Abdullah Ergün

Yerde yatan futbolumuz

Abdullah Ergün

Bol bol boğuşma ve sürekli hakem düdükleriyle kesilen, oyuncuların yerden kalkmadığı bir Süper Lig sezonu daha izliyoruz.

Yukarıdaki başlığın ne kadar yerinde olduğunu TV de yayınlanan Avrupa liglerini takip edenler çok daha iyi anlıyorlar.

Özellikle İngiltere Premier Lig maçlarında topun oyunda kalma süresi bu ligi takıp edenleri ve muhteşem tempoyu yerinde izleyen İngilizleri mutlu ediyor.

Bu konuda süper ligimizin durumu oldukça vahim. Sahaya giren sağlıkçılar sahadaki futbolcular kadar efor sarf etmeye devam ediyorlar.

Ufak bir darbeyle sahada kalan futbolcu sahanın içinde sanki acımazsı tekme yemişçesine avazı çıktığı kadar bağırıyor.

Sahayı giren sağlıkçının muhteşem(!) soğutucusu sonrasında sanki hiçbir şey olmamışçasına maça devam ediyor.

Son yıllarda bu moda haline geldi. Topun oyunda kalma süresi karşısında sahaya yansıyan futbol kalitesi doğal olarak eleştirilerin ana temasını oluşturuyor.

Maçın sonlarına doğru galip gelen takımın oyuncuları maçın bitmesi için bilinen rollerini kusursuz şekilde uygulamaya devam ediyorlar.

Geçmişte maçı önde götüren tarafın son dakika oyuncu değişikliklerine ilaveten son yıllarda sahada kendini yere bırakma gibi özel bir neden eklenince maçlarda artık son dakikalarda yaşanması gereken heyecan yerini tepkiye bırakıyor.

Oysa Avrupa liglerinde maçın sonlarında yaşanan heyecan maçın önemli anlarını oluşturuyor.

Bu konuda onları yakalamak artık çok zor.

 Her meslekte olduğu gibi futbolda geçerli olan “ İş ahlakıyla “ ilgili olan bu durumun ben olumlu yönde değişeceğine dair inancım kalmadı.

İşin en ilginç tarafı bu görüntüler karşısında mutlu olan taraftarların olması…

FİFA futbolun daha üretken hale gelmesi ve topun daha çok oyunda kalması için çalışmalara devam ederken mevcut oyun kuralları içinde zaman çalmaya yönelik çalışmaların olmaması gerçek futbolseverlerin canını sıkıyor.

Video hakem uygulamasıyla hakem hatalarının önüne geçmeye çalışan FİFA, saha içinde yaşanan olumsuz görüntüler karşısında sadece ceza mekanizmasını uygulamaya koyuyor.

Futbolcuların saha içindeki koşu mesafeleri artık belli bir seviyenin üstüne çıkmış durumda.

Bu tempoyu kaldıramayan bazı futbolcuların saha içindeki adale sıkıntılarına bağlı sağlık problem zaman çalma olarak adlandırılamaz.

Futbolseverlerin ufak bir darbe karşısında kendini yere bırakan daha sonra sahanının dışına geldikten sonra sanki hiçbir şey olmamışçasına sahaya koşu temposunun en üst limitiyle girmesi karşında yaşanan tepkiler artık ayyuka çıkmış durumda.

Gönül verdikleri takımın kazanması için bu işlerli gayet normal gören fanatikler bu konuda dünyanın en mutlu insanları olmalı…

Topun oyunda kalma suresi bakımında Avrupa standartlarının altında yer alan süper ligimiz marka değeri ve transferde harcanan rakamlara rağmen futbol kalitesi olanakta son sıralarda yer alıyoruz.

Bu konularda kendimize ait olan rekorumuzu hiçbir Avrupa ülkesi kolay kolay kıramaz.

Futbol kalitemizin yukarıya taşınması noktasında umutlu olanlar daha uzun yıllar beklemek zorunda kalacaklar.

Futbolun saha içindeki olumlu yönünün dışında gelişen konu başlıklarında ise Avrupa’da çok daha iyi yerlere gelmemize(!) hiç kimse engel olamaz.

Yazarın Diğer Yazıları