Abdullah Ergün

Yazık Değil mi?

Abdullah Ergün

Yakın zamanda futbolu bırakanlar için açılan özel kurs yıllarca kurs açılmasını bekleyen antrenör adaylarının tepkisi çekti.

Volkan Demirel, Selçuk İnan ve Sabri Sarığoğlu'nun da aralarında bulunduğu bazı futbolcular için kurs açılması bazılarının kursa katılmaları dahi beklenmeden görev yaptıkları kulüplerde teknik heyet içinde yer almaları dünyada bize özgü bir durum.

Konunun bizim haricimizdeki ülkelerde oluşan durumunu açıklamak istiyorum.

Örnek vereceğin iki teknik direktör; Pep Guardiola ve Zinedine Zidane

Dünya futbolunun en önemli futbolcularından olan bu ikilinin faal futbol yaşamlarından sonra Real Madrid ve Barselona'nın A takımında görev yapmaları için alt kategorilerde görev yapmaları gerekiyordu.

Real Madrid ve Barselona’nın alt liglerinde yıllarca görev yapan iki teknik adam, A takımda kendilerine sıranın gelmesini bekliyorlardı.

Ve öylede oldu.

Zinedane, Real Madrid’in, Guardiola’da Barselona'nın başına geçtiler.

Göreve gelmelerinden sonra Real Madrid ve Barselona tarihinin en parlak ve en başarılı sezonlarını yaşamıştı.

Bugün Zidane, halen Real Madrid’in başında La liga şampiyonluğu yaşarken, Guardiola, Barselona’dan sonra Bayern Münih ve Manchester City'de Barselona’da uygulamaya koyduğu futbol kültürünü devam ettiriyor.

Avrupa kulüpleri teknik direktör seçimlerinde çok titiz davranıyorlar.

Onların futbol kültüründe emanet ve yedek teknik direktör kavramı bulunmuyor.

Konunun bu kısmını dünyada en iyi uygulan ülke Türkiye...

Fatih Terim’in ağzından çıkan kelimelerin Galatasaray için futbol kanunu olduğu biliniyor.

Selçuk İnan'ı kendi ekibine alma kararını Galatasaray yönetimi tabi ki onaylayacaktı.

Oysa Selçuk İnan gibi üst seviyede futbol oynamış bir futbolcunun Galatasaray'ın alt kategorilerinde görev yapması kendisi ve kulübü için şu anki görevinden çok daha iyi olacaktı.

Fatih Terim’in bilinen futbol kültürünün kendine faydalı olacağını düşünüyorsa bana göre büyük bir yanlışın içinde olduğunu düşünüyorum. Futbolun mutfağından yukarıya gelmenin avantajını bugün Zidane ve Guardiola kullanmaya devam ediyor.

Fatih Terim’in teknik heyetinde antrenörlüğe başlamanın sıkıntılarını ilerleyen aylarda en başta kendi memleketi olan Hatay başta olmak üzere diğer kulüplerden kendisine gelecek olan teknik direktör teklifleri karşında göreve gelmesi halinde bu yazdıklarınım haklılığı ortaya çıkacaktır.

Burası Türkiye...

Futbol adına her türlü sürprize açık bir ülke…

Kulüplerimiz teknik direktör belirlenmeden transferler yapabiliyorlar...

Yönetim tarafından transferlerin gerçekleşmesinden sonra “hadi birde teknik direktör göreve getirelim” mantığı Türk futbolunun altına dinamit koymak gibi bir şey...

Yeni Malatyaspor teknik direktör olmadan transferler yapmaya devam ediyor.

Lig kadrosunda yer alacak olan futbolcuların sayı olarak az olmasına rağmen takım Bolu'da takımın Sportif Direktörü tarafından lige hazırlanıyor.

Böyle bir modelin uygulandığı başka bir ülke var mı?

Futbolun her konu başlığında hatalar yapılmaya devam ediliyor.

Bugün Volkan Babacan,Selçuk İnan ve Sabri Sarıoğlu'na özel kurs açıp Türk futboluna yeni antrenörler kazandırmak isteyen futbol federasyonu ve alt birimleri önce bırakın sezonluk haftalık görev yapan teknik direktörlerin diplomalarını sorgulayın.,

 Sadece adları büyük takımların teknik heyetlinde görev yapan ve futbolu yeni bırakmış olan futbolcuların antrenmanlardaki beşe iki çalışmalarında yer almaları, topa iyi vurmaları sonrasında futbolculardan gelen “helal hoca sen neymişsin “gazlarıyla teknik direktör aşamasına gelmeleri halinde sezonluk hatta mevsimlik teknikler arasında yer almanızı sağlayabilir.

Aylarca kurs açılmasını bekleyen çalıştırıcı adaylarının bu konuda ki serzenişleri yine duyulmayacak.

Böyle gelmiş, böyle gider…

Yazarın Diğer Yazıları