Ali Yiğit

Her şehid bir iz bırakır

Ali Yiğit

Düşmanlarım bana ne yapabilir ki; ben Cenneti mi yüreğimde taşıyorum. Nereye gitsem o benimle gelir.. Hapsedilmem halvet, sürgünüm hicret, öldürülmem şehadettir..( Şehid Muhammed Mursi)

Sözüne sadık kalıp Rabbine vuslat eden ey şehid Rabbim şehadetini makbul eylesin.

Mısır’ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi emperyalist güçlere halkını teslim eden Sisi tarafından darbe sonucu zindana atılmıştı.. Ve iki gün önce ağır hastalığına rağmen mahkeme salonuna getirilmiş 20 dakikalık konuşmasının ardından baygınlık sonrası kaldırıldığı hastanede şehadet mertebesine ulaşmıştır..

Halk tarafından seçilmiş bir Cumhurbaşkanına neden darbe yapılıp hapse atılır..

Nedeni bence herkes tarafından biliniyor?

Emperyalist  güçlere ülkesini ve aklını teslim etmediği için..

Mursi anayasa yeminini ettikten sonra Kahire Üniversitesinde ilk yaptığı konuşmasında, Mısır’ın Cumhurbaşkanı, hükümeti, halkı ve bütün kurumlarıyla Filistin halkının meşru haklarına kavuşana kadar yanında olduğunu ve bunun için bütün enerjisini harcayacağını söylemişti. Gazze’nin dünya’ya açılan tek kapısı olan Refah kapısının ise 24 saat açık kalacağını belirtmişti.

Bu konuşma ve ilk icraat İsrail’in güdümünde olan emperyalist güçler için yeterliydi. Çünkü onlar için İsrail’in güvenliği birinci sıradaydı. Mursi’nin konuşmaları ve icraatları ileriki günlerde neler yapacağının kanıtıydı..

Mursi şer güçleri  rahatsız etti.. Bu nedenle gitmeliydi.. Kendilerinin sözünden çıkmayacak, bir dediğini iki etmeyecek daha doğrusu kendilerine köpeklik edecek bir kişi bulunması lazımdı.. Çok fazla aramadılar çünkü bir kemiğe koşan  Sisi hemen yanı başlarındaydı.. Ve darbe yapılarak Mursi zindanlara gönderilirken  Rabia meydanlarında binlerce şehid verildi.. Akabinde 50  aslan parçası Mücahid ise idam edildi..

Oysa Onlar cellatlarından daha uzun yaşayacaklar..

Dünya kurulduğundan beri hak batıl mücadelesi süregelmiştir.

Hakkı ayakta tutmaya çalışan, zalime zulmünü haykıranlar, işkence gördüler, yurtlarından sürüldüler, zindanlara atıldılar, idam edildiler.. Onların Hak davasında sürdürdükleri mücadele zalimlere korku salarken Hak davasına gönül verenlere ışık oldular..

İşte o ışıklardan bir tanesi daha Rabbine yürüdü..

Kendisine sunulan teklifleri kabul etseydi, şimdi zindanlarda değil saraylarda olur el üstünde tutulurdu..

Teslim etseydi Hakkı zalimlere, teslim etseydi kendisini destekleyenleri emperyalistlere, şimdi şer güçlerin gözdesi olurdu..

Ama o da diğer Hak davası yolcuları gibi zalimin yanında değil Hakk’ın yanında yer alıp zindanı ve şehadeti tercih etti.

Hani Ashab-ı Kefh gençleri sarayda iken, bir dedikleri iki edilmezken, onlar sarayı değil  mağarayı tercih etmişlerdi..

Her şehid arkasında iz bırakır..

Şimdi Müslümanlara düşen görev şehitlerin bıraktığı izleri takip edip Hak yolunun yolcusu olmaktır..
 

Yazarın Diğer Yazıları