Abdullah Ergün

Yeteneğiniz yoksa fazla zorlamayın

Abdullah Ergün

Futbolda yaşanan baş döndürücü değişimlerin başında futbolcuların maç içindeki koşu mesafeleri geliyor.

Yayıncı kuruluşun maçların devre arasında ve maç sonlarında oluşturduğu istatistiklerin başında takımların topla oynama oranlarının yanı sıra koşu mesafelerinin olması bazı gerçekleri de beraberinde getiriyor.

Yıllar önce bir futbolunun maç süresince sahadaki koşu mesafesiyle günümüz futbolcuları arasında oluşan büyük farkı futbol kalitesine oranladığımız aman yıllar öncesinin futbolcularının ortaya koyduğu kalitenin daha yukarılarda olduğunu rahatlıkla yazabilirim.

Sadece koşu mesafesine bağlı kalmadan futbol malzemeleri noktasında da sıkıntılar yaşamalarına rağmen bu futbolcuların yetenekleri ve devamlılıklarının hala konuşulması bizler için sürpriz değil.

Lefter, Metin Oktay, Can Bartu gibi futbolcuları canlı seyredenlerin bugünkü konumuzla ilgili anlattıklarına hak vermemek elde değil.

Futbolcu sağlığının hangi aşamada olduğunun fazla bilinmeği o yıllarda Fenerbahçeli Yılmaz Şen'in kırık ayakla maçı tamamladığını yazarsam şimdiki jenerasyon ile oluşan farkı yıllar öncesinin futbolcularının formasını giydikleri takımlarına çok şeyler verdikleri gerçeği kaşımıza çıkıyor.

70,80 ve 90’lı yıllarda izlediğimiz futbolcular yetenek noktasında şimdikilerden çok daha iyi konumdaydılar.

Koşu mesafelerine fazla takılmadığımız klasik ilk yıllarda 4-3-3, daha sonraki dönemlerde 4-4-2 ve 3-5-2 günümüzde görev yapan teknik direktörlerin can simidi gibi sarıldığı sistemlerde yetenekleri ön plana çıkan futbolcuların görsel şölenleri bazen yazılı basında bazen de televizyon ekranlarında gündeme geliyor.

Yakın zamanda gazetemizde dizi halinde yayımlanmaya başlanan "Efsaneler" sayfasının son konuğu olan Tibili lakaplı İbrahim Okutan'ın da forma giydiği Malatyaspor'un 1982-83 sezonunda şampiyon olarak süper lige yükseldiği sezon Malatyaspor'un ortaya koyduğu futbol ve istatistikleri alt üst eden performansına bugün liglerde yaklaşan takım yok.

Malatyaspor taraftarlarının ezbere saydığı efsane kadronun Malatyaspor ve Malatyalılar hakkındaki düşüncelerini anlatırken bazılarının duygulanması, bazılarının gözlerinden yaş gelmesi bazılarının cevap verecek hale gelmemesini….. 

Tibili İbrahim’in bir sezonda sekiz gol kalesinde gören Malatyasporun savunma hattında kule vazifesi yapan Fuat, kenar savunmacılar Sefa, Melih, Cengiz ve takımın jokeri konumundaki Tümer’le olan uyumu Malatyaspor'un o yıllarda ilk hazırlık paslarını savunmadan yapan takım görüntüsünde olması alınan galibiyetlerin gölgesinde kalmıştı.

Günümüzde dörtlü savunmanın ortasında oyunu kuracak süper ligde oyuncu sayısı yok denecek kadar az.

Oysa rakip hücum hattının savunmaya topla orta sahaya kadar gelmesine izin vermelerine rağmen savunmadan topu iyi kullanan futbolcuların olmaması iki jenerasyon arasındaki futbol kalitesini de ortaya koyuyor.

İbrahim’in orta sahaya kadar topla çıkması, orta sahada görev yapan Hasan, Muzaffer, Feridun, Selim’inde işini kolay hale getiriyordu.

Günümüzde futbolcuların rekor sayılacak koşu mesafelerine ulaşmaları futbol kalitesini bekleyenleri fazla ilgilendirmiyor.

70 ve 80’li yılların futbolcu kalitesinin yanına dahi yaklaşılmadığı belirtmek istiyorum.

Alpaslan Eratlı, Cemil Turan, Metin Kurt, Yusuf Tunaoğlu, daha sonraki yıllarda Aykut Kocaman, Rıdvan Dilmen, Oğuz Çetin, Gökhan Keskin, Tugay Kerimoğlu, Sergen Yalçın, Mehmet Özdilek, Malatyaspor forması giyen Ünal Karaman, Feyzullah Küçük gibi futbolcuların yetenekleri zamanlamaya takıldı.

Çok koşmakla futbol kalitesinin yukarıya çıkılamayacağını, buna paralel yetenekleriyle tribünlere ekstra seyircilerin gelmesine katkı yapan futbolcuların konu hakkındaki görüşlerinin bizlerle aynı paralelde olduklarını düşünüyorum.

Futbolcu yeteneklerinin ön planda olduğu maçların kalite anlamında koşu mesafesine üstünlük sağladığını düşünenlerle beraberim.
 

Yazarın Diğer Yazıları