Ali Yiğit

Bakanım size sarılmak istiyorum..

Ali Yiğit

Devlet yaraları sardıkça millette samimiyetle yaraları sarana sarılır..

Yeter ki siz samimi olunuz o samimiyetinize millet size içtenlikle sarılarak  cevap verecektir..

Batı Karadeniz'de yaşanan sel felaketin ardından yaralar sarılıyor..

Devlet bütün kurumlarıyla selde mağduriyet yaşayan vatandaşını bir gün bile yalnız bırakmadı..

Sel felaketinin yaşandığı andan itibaren gerek İçişleri Bakanı gerekse Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ilk günden beri bölgeyi terk etmeyerek çalışmaları bizzat yerinde takip ediyorlar..

Vatandaş devleti yanında görünce bir nebzede olsa acılarını unutur..

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum sel felaketinde en çok etkilenen  Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde vatandaşla birlikte yürüyor..

O esnada bir bayan sayın bakanım Allah razı olsun bizleri bir gün dahi yalnız bırakmadınız minnettarız, Allah devletimize zeval vermesin çok sağ olun çok teşekkür ederim ve sayın bakanım size sarılabilir miyim diyerek bakana sarılarak göz yaşı döküyor ve kendi yaptığı bazlamayı orada bulunanlara elleriyle ikram ediyor..

İşte bunun adı gösterilen samimiyete samimiyetle cevap vermektir..

Kurgu yok, reklam yok..

Sade ve net..

Devletin varlığını hissetmek ve gösterilen memnuniyet..

Hakeza Van Başkale ilçesi Esenyamaç mahallesinde Ağustos ayında sel felaketi yaşanmıştı..

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bölgeyi ziyaret ederek mahalle muhtarı Ahmet Korkmaz'dan bilgi aldı. Muhtar Korkmaz açıklamasında sel felaketinden bu güne kadar devlet bir saat bile olsun bizleri yalnız bırakmadı Allah devletimizden razı olsun dedi.. O esnada arkadan bir CHP'li bütün bunlar CHP sayesinde çıkışını yapınca Muhtar şöyle arkaya dönüp bir gülümsedi ve sözlerini bitirdi..

Bunun adı  devletin samimiyetine vatandaşın içtenlikle samimi açıklama yapması..

Hayat devam ettiği sürece insanoğlu her türlü afet ve doğal olaylarla karşı karşıya kalacaktır..

Doğal olayların afete dönüşmesi biz insanoğlunun tedbirsizliği ve aç gözlülüğü diyebiliriz..

Gerek yıllar önce gerekse günümüzde yapılaşma noktasındaki hatalar doğal afetlerin afete dönüşerek can kaybına sebebiyet verdiği gerçeği önümüzde duruyor..

Son bir yıl içerisinde meydana gelen deprem, yangın ve sel felaketlerinde yüzlerce vatandaşımız hayatını kaybederken binlerce hektar ormanımız kül oldu, binlerce konut deprem ve sel nedeniyle yıkıldı..

Giden canlarımızı geri getiremeyiz  yanan ormanları tekrar ağaçlandırılıyor, yaralar sarılıyor, yıkılan evler bir yıl gibi kısa bir sürede yenileri yerine yapılıyor.. 

İşte bunun adı güçlü devlet ve güçlü millet olmamızdandır..

Geçmişi uzun uzadıya anlatmayacağım 1999 da Gölcük, Yalova depremlerinde yaşanılan sıkıntıları STK'ların devletten önce deprem mahalline ulaştığı, vatandaş enkaz altında kalan cenazesini çıkartmak için kendi ücretini ödemek kaydına rağmen   adeta karaborsaya dönüşen iş makinası çetesinin eline bırakılmıştı..

Rabbim ülkemize daha büyük acı ve afetlerle karşılaştırmaması duamızdır..

Elazığ Sivrice ve Malatya'da 24 Ocak'ta yaşanan depremde bir saat içerisinde devlet bütün kurumlarıyla birlikte deprem yerindeydi..

Ve bir yıl içerisinde yeni bir ilçe kuruldu evler depremzedelere teslim edildi. Son yaşadığımız Batı Karadeniz'de meydana gelen sel felaketinin ardından devlet yine bütün kurumlarıyla seferber oldu..

Bakanlar gerek deprem yaşanan bölgede  gerekse orman ve sel afetlerine maruz kalan yerlerde gece gündüz beklemekteler..

Allah afet vermesin ama güçlü devlet olduğumuz yaşanan afetler sonrası yaraların çok kısa zamanda sarılmasıyla bizlere göstermiştir..

Yazarın Diğer Yazıları