Abdullah Ergün

Teşekkürler Tahsin Hoca

Abdullah Ergün

Plastik topun peşinden koşarken hayatımızın bizi nerelere taşıyacağını hiç düşünmemiştik. Mahallede her şey istediğimiz gibi gidiyordu.

Futbol, Teksas-Tommiks ve Kovboy filmleriyle hayal dünyamızın sınırlarını yukarıya taşıyorduk.

Ev, futbol ve sinema dünyamızın kısa molası içinde kendimizi Sıtmapınarı’nda bulunan Mustafa Necati İlkokulunda bulmuştuk.

Üzerimizde siyah önlükler, beyaz yakalar hayatın farklı bir yönünü tanımaya çalışıyorduk.

Okul çıkışları ve hafta sonları tabii ki ilk alışkanlıklarımızı devam ettirecektir.

Develeme, Bilye, Hollik ve sakızlardan çıkan artist resimleriyle siyah önlüklere kısa süreliğine veda ediyorduk.

Fehmi Beller, Lütfü Bilici, Tevfik Yetiş, İlhan Arabacı’nın da aralarında olduğu öğretmelerimiz için bizlerin okula alışkanlık süresi biraz uzun sürmüştü.

Amerika’dan gelen “Marshall” yardımları arasında bulunan süt tozundan yapılan sütleri içerken yaptığımız muhabbetlerin konusu hafta sonu hangi mahalleyle futbol oynamamıza yönelikti.

Okul Müdürü Ali Yıldırım, okulun bahçesinde futbol oynamamızdan dolayı bizlere sıcak bakmıyordu.

Doğal olarak bizde kendisine sicak bakmıyorduk.

Okulda dağıtılan süt ve yağlı ekmek bizi daha çok ilgileniyordu.

Siyah önlüklere veda zamanı gelince bizleri bir sonraki eğitim hayatımızda nelerin beklediğini bilmiyorduk.

Mustafa Necati İlkokulundan başka okul görmemiştik. Bazen Cumhuriyet İlkokuluna gider orda ki arkadaşları ziyaret ederdik.

O yıllarda başlayan ve halen devam eden arkadaşlarla yolumuz Derendespor futbol takımında buluşmuştu.

Futbolun mahalle kısmı bizim için bitmişti. Kulüp serüveni sevmememizin nedenleri daha fazlaydı.

***

Sümer Orta Okuluna geçiş yapmamızdan sonra üzerimizde ceket altında İspanyol paça pantolonlar olmasa olmazımız olan spor ayakkabısıyla ortaokul kreasyonumuz tamamlanmıştı.

Futbol oynamak için İspanyol paçalarını çorabın içine koymak yeterliydi.

Sümer Orta Okulu I-E sınıfında ki ilk ders günümüzde ilk şaşkınlığımızı yaşamıştık.

Her derse ayrı öğretmenler giriyordu. Siyah önlüklü eğitimden farklı ortam bizleri bekliyordu.

Türkçe dersine ders anlatımlarının yanı sıra hayata dair söylemleriyle bizleri etkileyen ve bu etkiyi bugünlere kadar getirmemizi sağlayan Tahsin Arslan’ın gelmesi Sümer Orta Okulu yıllarımızın en unutulmaz anlarını oluşturuyordu.

Ders programında Türkçe olduğu zaman sınıf olarak mutlu oluyorduk. Kendine özgü ders anlatımını tamamladıktan sonra başta aile konusu olmak üzere o ana kadar kimsenin anlatmadığı konu başlıklarıyla bizleri geleceğe de hazırlıyordu.

I-E sınıfında her şey yolunda giderken Tahsin Hoca’nın bundan sonra Türkçe dersimize gelmeyeceği haberi bizlerde şok etkisi yaratmıştı.

Türkçe dersine bir başka hoca gelmeye başladı. En sevdiğimiz ders olan Türkçe dersine uyum sağlama konusunda sıkıntılar yaşıyorduk.

“Arkadaşlara bu işler böyle gitmez bir şeyler yapmamız lazım” dedim.

Askeri lojmanlardan gelen öğrencilerden birisi “Bahçeye çıkalım ve derslere girmeyelim “deyince sınıf olarak soluğu okulun ön bahçesinde almıştık.

Okulda bütün sınıflar dersteyken biz okulun bahçesinde oturuyorduk. Teneffüs zili çalmasına rağmen biz dışarıda beklemeye devam ediyorduk.

Okul Müdürü ve Yardımcıları “Neden sınıfa gitmiyorsunuz? Demeleriyle hep bir ağızdan “ “Tahsin Hocamızı istiyoruz “dedik.

Şimdiki öğretmenlerde olamayan bazı aksiyonlar bizlerde denenmeye başlandı. Şiddetin yanı sıra yapılan eylemin suç olduğunu bizlere anlatıyorlardı.

Sümer Polis Karakolundan görevlilerin gelmesiyle kendimizi karakolda bulduk.

Karakolda görevli polis bize” Neden boykot yapıyorsunuz” deyince ilk boykot kelimesiyle de tanışmış olduk.

Yapılan görüşmeler sonrasında bir sonraki Türkçe dersimize Tahsin Hoca gelince dünyanın en mutlu öğrencileri bizler olmuştuk. Yediğimiz dayağı ve çektiğimiz acıları unutmuştuk. Baskılara boyun eğmedik ve sonunda kazanan biz olmuştuk.

Tahsin Hoca, yaşananlardan sonra ilk derse geldiği zaman dakikalarca ayakta alkışlamıştık.

Gözlerinin dolduğunu görünce tam tekmil sınıfdakilerinde gözlerinden yaşlar gelmişti. Boğazında dügümlenen ve ağlamaklı olarak söylediği ”Sizlerle gurur duyuyorum”derken bizlerde gururla kendisine bakıyorduk.  

Bu söylemini Türkçe defterimin son sayfasına not etmiştim.

Emekli olduktan sonra sıkça yaptığı yürüyüşlerden birinde Sümer Orta Oklunun önünde 1-E sınıfının olduğu bölüme baktığını gördüm.

Yanına yaklaştım, üzerinden onca yıl geçmesine rağmen yaptığımız eylemi anlatınca gözlerinin dolduğunu ve defterime not ettiğim sözü bir kez daha söylemişti.

“Sizlerle Gurur Duyuyorum”

Yaptığımız ders boykotu hayatımız en anlamlı olayı olmuştu.

Önemli olan Tahsin Hocamızın tekrar bizimle olmasıydı.

Dersin bitmesini hiç istemiyorduk. Ders aralarında ve dersin sonlarına doğru baba şefkatiyle anlattıkları konular hayat felsefemiz olmuştu.

Bazen eve gelen arkadaşlarım kitap dergi ve gazetelerden oluşan evim için “Çok güzel diyorlar.

Bu nasıl bir okuma sevgisi anlatır mısın? Sorusuna Tahsin Arslan cevabını veriyorum.

“Gazete, kitap ve dergiler hayatınızın bir parçası olsun”

“Arkadaşlarınızla okuduğunuz konuları tartışın. Sinema ve tiyatro da ilgi alanınızda olsun”.

Konunun komik tarafı sınıfta sıkça yaşanıyordu. Sınıf arkadaşlardan bir tanesi “ Hocam Altar’ın Oğlu Tarkan’ın maceraları da çok güzel…

Bende Hayatspor, Hey, Ses, Hayat dergilerinin yanı sıra o yıllarda Sümerbank Havuz başında haftanın belli günlerinde Malatya Protokolü ve davetlilerin olduğu balolarda Sümerbank orkestrasının çaldığı Fransızca ve İtalyan melodileri canlı izlerdim.

Pepino Di Capri, Milva, Nicole De Bari gibi İtalyan yorumcularının yanı sıra o yıllarda Türkiye’de de çok sevilen Adamo, Christian Adam, Jean Francois Michael, George Moustaki, Malatya asıllı Ermeni Şarkıcı Marc Aryan Jack Brel…

1970’lerin Malatya’sında popüler müziğin önde gelen müzikleri canlı performansla icra ediliyordu.

Barış Manço, Cem Karaca, Ajda Pekkan, Tülay German, Esin Afşar, Fikret Kızılok, Ertan Anapa, Berkant, Erkut Taçkın…

İşte müziğin hayatımıza girdiği yılların öncüleri bu konuda da bizleri bilgilendiren hocamız olmuştu.

Harçlıklarımızı siyah önlüklü yıllarda olduğu gibi Teksas-Tommiksler için harcamıyorduk.

Harçlıklarımızı günlük gazeteler, kitap, sinema ve tiyatro için harcıyorduk.

Zaman çabuk geçti.

Tahsin Hoca’yı Sıtmapınarı’nda sıkça görme şansını yakalamıştım. Her gördüğümde elini öper hal ve hatırını sorardım.

İki sene önce hastanenin MR odasında karşı karşıya gelince ikimizde duygulanmıştık.

Bir tarafta bizlere hayatı öğreten ve yön veren Tahsin Hoca,


Karşısında Efsane I-E sınıfı öğrencilerinden Abdullah Ergün,

“Bizler seni hiç unutmadık.

Ve unutmayacağız” demiştim.

Bir insanın hayatında en zor anların olduğunu ve bununda bizleri bulacağını biliyorduk.

Çünkü kadere inanan bir toplumuz.

Önce baba sonra anne…

Sonra değer verdiğimiz ve aile büyüklerimizden ayırmadıklarımız…

Tahsin Arslan, 30 Nisan 2021 tarihinde aramızdan ayrıldı.

Bizlere Türkçenin yanı sıra hayatı da öğrettiği için teşekkürler Efsane Öğretmen Tahsin Arslan…

Hayatlarına değer kattığın binlerce öğrencilerden birisi olarak seni unutmayacağım.

Yorumlar 7
Muteşem bir anlatım artık tahsin hocalar yok bu ülkede allah rahmet eylesin ruhu şad olsun.. 11 Haziran 2021 16:42

Kaleminize sağlık Allah rahmet eylesin ruhu şad olsun ..

Suat 06 Mayıs 2021 08:28

Sevgili Rahmetli hocamın vefatını bu yazınız ile öğrenmiş bulunuyorum. 1982 de tanıdığım hocam insanlık ve merhamet abidesi idi.Aziz Allahın Rahmetinin bu güzel insanın üstüne sağnak bir şekilde yağacağına inanıyorum ve Aziz Allahtan rahmet diliyorum. .Rahat uyu Hocam

Erhan Arslan 05 Mayıs 2021 18:28

Yazınızı okurken kıymetli babamın bir sözü geldi aklıma, Ben 40 yıllık öğretmenlik ve okul müdürlüğü hayatımda yüzlerce Öğrencim evlatlarım oldu derdi.Vatana millete dürüstlükle bağlı, fedakar ve çalışkan bir öğretmen olarak çok değerli nesiller yetişmesinde büyük katkıda bulundu.içindeki iyilik,insan sevgisi ve yardımseverliği bizlere bıraktığı en güzel miras olacaktır.Babacığım sen rahat uyu sana söz veriyoruz senin güvenine layık olacağız.Mekanın cennet olsun????

Emine Arslan 05 Mayıs 2021 18:10

Kaleminize sağlık,canımız Tahsin babamızı ,bir öğrencisi olarak çok güzel anlatmışsınız.Bize düşen görev evlatları olarak kıymetli babamızın değerleri ile yaşamak ,yaşatmak ve ona layık olmaktır.Ruhu şad ,mekanı cennet olsun ????

Tulay Yilmaz 05 Mayıs 2021 17:53

Tahsin Arslan hakkinda yazdiginiz yazi beni duygulandirdi. Kendisi hem idealist bir ogretmen hem de gariban ve yoksul cocuklarin velisiydi. Bir melekti ve meleklerin katina dondu.

Osman Baharçiçek 05 Mayıs 2021 12:55

Ellerine sağlık üstat çok içten ve samimi duygularla yazılmış yazı Allah taksiratını af etsin. Dönüş Allah'adır

Nevzat MUTLU 05 Mayıs 2021 10:41

Tahsin öğretmeni çok güzel anlatmışsınız. Bende arkadaşımın babası olarak tanıdım. Mükemmel bir insan dı. Tahsin amcam bizlerle, bizde onunla gurur duyuyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları