Ali Yiğit

Covıd 19 fazla mı normalleştik ne?

Ali Yiğit

01 Haziran 2020 tarihiyle birlikte  normalleşme sürecine geçildi..

Bu sürece geçerken bilim kurulu üyelerinin uyarıları ise devam etti.

İkinci dalga gelebilir..

Lütfen: Maske-Sosyal Mesafe-Hijyen..

Normelleşme süreci ile birlikte  her şeyi unutuldu gibi bir hava oluşmaya başladı..

Sanki covıd-19 salgın hastalığı hiç ülkelere uğramamış..

Yarım milyona yakın insan hayatını kaybetmemiş..

Dünya ekonomisi çökme noktasına gelmemiş..

Milyonlarca insan işini kaybetmemiş.

Koca koca ülkeler maske ve tıbbı cihazlara el koymamış..

Hastane odalarında yer kalmayıp hastaların koridorlarda yattığını çok çabuk unuttuk..

Bazı ülkelerde cenazelerin sokak ortalarına terkedildiğini hatırımızdan çıkarttık galiba..

Evet artık dünya ülkelerinden, sokağa terkedilmiş cenaze, hastane koridorlarına yığılan hasta görüntüleri gelmiyor..

Artık korkunç  corona hikayeleri anlatılmıyor..

Yoğun bakım boşalmış, hastaneler normalleşmiş, “entübe” kelimesini telaffuz eden kalmamış. Biraz da bundan cesaret alıyoruz.

Yaz geldi, virüs gitti konuşmaları toplumda yaygınlaşıyor..

Parklara, caddelere, sokaklara, AVM’lere,  toplu araçlara baktığınızda sanki  pandemi denen süreç hiç yaşanmamış gibi hareket ediyoruz..

Eve giresimiz gelmiyor..

Hani artık iyice havaya girdik biz bitirdik bu işi  diyerek..

Nerede ve nasıl bitirdik anlamış değilim..

Bin rakamının altına düşen vaka sayısı  yeniden 1500 lere çıktı..

Karantina kelimesini nerdeyse unutuyorduk   normalleşmeyle birlikte karantina altına alınan mezralar, köyler, sokaklar çıkmaya başladı..

Şehrimizde vaka sayısı tam bitti derken 60-70 rakamlarına ulaştık neredeyse..

Sanırım biraz fazla normalleştik..

Şu beş aydır dilimizden düşürmediğimiz corona kelimesini unutuverdik..

Öyle bir rehavete kapıldık ki; her gün mangal partisi düzenleme hevesi var.

İşin ciddiyetini unutanlara  sesleniyorum..

Sahi şu beş ay içerisinde neler çekmedik..

İki-üç aydır çocuklarına sarılamayan evlerini unutan sağlık çalışanlarımızın olduğunu ne çabuk unuttuk.

Canı gönülden evladına, torunlarına sarılamayan dede ve babaanneler..

Hayatımızda ilk kez bayramlaşamadık..

Camiler cemaatine hasret kaldı..

Bak sevdiğimiz dostların cenazeleri dahi katılamadık taziyelerini tutamadık.

Devlet bütün bedenini taşın altına koyarak sürecin bitmesi için mücadele ederken biz rehavete kapılarak süreci uzatmamalıyız..

En sıcak örneğini vereyim kendi mahallemizden..

En ufak bir ihmal  iki sokağımıza karantina getirdi..

Ve o sokakta bulunan bütün evler karantina altında..

Onlarca polis 24 saat nöbet tutuyor..

O sokakta bulunan insanlarımız işine gidemiyor..

Acaba hastalık bulaştı mı endişesi var..

Yaklaşan Üniversite sınavına girecek öğrenciler var..

Evet gerekli tedbirler alınarak  sınava girecekler ama  onların psikolojik durumu ne olacak..

Sadece 2 sokaktaki karantina koskoca bir mahalle ve civarındaki mahallelileri tedirgin etmeye yetti.

Sanırım tehlikenin tam olarak  geçmediğini  gerek bilim kurulu üyelerimiz gerekse yetkililerimiz tekrar anlatmalılar, işin ciddiyetini tekrardan kavramamız için bu havanın dağıtılması şart..
 

Yazarın Diğer Yazıları