Abdullah Ergün

Yaşasın Kapitalizm!

Abdullah Ergün

“Sosyal Devlet her zaman vatandaşın yanındadır” söyleminin günümüzde yaşananlara denk geldiğini düşünenlerin biraz geçmişe yolculuk yapmaları gerekiyor.

Sokağa çıkmayın uyarılarından sonra Devlet ve Belediye’nin 65 yaş üstündeki yaşlı vatandaşlara gıda yardımı noktasında yaptıkları sosyal yardımlaşmanın resmiyet kısmını oluşturuyor.

Katiptalizmin içimize tam olarak girmediği yıllarda yaşanan komşuluk ve yardımlaşma bugün resmi kurumların yaptıklarından çok daha etkiliydi.

Acı ve tatlı günlerde komşuluk dayanışmasının en güzel yıllarını yaşamış birisi olarak bugün yaşananlar beni ve o yılları yaşamış olanları derinden yaralıyor.

Büyük blokların olmadığı buna paralel iki katlı binaların bahçeler arasında yer alması günümüzde taziye çadırlarının kurulduğu ortamın uzağında yazın bahçelerde kışın komşuların evlerini açmalarıyla “ev alma komşu al “deyiminin en etkili olduğu yıllardan sonra virüsün bizlere yaşattığı olumsuz ortamının bizlere fazla katkı sunmadığını gösteriyor.

Peki, bugünlere nasıl geldik?

Komşuluk ilişkilerinin en üst seviyesinden en alta geldiği zaman diliminde neler yaşandı?

“İzm” lerin peşinden koşanlar sanki güllük gülistanlık yılların geleceğini sanıyorlardı.

Faşizme Hayır, Komünistler Moskova’ya sloganlarının araksına sığınanlar ülkeye sadece kaos yaşattılar. Ülkeye ne faşizm geldi nede komınizm. Komünizmin kalesi konumdaki Sovyetler birliği kendi içinden çıkan ideolojiyi terk ederken içimizdeki uzantıları bunu kabul etmemekte direndiler.

Faşizmin felsefesine uygun bir yönetim şekline uygun buldukları iktidarları eleştirmek ve karalama işlerini bile doğru dürüst beceremediler.

Halkımızın “ İzm” lere karşı takındığı tutum ve davranışların yerini istikrara bırakması lazımdı.

Oysa bir büyük tehlike doğduğu yer olan Amerika’dan daha etkin bir biçimde rol almaya başlamıştı. Sermayecilerin manifestosu olarak kabul edilen “ paranın ve sermayenin gücü” sloganın yönetim şeklini oluşturan Kapitalizm Komünizm ve Faşizme oranla daha sağlam ve daha aktif dünyayı etkilemeye devam ediyor.

Geleneklere bağlı ülkemizde “daha çok para kazanmak için her şey yapılması” düşüncesinin hayata geçirilmesiyle yazmak istediğim ve geçmişte yaşanan güzelliklerin bir anda ortadan kalması arasındaki fark kendiliğinden ortaya çıktı.

Örnek olarak çok uzaklara gitmemize gerek yok. Malatya’da kapitalizmin olumuz etkilerinden nasibini almıştı. Geçtiğimiz günlerde Malatya Haber’de Araştırmacı Gazeteci Arkadaşım Nezir Kızılkaya’nın kaleme aldığı “Malatya’nın ilk AVM’si Şirket Han “ başlıklı yazıyı okuduktan sonra gözlerimi kapatıp Malatya’nın güzelliklerini düşündüm.

Şirket Han’ın varlığı kimleri rahatsız etmişti?

Malatya’nın en işlek yerinde tarihi hanın varlığını devam ettirmesi için şehrin sahiplerinin düşünceleri konuyla ilgili düşünceleri çok önemliydi.

Kapitalist zihniyetin Malatya uzantıları, para hırsının kendilerine sunduğu avantajı birazda bürokrasiyi arkalarına alarak gerçekleştirmeleri sonrasında bugün siyah-beyaz fotoğraflarda kalan Şirket Han’ın sosyal medyadaki yorumlarını okurken yapılan hatanın ne kadar büyük olduğunu bir kez daha anladım.

Sadece şirket han mı?

Bugün yeni kurulan devasa bloklardan oluşan sitelerin olduğu yerler Malatya için “ Yeşil Malatya “ benzetmesinin yapıldığı yerler olduğunu da çabuk unuttuk.

Şehir yeni yerleşim alanlarına taşındı. Fuzuli, Emeksiz, Kışla ve Sivas caddelerinde yıllar önce Malatyalı Fahri, Topal Bedo ve Sami Kasap türkülerinin söylendiği güzel günlerde anılarda kaldı.

Komşuluk ilişkileri çok şeyler ifade ediyordu. Mahalle dayanışması, acı ve tatlı günlerde kapılarını açan komşuların yerini bugün büyük sitelerin asansörlerinde birbirlerini tanımayan, birbirlerine bakmamak için asansörün tavanına bakanları görünce galiba Malatya için bir şeylerin bittiği gerçeğini daha iyi anlıyoruz.

Kapitalizmin kendini geliştirmeye ve doyumsuzluk karakterini günümüzde başarıyla devam ettiriyor.

Faşizm ve Komünizm çatışmalarının arasından sıyrılan Kapitalizm bakalım bizlerden daha neler götürecek.
 

Yazarın Diğer Yazıları