Abdullah Ergün

Koşu mesafeleri belirleyici oluyor

Abdullah Ergün

Futbolun 1800’li yıllarda oynanmaya başlanıldığında, gol yememeyi ön plana çıkaran bir sistem hataya geçilmişti.

Her takımda bir tane iyi forvet olurdu. Bunun haricinde kalan futbolcular savunma ağırlıklı futbol oynarlardı.

Günümüzde futbol 1800’li yıllara göre daha değişken bir hal aldı.

Gol atma işi sadece forvet oyuncuların tekelinde değil. Oyun alanında forvet hattının gerisinde oynayanlar ve defans oyuncuları da gol atabiliyorlar.

Yıllar öncesinin tipik forvet anlayışı daha farklı bir konuma geldi.

Eskiden forvet oyuncuları rakip savunmadan çıkan defans oyuncularına pres uygulayamıyorlardı.

Bugün hücum oyuncuları savunmayı en ileriden başlatıyorlar.

Türkiye’de rakip savunmaya pres uygulamayı başlatan ve bu işi hala başarı ile yapan Hakan Şükür’ün alternatifi olmaması kendisini zirvede tutuyor.

Günümüz futbolunda orta alan oyuncuları teknik kapasitelerinin yanında dayanaklığı da ön plana çıkardılar.

Forvete iyi paslar atma düşüncesi 1970’li yıllarda kaldı. 1970’li yıllarda Brezilya ulusal futbol takımı teknik kapasite olarak gelmiş geçmiş en iyi takım olarak biliniyor.

Orta alanda Rivelino ve Sokrates üstün yeteneklere sahip futbolculardı. Futbolu Show olarak kabul etmişlerdi.

Teknik kapasitelerinin yanında fizik güçleri iyi olasına rağmen hiç savunma yapmıyorlardı.

İşte o efsanevi Brezilya ulusal futbol takımı başarılı olamadı. Bugün o kadronun neden başarılı olamadı? Sorusunun cevabı olarak, oyun alanında pres anlayışını sahaya yansıtmadıklarından buna paralel olarak başarılı olamadıkları cevabını beraberinde getiriyor.

Buna karşın o zaman ki adıyla Federal Almanya olan bugünün Almanya’sında da ise durum daha farklıydı. Teknik kapasitelerinin yanına dayanaklığı ve oyun disiplinlide eklemişlerdi.

İşte bu Federal Almanya o yıllarda rakiplerinin gerek fizik gerek teknik kapasite ve oyun disiplini yönünden çok ilerideydi.

2000’lı George Hagi liderliğindeki Galatasaray kulübü Türkiye ve Avrupa arenasında iyi işler yaptı.

Fatih Terim’in oyun anlayışında ilk sırada yer alan rakibe boş alan bırakmama hücumda ve defansta kalabalıklaşma felsefesi iyi işledi.

O takımda herkes koşuyordu. Koşmayan bir kişi vardı, o da takımın her şeyi olan George Hagi.

Suat Kaya, Okan Buruk ve Emre Belozoğlu rakiplere pres yapıyorlardı. İşte böyle bir orta sahada George Hagi futbol hayatının en kolay ve en başarılı sezonlarını ve dolayısıyla şampiyonluklarını kazandı.

Benzer durum Alex De Souza yönetimindeki Fenerbahçe içinde geçerliydi.

Ortada sahada Selçuk, Tuncay, Appiah, Aurello gibi çok koşan ve rakibin oyunu bozan oyuncuların olduğu takımda Fenerbahçe daha önce Galatasaray’da Hagi’nin yaptığı işi yapmaya başlayınca lig ve Avrupa maçlarında başarılı olan bir Fenerbahçe ortaya çıkmıştı.

Bu yazıyı neden yazdım?

Süper ligdeki temsilcimiz Yeni Malatyaspor, ligin ilk yarısında hücum bölgesinde görev yapan Khalid’in hücum bölgesinde yaptığı katkı kadar takım savunmasına yardım noktasında gerekeni yapınca Yeni Malatyaspor’un ilk yarıdaki başarısı ortaya çıkmıştı.

Ara transferde Khalid’in takımdan ayrılmasından sonra Yeni Malatyaspor, topu önde tutan takım görüntüsünün çok uzağında farklı bir kimliğe bürünen takım oldu.

Günümüz futbolunda her futbolcu belli bir koşu mesafesini yakalamak zorunda.

Yeni Malatyaspor’un son haftalarda hücum bölgesinde görev yapan oyuncuların koşu mesafesinin gerilerde kalması takımın diğer futbolcuların daha fazla performans ortaya koymasını gerektiriyor.

Yıllar önce fazla koşmayan sadece bireysel yeteneklerini ön plana çıkartan futbol anlayışı gerilerde kaldı.

Günümüz futbolunda takım savunmasına katkı yapamayan futbolcuların kulübeye mahkum kalmaları bazen de kadroya girememe durumları sıkça yaşanıyor.

Daha fazla mesafeyi isteyen teknik direktörlerin teknik becerileriyle olan birlikteliği başarıyı da beraberinde getiriyor.

Yazarın Diğer Yazıları