Uyarımızı yapmıştık!
Abdullah Ergün
Futbolun ana kraterleri içinde yer alan uygulamalarının hayata geçirilmesi noktasında kendimize özgü bir konumumuz var.
Ülkemizde futbol kulüplerinin bahar haftaları içinde bulundukları zaman dilimlerinde sahada işlerin iyi gitmesi ilk sırada yer alıyor.
Böyle bir tablo karşısında kulüp başkanları ve yöneticileri mikrofonlara gelinen noktayı anlatmaktan hiç bıkmazlar. Taraftarlar zaten başka bir alemde, yerel medya işin boyutunu şampiyonluk havasına kadar taşımakta zaten usta oldukları biliniyor.
Yeni Malatyaspor'un sezon başı hazırlık kampına giderken bu sene zorlu bir maratonun kendilerini beklediğini yazmıştım. Avrupa maçları ve liglerin başlamasıyla birlikte Sergen Yalçın'ın daha önce görev yaptığı kulüplerde olduğu gibi Yeni Malatyaspor'da da gerçekleştirdiği harika lig başlangıcı herkesi mutlu etmişti.
Yaşananların ışığında Yeni Malatyaspor'a ikinci uyarıyı yapmıştım. Ülkemizde kısa vadede gelen saha içi başarılarının etkisine fazla kapılmaması yönündeki uyarımı biraz daha ileriye taşıyarak" Bu mutlu tablonun bir gün tersi bir görüntüsü ortaya çıkabilir".Demiştim.
Sahada işler iyi giderken Yeni Malatyaspor Kulüp Başkanı Adil Gevrek'in "Futbol Köyü Projesi"ne ait maketi devler erkanlarına gösterirken bunun gerçekleşmesi için en uygun ortamın içinde bulunulan zaman olduğunu, yarın sahada işler iyi gitmediği zaman hiç kimse futbol köyü projesini asla konuşamayacağı kısaca onları alakadar etmeyeceği gerçeğinin karşılarına çıkacağını bilmeleri lazımdı.
Sergen Yalçın'ın bilinen teknik direktör istikrarsızlığının son kurbanı Yeni Malatyaspor oldu.
İlk yarının sonlarına doğru gerek kadro tercihleri gerekse takımın fiziksel olarak düşüşe geçmesine engel olunmayan tablo karşısında artık bu kulübe faydalı olamayacağı anlaşıldığından beklenen ayrılığın gerçekleşmesi kaçınılmaz oldu.
Daha sonra yaşanan süreci yazmama gerek yok.
Liglerimizin emanet teknik direktörlerinden birine takımın teslim edilmesi gerekiyordu.
Sonunda bu isim Kemal Özdeş oldu.
Alanyaspor ile yapılan maçta takımın ortaya koyduğu futbolun karşılığı tek puan için yeterli olamayacağı saha içindeki görüntüden belli olmuştu.
Erol Bulut'un Yeni Malatyaspor'a geldiği sezonda Yeni Malatyaspor, geleceğini garantiye alacak bir teknik direktör kazandı diye yazmıştım. Hatta Erol Bulut'la 5 yıllık anlaşmanın yapılması ve kendisine bir bütçe verilmesini, transferlerin kendisi tarafından yapılması gerektiğini dip not geçmiştim.
Almanya'da alt yapı eğitimini alan Erol Bulut'un yıllardır kronikleşen hale gelen alt yapı modelinde de olumlu değişimlerin yaşanacağı yönünde kendisinin alt yapıya bakış açısını anlatan demeci bile idarecilerimizi heyecanlandıramamıştı.
Erol Bulut, Yeni Malatyaspor'da elindeki kadrodan en iyi lig derecesini yaparak takımdan ayrıldı.
Lig standartlarının oyuncusu olamayacağını söyleyenlere inat o futbolcularla büyük takımların yapamadığı başarılara imza atmıştı.
Erol Bulut'un takımdan neden ayrıldığı noktasında açıklanamayan önemli nedenlerin olduğu biliniyor.
Peki, Erol Bulut'un takımdan ayrılmasıyla en çok zararı kim gördü? sorunsunun cevabını sizler çok iyi biliyorsunuz.
Sergen Yalçın'ı takımın başına getirenler tıpkı Erol Bulut'da olduğu gibi yine sürpriz bir ayrılığının yeri ve zamanı gelince yaşanacağını da biliyorlardı.
Ve öylede oldu.
Kadroda yer alan futbolcularla ilk ayrı beklentilerini karşılayan Sergen Yalçın, beklenen sonun kendisine de geleceğini biliyordu.
Şimdi Yeni Malatyaspor'da sıkıntılı süreç başlıyor.
Yeni transferlerin performanslarının lig standartlarına gelmesi bekleniyor.
Sarı kart cezalıları sonrasında takımın eksik olan ideal yapısı da zarar görmeye başladı.
Cuma günü oynanacak olan Ankaragücü maçı, takımın önünün açık olup olmayacağını belirleyecektir.
