Ali Yiğit

15 Temmuz Ruhu

Ali Yiğit

Vatan ,Ezan, Din, Millet, Bayrak için verilen her mücadelenin bir ruhu vardır..

İşte o ruh ile koşarsınız cepheye..

Namahrem eli değmemesi için bırakırsınız bütün sevdiklerinizi geride..

Vatan hainlerinin emellerini kursaklarında koyarsınız..

Kurtuluş savaşı, Çanakkale savaşı hep aynı ruhla beslenmiştir..

Yıl dönümünü kutlayacağımız 15 Temmuz ruhu da aynı ruhla beslenmekteydi..

Din, Vatan, Ezan, Millet, Bayrak aşkıyla bedenler kurşunlara siper edildi..

15 Temmuz ruhu vatanı, istiklali ve ülkeyi, milleti kurtarmak için şehit olmayı göze alma cesareti idi..

15 Temmuz ruhu Din, Vatan, Ezan, Bayrak aşkının rücu bulup nefislere gem vurulmasıydı.

O gece şehit olanların naaşları yerdeydi. Üzerlerine örtülen bayrağımızın rengi ile şehitlerimizin kanı birbirine karışmıştı.

Ve onların şehadeti, ülkemizi işgale kalkışan, bölmeye çalışan, ezanımızı susturmaya, bayrağımızı indirmeye yeltenen, içeride ve dışarıdaki hainlerin hesaplarını kursaklarında bıraktı 15 Temmuz ruhu..

O geceyi unutmak mümkün mü?

Duyulduğunda tüyleri diken eden bir görüntü..

Böyle bir şey olamaz olsa olsa bu bir kabustur  denilen bir gece..

16 Temmuz sabahı bizim dilden dile anlatılacak tarih boyunca hatırlanacak bir destanımız oldu..

İki yüz elli bir şehidimiz binlerce gazimiz vardı..

Tank ve kurşun seslerinin tekbir ve sala sesleriyle bastırıldığı bir geceydi..

Komutan: oğlum vatan hainleri sana doğru geliyorlar.. Onlara karşı koy.. Ama bu işin sonunda şehadet var..

Gelsinler komutanım bu can vatana feda olsun diyen Ömer Halis Demir in şehadete ulaştığı gecenin adıydı 15 Temmuz..

Vatan hainlerinin ülkeyi ele geçirme hevesleri karşısında; bedenleri kurşunlara siper eden millet destanının adıydı  15 Temmuz..

Babasıyla birlikte can veren Abdullah Tayyib in şehadete yürüyen  gecenin adıydı 15 Temmuz..

Bu gün ölmek için güzel bir gün annem diyen gencin şehadete ulaştığı gecenin adıydı 15 Temmuz

Bütün farklılıkların unutulup milletçe hainlerin karşısında duruşun adıydı 15 Temmuz..

Tekbir ve Sela seslerinin kurşun seslerini bastırdığı geceydi 15 Temmuz..

Kimse  evine döneceğini aklına getirmedi o gece..

Ölürsem şehid kalırsam gazi bu vatanı hainlere bırakmam diyen kahramanların gecesiydi 15 Temmuz..
İmanların nefislere galip geldiği geceydi o gece..

Bu ruh var olduğu sürece Allah’ın izniyle  ezanlar susmaz, bayraklar inmez, vatan bölünmez, vatan hainlerine fırsat verilmez..

Vatana, bayrağa, ezana, millete karşı yapılan saldırıların püskürtülmesi ve korunması,  milli ve manevi değerlerimizin yüreklerde kor olmasıyla eş değerdir..

Vatan için verilen mücadele ruhu içi boşaltıldığı  taktirde nesillere anlatacak bir hikayeniz kalmaz..

Hain darbe girişiminin yıl dönümündeyiz, acılarımız yeniden tazelendi. Kaybettiklerimiz, yaralananlar ve sakat kalanlar hafızalarımızda bir acı ve ibret tablosu olarak yer edindiler. Bu dar günde şehit olanlara Allah'tan rahmet, gazi olanlara ve bu günde gözünü kırpmadan darbeye karşı duranlara uzun ömürler dilerim.

Yazının başında belirttiğim gibi mücadele ruhu yasaklarla söndürülemez ancak ve ancak içi boşaltılarak ve farklı anlamlar yükleyerek boşaltılır ki; bu en tehlikeli olanıdır..

 Yirmi Sekiz Şubat bin yıl devam edecek denmişti.. Somut ve maddi anlamda sonlandırıldı. Ama manevi olarak devam ediyor 28 Şubat izleri..28 Şubat öncesi uygulanan yasaklara karşı verilen mücadeleyi hatırlarsak ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.. Tarza dönüşen başörtüsü sekülerizme yenik düşen Müslümanlar, modaya alet edilen gençler..

15 Temmuz ruhunun canlı tutulması ve farklı anlamlar yüklenilmesinin bu davaya en büyük ihanetin olacağını yazan kalemlerimiz ve dillendiren insanlarımız var..

Doğru Haber’den Kenan Çarpık’ın  şu tespiti yerinde bir yazıdır..

Gelinen bu süreçte, içte ve dışta birtakım odakların ülkemizin huzurunu bozmaya, milletimizin geleceğine kast etmeye yeltendikleri ve bundan sonra da bu amaçlarından asla vazgeçmeyeceklerini bilmemiz gerekmektedir. Ancak bilmemiz gerekir ki, bizi bu ihanet girişimlerinden koruyacak olan bu milletin sahip olduğu imanıdır. Bu iman/inanç ile bu ülke bir arada durabilir ve bu millet geleceğe bu ümit ile bakabilir.

Fakat son zamanlarda kimi uygulama ve kutlamalar, aslında '15 Temmuz Ruhunu' yok etmeye yönelik olarak görülmektedir. Ülkenin ve milletin geleceğinin dansçılarla, şarkıcılarla ve kızlı-erkekli eğlenceli kutlamalarla teminat altına alınmayacağını biliyoruz. Darbe gecesi bu dansçı ve şarkıcı güruhunun nerelerde 'naralar' attıkları bütün milletin malumudur. 15 Temmuz'un yıl dönümünde bu 'nara sahiplerini' görevlendirmek ve hele kucaklar dolusu paralar ödemek; tam da '15 Temmuz Ruhuna' kastetmek demektir.

Birilerinin bu manevi değerlerimizin içini boşaltmak için görevli olduğunu zaten biliyoruz. Bu değerlerimizin, 'bizi biz yapan' vazgeçilmezlerimiz olduğunu da biz biliyoruz, fakat bu değerlerimize kastedenlerin bizden daha fazla hassasiyetlerimizi bildiklerini de unutmamamız gerekir. Bundan dolayıdır ki, hiçbir dönemde şer odakları bu emellerinden vazgeçmemişlerdir. 15 Temmuz'dan sonraki olayların silsilesine baktığımızda, bundan asla vazgeçmeyeceklerini net olarak görüyoruz.

Ancak acı olan taraf ise, bizden görünüp de imkan ve bürokrasi gücünü elinde bulunduranların, çaktırmadan bu 'şer odaklarına' her türlü maddi imkan ve ortamı hazırlamalarıdır. Kutlama, etkinlik ve eğlence adı altında, '15 Temmuz Ruhunu' yok etmeyi hedeflemektedirler. Darbe gecesi eğlence mahsulü bu kişiler makarna kuyruklarında korkakça beklerken, milletin imanlı evlatları tankların önünde durarak, milletin ve ülkenin geleceğini işgalcilere teslim etmedi.

15 Temmuz'un eğlencelerle, şarkıcı ve dansçılarla kutlanması demek; bu ihanet girişiminde bulunanların iğrenç yüzlerinin unutturulması ve bu gecede şehit olanların ulvi inançlarının örtbas edilmesi demektir. Eğer 15 Temmuz anılacak ise, bu gecede şehit olanların mücadele bilinçlerini, sahip oldukları imani hakikatleri bütün topluma ve özellikle yeni nesle anlatmak olmalıdır.

Birileri 15 Temmuz Ruhunu yok etmeden, bizlerin bu ruhu koruyup beslememiz gerekmektedir. Bu ruhu korumanın en etkili yolu ise maneviyatımıza sahip çıkmakla olur.15 Temmuz ruhunu canlı tutacak pınarlar gençlerimizdir.. O pınarlara yol gösterecek olanlar ise o geceyi yaşayanlardır..
 

Yazarın Diğer Yazıları