Ali Yiğit

İnönü Üniversitesi Kabuğunu Kırıyor Mu?

Ali Yiğit

Malatya İnönü Üniversitesi uhdesinde bulunan Teknopark'ta, yüksek hassasiyete sahip sansörlerle donatılmış şarj edilebilir, vücut ve ortam sıcaklığı, kandaki oksijen seviyesi ile nabız değerlerini ölçebilen tamamen yerli üretim olan ateş, nabız ve kan oksijen düzeyi tespit eden cihaz yapıldığını ve ilk etapta 100 adet cihazın İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezinde kullanılmaya başlandığı haberini okuyunca heyecanlandım..
Acaba dedim Üniversitelerimiz artık kabuğunu kırıyor mu?
Karaciğer naklinde örnek gösterilen şehrimizin sağlık turizmini ayakta tutan Malatya İnönü Üniversitesi, yeni buluş ve patentlerle ülke ve şehir ekonomisine katkı sunması elbette ki sevindirici bir gelişmedir..
Ancak yolun başında olduğumuzu belirtmekle birlikte  bu ve bunun gibi adımların atılmasına güzel bir örneklik teşkil ettiğini belirtmek isterim..
Üniversitelerimiz  şu hantallıktan kurtulmalıdır..
Üniversiteler sadece anfide ders anlatılıp geçilecek yerler değildir..
Koca koca laboratuvarları bulunan binlerce Prof. ünvanlı hocaların görev yaptığı üniversitelerin ülke ve şehir ekonomisine katkısı sorgulanması gereken bir  vakıadır diye düşünüyorum.
Kamu kaynağından  desteklenen  daha doğrusu sadece ve sadece kamu desteği ile ayakta duran üniversitelerin ülkeye yük olduğu kaçınılmaz bir gerçektir.
Hani borçsuz belediyeler olmazdan hareketle borcu bulunmayıp merkezi bütçeye katkı sunan Üniversite örneği var mı?
2021 yılı Üniversitelere ayrılan  bütçe 45,3 milyar Türk Lirası..
Avrupa da Merkezi bütçeden pay almayı bırakın merkezi bütçeye katkı sunan  yüzlerce üniversite örneği önümüzde duruyor..
Mesela: Harvard üniversitesi 2010-2014 yılları arası 3166 patent üreterek 22 milyar dolar gelir elde etmiş. Bunun dışında mezunların bağışları, projeler, danışmanlık gelirleri toplamı 42 milyar doları buluyor. Toplamda Harvard üniversitesinin 2009 yılı toplam geliri 64 milyar dolar peki devletten kaynak almış mı tabi ki hayır. Bırakın almayı burslar vererek destek vermiş. Yani sonuçta devlete hiç yük olmadan bilakis destek vererek yaşıyor.
Bu üniversite örneklerinden yola çıkılarak üniversitelerimizin ülke kalkınmasına katkı sunmanın yollarını arayacak donanımlı proflarımız vardır muhakkak..
Yerel düşünceden artık kurtulmamız gerekiyor..
Her şehre kurulan Üniversite= kira geliri artan daireler, esnafa canlılık getiren alış veriş mantığından kurtulmalıyız..
Üniversitelerin açık olduğu dönemde  öğrencilerin şehre dönemsel  ekonomik katkısı muhakkaktır, ancak merkezi bütçeden götürüsüne baktığınızda devede kulak kalır..
Malatya İnönü Üniversitesi bünyesinde kurulan Malatya OSB Yüksek Okulu çok önemli bir adımdır..
Özellikle son dönemlerde nitelikli elaman sıkıntısı yaşayan sanayiciler için Malatya OSB   Meslek Yüksek Okulu çok güzel düşünülmüş bir çalışmadır..
Elektrikli araçların revaçta olacağı önümüzdeki günler için Malatya OSB Yüksek Okulunda böyle bir bölümün bulunması ise ayrı bir kazanımdır..
Ülkemizde koca koca Sanayici Kuruluşları var..
Acaba kaç Üniversite Sanayici Kuruluşları ile birlikte çalışıyor.. Veya kaç Üniversite Sanayici Kuruluşuna Laboratuvarını açarak gel birlikte çalışalım teklifi sunmuş..
Sanayi kuruluşlarımız ar-ge araştırmaları için milyonlar tutarında meblağ harcıyorlar..
Bu meblağlar Üniversite bütçelerine akratılabilir. Ar-Ge çalışmaları Üniversite tarafından yapılabilir..
Üniversite bulunmayan şehrimiz kalmadı sanırım..
Aslında her Üniversite aynı zamanda bir üretim alanıdır kendi dalında..
Bir taraftan doktor yetiştiren üniversitelerimiz aynı zamanda buluşları ile de gündeme gelmeli..
Aşçı yetiştiren Turizm Meslek Yüksek Okulları gastronomi alanında şehrini ön plana çıkartabilir..
Elektrik Mühendislik Fakültesi öğrencileri yeni yeni buluşlarla  okuduğu üniversiteye katkı sunabilir.
Malatya İnönü Üniversitesi uhdesinde bulunan Teknopark'ta geliştirilen ateş, nabız ve kan oksijen düzeyi tespit eden cihaz örneğinde olduğu gibi..
Mesela Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Araştırma Hastanesi Karaciğer naklinde dünyada örnek gösterilmektedir..
Bunun adı Sağlık Turizmi olur ki binlerce hastanın şifa bulduğu ve tercih ettiği kurumlar arasında yer alır..
Sağlık Turizmi alanında daha  yenilikçi çalışmalar  ziyaretçi sayısını artıracağı gibi Üniversite bütçesine katkı sunacaktır..
Kamucu bakış mantığını bırakmadığımız sürece sanırım Üniversiteler yük olmaya devam edecektir..
Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Sayın Ahmet Kızılay ve Teknopark ekibine başarılı çalışmalarının devamı temennisiyle kendilerini tebrik ederim..


 

Yazarın Diğer Yazıları