Olacağı Buydu!
Abdullah Ergün
Şampiyonlar Ligi ön eleme maçında Galatasaray’ın PSV’den iki maçta yedi gol yiyerek Şampiyonlar Ligi’ne veda etmesinden sonra Türkiye, UEFA sıralamasında tehlikeli bölgeye bir adım daha yaklaştı.
UEFA sıralamasında 18. Sırada bulunan Türkiye’nin puanı 21.400,Kıbrıs Rum Kesimi ise 22.550 puanla üstümüzde 16. Sırada bulunuyor.
Çekya, Sırbistan, Ukrayna, Hırvatistan puan olarak bizden daha iyi durumdalar.
Sivasspor’un UEFA Avrupa Konferans Ligi 2. Ön eleme maçında Moldova temsilcisi Petrocup’u iki maçta da yenip bir üst tura çıkmasının yanında UEFA ülke sıralamasında da biraz nefes alınmasını sağladı.
Ülke sıralamasında kritik bölgede yer almamıza karşın Avrupa’nın en pahalı ligleri arasında bulunan Türkiye’nin sadece bu yönüyle listenin üst sıralarında olması bizler kadar diğer ülkelerde Avrupa liglerini takıp edenler içinde sürpriz oldu.
Futbolumuzun bu hale gelmesinde en başta büyük Kulüpleri olmak üzere futbolumuzu yönetenler edenler ilk sıralarda yer alıyor.
Kıbrıs Rum Kesimi, ülke puanı olarak üstümüzde yer alıyorsa başka şeyler yazmama gerek yok.
Transfer sezonunda sahada futbol olarak hiçbir şey ortaya koymadıkları yetmiyormuş gibi transfer sezonunda da benzer görüntüler eşliğinde yarışan ve belli bir ücreti hak eden bir futbolcunun yaşanan rekabet ortamı sonunda hayalinde dahi göremeyeceği mükaveleyi imza atıyorlar.
Sonrasında ortaya çıkan tabloda bugün bizden daha az futbolu konuşan bizden daha az seyirci toplayan ve bizden daha az para harcayan ülkelerin gerisinde kalmış durumdayız.
Liglerimiz in başlamasına az bir zaman kala UEFA ülke sıralamasında eğer aynı başarısızlık devam ederse Avrupa’da ligimiz artık ikinci kategoride değerlendirilecek.
Tokyo’da devam eden Yaz Olimpiyatları’nda amatör branşlarda gelen başarılı haberler bile futbolun gerisinde kalıyor.
TV ekranlarında önlerinde Laptop çok bilen futbol yorumcuları Tokyo’dan gelen başarı haberlerini iki dakikaya sığdırdıktan sonra büyük kulüplerin transfer haberleri ve o kulüpleri mutlu edecek yorumlarını sabahın erken saatlerinden bir sonraki günün ilk saatlerine kadar sürdürmeye devam ediyorlar.
Ülke sporunun geldiği son nota maalesef böyle.
Diğer ülkelerde Tokyo Olimpiyatları, bütün kanallarda tam gün yayımlanırken, bizde sadece TRT ile bu gelenek geride kalan olimpiyatların anlatım noktasında çok geride kalınmasına rağmen diğer kanalların futbol haberlerinin gerisinde kalmış gözüküyor.
Her şey futbol odaklı haber ve yorumlarda.
Okçuluk dalında Mete Gazoz ’un kazandığı altın madalya büyük kulüplerin bugün veya yarın yapacağı bir transfer haberinin gerisinde kalacak.
Sonrası unutulacak. Ta ki yılın en başarılı sporcusu yarışmasının aday listesi açıklanıncaya kadar.
Son yıllarda amatör branşlara yapılan yatırımların karşılığı alınmaya başladı.
Sadece futbolda geriye gidiyoruz. En büyük rakamda futbolda yaşanıyor.
En iyi tanıtımın spor ile olduğu gerçeğini hala kabul etmeyen veya bilmeyenlere olimpiyat ruhunu anlatmakta bile zorlanıyoruz.
Bu tanıtım futbol dışında hedefine ulaşmış gibi gözüküyor.
Futbolunda devreye girmesini bekleyenler Galatasaray’ın UEFA kupasını almaları ve 2002 Dünya Kupası’nda üçüncü olan milli takımın yakaladığı ortamın tekrarlanmasını bekleyecekler.
Bu gerçekleşir mi? Sorunun cevabını yazmamaya gerek var mı?
Son tabloya baktığımız zaman bunun cevabının “hayır” olduğu zaten görülüyor.
