oldu. Ölümü  hatırlatan  mahalle mezarlıkları şehir dışına atıldı..

Toplumsal tepkisizlik şehrin kimliksizleştirilmesinin bir ürünüdür.

Şehrin kimliksizleştirilmesine en büyük katkıyı ise yetkiyi ellerinde bulunduranlar sunmuştur..

 Şehre ihanet ettik itirafları bir acı gerçek olarak önümüzde durmaktadır.

Her şehrin bir ruhu ve kimliği vardır.. Her şehir farklı farklı kimlikleri ile var olagelmiştir. Şehirlerin  şehirde yaşayan insanların kimliklerine etkisi vardır..

Bizim kültürümüzde, medeniyet kavramı ilk olarak Yesrib Şehrinin adının Medine olması ile başladı. İbn Haldun’un Mukaddime isimli efsanevi kitabında oluşturmuş olduğu terminolojiye göre; bedevilikten hadariliğe, kültürden medeniyete kadar geniş bir çerçevede, insanın yapıp ettiklerinin “ümran” kavramı ile karşılandığını bilmekteyiz. Ümran, toplumsal alanda her türlü insan ilişkisini içerebilecek genişliğe sahip bir kavram olup, yine her türlü insanlık hali ümranın içinde yer almaktadır

Şehirler bir insan için en merkezi öneme sahip olan mekan özelliğine sahiptirler. Bizler insan olarak farkında olsak da olmasak da yaşadığımız şehrin karakterini kuşanırız. Onun kendine has dokusunun üzerimize sinmiş olduğunu dikkatli bir gözle çok kolay bir şekilde görürüz. Konuşma dilimizin biçimlenişi, şekil alışı, eğer varsa bir şive olarak bize şehir tarafından verilen özelliklerin arasındadır. Şehrin konumu, yolları, çıkmaz sokakları, parkları bahçeleri, apartmanları, diğer şehirlere olan uzaklığı ve binalarının yapım tarzı bir insanın tekamülü için önemli özellikler olarak okunabilir.

Yeni yapılan bina ve şehir estetiklerine baktığımızda hep birbirinin benzeri yapılarla karşılaşıyoruz.

Şehirle insan arasında kurulmuş olan bu etki biçimi asla tek yönlü değildir; nasıl ki şehir içinde yaşadığı insanları etkiler insan da şehri bilimiyle, dünya tasavvuruyla, değerleriyle ve şehre kattığı diğer muhtelif özellikleri ile en az şehrin insanı etkilediği kadar etkiler.

Aslında şehri derinlemesine analiz ettiğimizde, medeniyet kurucu insanlar diyebileceğimiz bazı büyük şahsiyetlerin yaşadıkları şehri biçimlendirmede nasıl önemli bir rol oynadığını görürüz. Konya Mevlana’nın şehridir, Şiraz Şehri ise biraz Şair Hafız’ı ve biraz da Sadi’yi “hemen” akla getiren örnek şehirler olarak verilebilir. Mekke ve Medine şehirlerine bu çerçevede baktığımızda, medeniyet kurucu insanların bir şehrin karakterini oluşturmada ne kadar önemli bir şey olduğunu görürüz.

Şehir medeniyetini içselleştirenler şehri kurarken şehrin insana katkı sunacak değerlerini birlikte inşa ediyorlardı. Bu gün ise şehir  sadece gökdelenlerden ibaret olarak görülmekte.. Yapılan modern çok katlı rezidans ve AVM'ler şehir insanına külfetten başka bir şey vermiyor.

Şehirleşme noktasında geldiğimiz son durum: Freni boşalmış bir araba gibi yokuş aşağı doğru gidiyoruz. Sağa sola çarparak...

Yazarın Diğer Yazıları