Abdullah Ergün

Saygı duyulacak bir futbolcu

Abdullah Ergün

Abdullah Ergün
Türk futbolunun unutulmaz isimlerinden olan Lefter, Metin Oktay ve Can Bartu'nun İtalya'ya transferinin altında yatan bu futbolcuların ortaya koydukları futbol olmuştu.

Çıplak gözle bunları izleme şansımız olmadı. Siyah-beyaz kısa maç görüntülerine baktığımız zaman günümüz futbolcularında olmayan bazı özelliklere sahip olduğu görülüyor.

Bu futbolcular günümüzde futbola uygun yaş aralığında futbol oynamış olsalardı dünyada en çok konuşulan isimler arasında yerlerini alacaklardı.

Futbol oynadıkları yıllarda gerek saha şartları ve diğer olumsuzlukların olmasına rağmen performans noktasında ortaya koydukları muhteşem futbollarına çıplak gözle şahit olanların anlatımlarına çokça şahit oldum.

Yetenekleri ve anlık futbol zekalarının yanı sıra çalımların ön planda olduğu o demene ait futbol kültürünü en iyi şekilde uygulamaları kendilerine İtalya macerasını açmıştı.

İtalya'daki futbol maceralarının bitimine karar veren yine kendileri olmuştu.

Futbola başlama hikayeleri İtalya'daki takım arkadaşlarından çok farklıydı. Onlar kendi kulüp alt yapılarında genç takım kategorilerinden A takıma gelmelerine karşın bizim futbolcular tarla ve diğer boş alanlarda sabahtan akşama kadar yapılan maçlar sonrasında kendilerini büyük kulüplerde bulmuşlardı.

Böyle bir tablo karşısında kendilerini İtalya’da bulmalarından sonra bunun süreklilik göstermeleri mümkün değildi.

Duygusallık yönünden diğer meslektaşlarının çok üstünde yer almaları futbol elçilerimizin İtalya macerasının kısa sürmesine neden oldu.

Lefter'in Fiorentina, Metin Oktay'ın Palermo, Can Bartu'nun da Fiorentina ve Lazio'da forma giydikleri maçlarda performanslarıyla ön plana çıktığı tozlu sayfalarda konuyla ilgili haberlerden biliniyor.

Can Bartu, görsel futbolunun karşılığını   "Sinyor" unvanıyla almıştı.

Peki, bu futbolcular başarılı olmalarına rağmen neden Türkiye'ye geri döndüler?

En başta duygusallığın olduğu biliniyor. Milli ve Dini bayramlarda haklımızın birlik ve beraberliğinin ön plana çıktığı, büyük kulüplerde gördükleri ilgiyi İtalya'da görememeleri ve İstanbul özlemi onların Türkiye'ye dönmelerini sağladı.
***
Son yıllarda yurt dışına çıkan futbolcu sayısında artışlar yaşanıyor. Avrupa'da yer alan kulüpler dünyayı gezerek kendilerine katkı sunacak genç ve yetenekli futbolcuları takip altına alıyorlar.

Lefter, Metin Oktay ve Can Bartu'nun bilinen yetenekleri kendilerini takıp etmelerine neden olmadan kendi takımlarında ortaya koydukları başarılı futbolun karşılığında kendilerini İtalya'da bulmuşlardı.

Galatasaray'ın UEFA ve Süper Kupayı kazanmasından sonra futbolcularımızın Avrupa'ya transferleri büyük ivme kazandı.

Sonraki süreçte gerçekleşen Mehmet Topal'ın La Liga ekiplerinden Valencia'ya transferi farklı şeylerin yaşanacağını gösteriyordu.

Mehmet Topal, futbolda istikrarın en kadar önemli olduğunu Valencia macerasıyla herkese gösterdi.

Unai Emery gibi futbolun saha kenarında ki değişilenliğini hayata geçiren bir teknik direktörün kafasındaki ön libero sistemine Mehmet Topal tercihi milli futbolcumuzun futbol kariyerine farklı bir oyun kültürünün gelmesini sağladı.

Mehmet Topal, bu özelliğiyle Avrupa macerası yaşayan Türk futbolcuların sonraki dönemlerinde aynı başarıyı gösteren futbolcular arasında ilk sıralarda yer alıyor.

Nemrut dağına yapılan turlarda bazen İspanyalı turistlerin olduğu yıllarda konu doğal olarak futbola geliyordu.

İspanya'da bizim gibi futbolla yatan ve kalkan bir ülke konumunda bulunuyor.

Mehmet Topal'ın Valencia'da hem futbol olarak hemde özel yaşantısıyla ortaya koyduklarını bir İspanyol futbolseverden dinlemek beni çok mutlu etmişti.

Mehmet Topal, Valencia'da ortaya koyduklarıyla Türk futbolcuların Avrupa yolculuğuna çıkışlarına katkı yaptı.

Fenerbahçe'ye transferi ve sonrasında sarı-lacivertli tamında görev yaptığı sezonlar milli futbolcunun en olgun dönemleri oldu. Alex ve Emre gibi iki saha içi teknisyenin yanında futbol yaşantısının en keyifli sezonları yaşadı.

Milli takımda stoper sıkıntısı yaşandığı maçlarda Mehmet Topal savunmanın ortasında, rakip çok adamla geldiği anlarda tekrar orta sahaya geçiyordu,Oyunu ve skoru korumak için  başvurulan ilk isim yine  Mehmet Topal oluyordu.

Milli takımda oyuncu sıkıntısı yaşandığı tarihlerde ön plana çıkan isim Mehmet Topal olmuştu.

Şimdilerde Beşiktaş'ta tekrar bir araya geldiği Josef De Souza ile Aykut Kocaman'ın klasik ikili ön Libero anlayışının ilk temsilcileri olarak siyah-beyazlı takımda benzer görevlerine devam ediyorlar.

Mehmet Topal'ın takıma dönmesinden sonra Beşiktaş'ın Sergen Yalçın'ın kafasındaki oyun planının farklı bir uygulanmasına şimdiden hazırlanın.

Futboldaki başarısının yanı sıra Sosyal Sorumluluk Projelerinde reklamdan uzak yaptıklarına ulaşmak için çok araştırma yaptım.

Malatya'da bulunan kardeşi İsmail Tapal'dan bu konuyla ilgili bilgiler alabilirdim.

Bu işin perde arkasına ulaşmak için bilgisayarımın başında sabahladığım günler oldu.

Futbol sadece sahada oynanan bir oyun değil Bu filmin kahramanlarının ülkemize futbolun dışında yaptıkları ve yapacakları da önemliydi.

Televizyonlarda ve gazetelerin magazin bölümünde yer almadan sadece kendi işini yapan ve örnek alınması gereken bir isim olmasından dolayı Mehmet Topal'ın Avrupa dönüşü de kendi karakterine uygun oldu.

Şimdilerde kendilerine Avrupa hedefi koyan genç futbolcuların Mehmet Topal hikayesine kafa yormaları gerekiyor.

Türk futbolunda farklı rekorlara sahip olan örümcek adam’ın faal futbol kariyerini tamamlamasından sonra yine futbolun içinde kalarak kendisiyle özdeşlenen futbol anlayışının yanına futbolun doğruları ve artık unutulmaya yüz tutmuş bazı gerçeklerini genç futbolculara öğretip Türk futboluna kazandırması ben ve benim gibi düşünenlerin en büyük dileği olacak.

Yazarın Diğer Yazıları