Cami ile okulu yarıştırmak..
Ali Yiğit
Camiler ve okullar kurumsal alanlar olup toplum yararına işlev görürler.
Her iki kurumda da ilim öğrenilir.
Okul beşeri ilmin öğrenileceği yerlerdir.
Cami bir farzın yerine getirileceği yerlerle birlikte ilmin de öğrenileceği Müslümanların ibadethaneleridir.
Okul nasıl ki; zaruri bir ihtiyaç ise Camilerde zaruri ihtiyaçtır.
Peygamber efendimiz (S.a.v) Hz Muhammed Medine’ye hicretiyle birlikte Medine de ilk olarak bir mescidin inşasını sağlamıştır.
Ve akabinde bedir savaşı sonrası alınan esirler olmuş.
ON Kişiye okuma yazma öğreten esirler azat edilmiştir.
Yüce kitabımız Kur’anı- Kerim'in ilk ayeti oku değil mi?
Peygamber efendimiz hem mescide hem de ilmin öğrenilmesine önem vermiştir.
Birisi diğerini tamamlar.
Buraya bir nokta koyup devam edelim.
Elhamdülillah minarelerin gölgesinde doğmuş büyümüş bir nesiliz.
Hamdolsun minarelerimizden ezan sesi eksik olmadı. Bir dönem ezan Türkçe'ye çevrilse de halkın tepkisi ile tekrar aslına döndü. (CHP'nin tek parti olduğu İsmet İnönü dönemi)
Minarelerin çağrısına icabet edenlerin sayısının az olduğu gerçeği var olsa da camiye ve ezana karşı insanımızın saygısı hiç eksilmemiştir.
Ezan okunduğunda müzik sesinin kısıldığı, cami denildiğinde az çok bağışın yapıldığı gerçeğini göz ardı edemeyiz.
Elbette cami ve ezanla ilişiği olmamasına rağmen camiye, ezana, diyanete karşı olan yoktur diyemeyiz.
Kimi ezandan rahatsız oluyor kimi cami yapılmasından.
Yeni imara açılan ve yaklaşık 1500 dairenin bulunduğu alana cami yapılacağını öğrenen bir embesil karşıma geçti ben buraya cami yapılmasını istemiyorum dedi.
Neden dedim.
Yeterince cami var dedi.
Caminin yeterli olup olmadığına siz nasıl karar verdiniz.
Siz karar mercii misiniz?
Yeterince cami var diyenlerin sığındıkları gerekçe Cuma, Bayram Namazı ve Ramazan- ı Şerif'in dışında camiler boş kalıyormuş.
Bu sözü söyleyen her kişi üzerine farz olan namazı eda etmiş olsa mevcut camiler değil bir o kadar cami yapılsa yine yetmez buda ayrı bir mesele.
Camiler tarih boyunca Müslümanların cem etme buluşma noktaları olmuştur.
Cami Cemaati kültürümüz yıllardan beri süregelen alışkanlığımızdır.
Bugün toplumumuzun %80'ine yakını küçük yaşta Cami veya Kur'an Kursunda dini bilgileri öğrenmiştir.
Cuma Namazı Müslümanlara (Erkek) farzdır.
On bin haneli bir mahalleye bir cami yaptınız cemaat sığar mı?
Hadi yaz günü avluda yolda kıldınız diyelim.
Ya kış günü yağmurda, karda, soğukta dışarıda nasıl kılınacak.
Cemaatle kılınması farz olan bir ibadetin yerine getirilmesi için yeterli sayıda camilerin olması elzemdir.
Camilerin yeterli olup olmadığına karar verecek merciler vardır.
Bu mercii ise Diyanet İşleri Başkanlığıdır.
Cami değil okul yapın söylemleri bir yerlerden kulaklara fısıldanmış ve bu sözün meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır.
Yıkılan bir cami yerine yeni bir cami yapacak hayır sahibinin tasarrufuna bir başkasının müdahale etme hakkı yoktur.
Emir kipi kullanarak ''Cami Yerine Okul Yapın'' demek abesle iştigaldir.
Hamdolsun yıllardır okul, cami, köprü, hastane yapan hayır sahipleri olmuştur olmaya da devam edecektir.
Bir hayır sahibi çıkar okul yapar diğeri cami.
Bunun tasarrufu hayır yapandadır.
Cami yerine okul yapın söylemi halk arasında yaygınlaştırılmak isteniyor bunun bir proje olduğunu söyleyebilirim.
Caminin karşısına okulu koyarak sözün yumuşatılmak istendiğini de unutmamak gerekir.
Mahallemize yapılan yeni caminin işlemlerini tamamlamak üzere gittiğim bir kurum merdiveninde tanıdıkla karşılaştım.
Hayırdır ne işlemi yaptıracaksın dedi.
Yeni yapılan caminin işlemleri var deyince.
Yav kardeşim bırakın şu yeni cami yapma hevesini ''Cami yapacağınıza okul yapın'' deyince Cuma mesajları ile Cuma Namazı kılınmıyor Cuma Namazı Camide kılınıyor dedim. Bu arkadaş Cuma Namazını kılmaz ama Cuma Mesajlarını hiç kaçırmaz.
Cami ile okulu neden yarıştırdığını dahi bilmeden kulaktan kulağa dolaşan bir söz ile Cami ile Okulu yarıştırıyor.
Camilerin yeterli olup olmadığına, nereye cami ihtiyacı var olup olmadığına karar verecek merci Diyanet İşleri Başkanlığıdır.
Nokta..