Ali Yiğit

HİCRET

Ali Yiğit

Peygamber efendimiz ve iman edenlerin Mekke'den Medine'ye hicret etmeleriydi..

Bu gün Hicri Yılbaşı..

Hicri 1440...

Bilal Habeş  (ra)''EHAD'' Allah birdir dediği için kızgın kumlar üzerine yatırılıyordu.

Habbab bin Eret (ra) sırtındaki yağlar eriyinceye kadar ateş üzerine bırakıldı..

Günlerce aç susuz kaldılar..

Sümeyye (ra) ilk şehidiydi İslam’ın..

Her türlü işkence ve zulme karşı imanlarından taviz vermediler..

Hicret emri gelince evlerini, hurma bahçelerini, evlatlarını hatta eşlerini geride bıraktılar..

Onlar mekânsal hicretten önce ruhlarında hicreti başarmışlardı..

Ruhta, kalpte, yürekte gerçekleşmeyen hicret hicret değildir..

Kötülüklerden iyiliğe, heva ve heveslerden, karanlıktan aydınlığa hicret etmedikten sonra mekânsal hicretin bir anlamı kalmaz..

Ateşi elde tutmanın zor olduğu gibi imanı kalplerde tutmanın zor olduğu bir dönemdeyiz..

Nefsine yenik düşen ey insanoğlu senin hicretin ne zaman..

Hicreti bir mekandan başka bir mekana yolculuk olarak göremeyiz..

Hicret cahiliye, küfür, ölçü, değer, inanç ve adetlerini terk etmek, arınmak İslami kimliği kuşanmaktır.

 Müslüman için dönüm noktası hicret bir Müslüman için İslâm Dininin kabulüyle başlayıp ölünceye kadar devam etmektedir.

Sadece bir takvim başlangıcı değil; bir çağın kapatılıp yeni bir çağın açılmasıdır.

 Hicret, dinimizin mesajlarının hayat buluşudur. İman eden bir insanın hayatında hiçbir boşluk bırakmamacasına köklü bir dönüşümün adıdır.

 Hicret, imanın maddeye üstünlüğüdür. Allah'ın rızası için Allah'ın rızası dışındaki her şeyi terk etmektir.

Hicret, Allah rızası için anadan, babadan, yardan, evlattan, diyardan, maldan, mülkten hatta Candan vazgeçişin ibretli, meşakkatli serüvenidir.

Hicret bir kaçış değil köklü bir arayış, ciddi bir taleptir. Bu sebeple hicret büyük bir eylem, muhacir ise büyük bir şahsiyettir.

Hicri 1440 yılına giriyoruz...

Yani Hicri yılbaşının başlangıcındayız..

Sahi kaçımızın haberi, kaç kişinin gündeminde ''Hicri Yılbaşı'' var..

Miladi takvim yılbaşısın da ise yer yerinden oynuyor..

Hristiyan adeti evlerin baş köşesinde yer alıyor..

Miladi yılbaşında: Miladi Takvim’in yıldönümlerinde kavga, gürültü, şamata, taciz kıyamet! Tedbirlere rağmen bir türlü önlenemeyen ağaç katliamını, envai çeşit çam devirmeler. İçki sofraları, piyango (haram) hayaller.. Çal oynasın sahneleri

Hicri yılbaşı unutuldu gitti..

Bakalım hangi TV, hangi Radyo ve hangi kurum bu şanlı gece için Hicri Yılbaşı Programları yapacak?

Yeni Yıla girmenin şükrünü Namazla, dua ile ve mazlumları sevindirerek eda edecek!

Yıllardır olduğu gibi Yılbaşımız yine garip, yine ilgisiz ve yine mahzun mu geçecek?!

Yıllarca bir çok değerimizi unutturdukları gibi, bizi Haçlı aleminin Miladi Yılanbaşına ve yılına mahkum ettiler..

Sahi Miladi yılbaşını heyecanla bekleyip kutlama yapan Müslümanlar Hicri yılbaşından neden habersizdirler..

Elbette ki burada en önemli faktör basın kurum ve kuruluşlardır..

Günler öncesinden haberler yapılır.. Duyurular ilan edilir..

Ama Hicri Yılbaşında duyarlı bir kaç basın ve kişiler dışındakiler  bi haberdirler..

Gelin bir hicretin 1440 yılında yeniden  hicret gerçekleştirelim..

Nefislerimizin haramları terk etmesi en zor Hicrettir! zoru başarmaktır hicret..

Yalanı, gıybeti, iftirayı, zinayı, faizi, içkiyi, kumarı, eroin, esrar, terk etmek de bir Hicrettir!

Şeytan ve avenelerini terk edip Allah’ın yoluna göç etmek bir Hicret’tir!

Secde etmediği için Huzur-u Ala’dan kovulan şeytana benzemeyerek, secdesizlikten NAMAZ’a ve Alemlerin Rabb’ine kulluğa yöneliş bir Hicret’tir!

Zalimlerin safından ayrılıp Mazlumların yanına katılmak bir Hicrettir!

Hicri yılbaşımız hayırlara vesile getirmesi temennisi ile.

Yazarın Diğer Yazıları