Abdullah Ergün

Kitap, Gazete ve Futbol

Abdullah Ergün

Bizlere özgü bazı rekorlar hiçbir katkı olmadan gelişim göstermeye devam ediyor.

Kültür kavramı belkide en az telaffuz ettiğimiz veya mahrum kaldığımız veya ilgilenmediğimiz bir kelime.

Buna paralel “ Futbol” kelimesi sabahtan akşama kadar günlük hayatımızın en önemli parçası konumunda bulunuyor.

Yakında başlayacak olan süper ligimizin marka değerinin ne halde olduğuna bakılmaksızın futbolseverler gönül verdikleri takımların yeni sezonda ki macerasına tıpkı takımların hazırlık kampındaki gibi çalışmalarına ara vermeden devam ediyorlar.

Günlük yayımlanan spor gazetelerin satış rakamları fikir ve bulvar statüsündeki diğer gazetelerin satışlarının üstünde olması, aşağıda yazılı olan rakamların bize özgü konumundaki rekoru diğer ülkelere asla veremeyeceğimizi gösteriyor.

Nüfusunun yüzde yirmi beşi yirmi yaşın altındakilerinin oluşturduğu ülkemizde kültür ve sanata verdiğimiz oran çok düşük seviyelerde seyrediyor.

Amerika Birleşik Devletlerinden sonra televizyonun en çok izlendiği ülke Türkiye.

 Buna karşın dünyada en az kitap okuyan ülkelerin başında maalesef ülkemiz geliyor.

Ülkemizde 49.500 kişiye bir kütüphane düşereken, 122 kişiye bir kahvehane düşmektedir!...

Kitap okuma; hava gibi, su gibi, yemek gibi günlük hayatımızın bir parçası olmadıkça kültürel gelişmemizi tamamlamamız ve bilgi çağını yakalamamız mümkün değildir. Ekonomik kalkınmanın temel yatırımı eğitim ise kitaplar da eğitimin temel aracıdır. Okumayı öğrenenlere neyi, nerede, nasıl okuyacakları gösterilmez, okunacak yeterli malzeme ve rahat ortamlar sağlanmazsa, kazanılan okuma becerileri yok olur. Bir ömür boyu sürecek öğrenme kesilirse iyi öğrenmiş olmak neye yarar. Okunacak bir şeyin yoksa iyi okuma bilmenin ve yüksek yerlerden diploma almanın ne faydası vardır. Unutmamalıyız ki okulda öğrendiklerimizi, yeni bilgilerle beslemezsek bir süre sonra başlangıca döneriz. 

Kitap okumak beyini ve bedeni genç tutar. Hayatları boyunca devamlı kitap okuyup bulmaca çözenler, 75-80 yaşlarına gelseler de en karmaşık zihinsel faaliyetleri yapabilirler. Mesela dünyaca ünlü tıp profesörü Gazi Yaşargil ilerleyen yaşına rağmen en karmaşık beyin ameliyatlarını başarı ile yapabilmektedir. Bunun sırrını soranlara ise “Bol bol kitap okurum ve bulmaca çözerim” demiştir. 

Bu bölümde bazı istatistikler vererek, olayı rakamlarla vurgulamak istiyorum; Milli Eğitim Bakanlığı’nın gençler arasında yaptığı araştırmaya göre; son bir ay içinde kitap okuma oranları şöyledir: % 61 hiç kitap okumamıştır, % 13.4 bir kitap okumuştur. Kültür Bakalığınca yapılan istatistiklere göre ise; 

*** 

Bir yılda basılan kitapların çeşidi ülkelere göre şöyledir: 

ABD 85.121 

Japonya 42.217 

İngiltere 64.761 

Almanya 64.761 

Türkiye 6.151 

*** 

Gazete okuyanların nüfusa oranları şöyledir: 

Japonya % 62 

Almanya % 48 

Türkiye % 5 

*** 

Türkiye; deki kahvehane ve kütüphane sayılarının kıyaslaması ise şöyledir: 

Kütüphane sayısı 1412 

Kahvehane sayısı 570.000 

Buna göre: 49.500 kişiye bir kütüphane düşereken, 122 kişiye bir kahvehane düşmektedir. 

*** 

Gallup firmasının yaptığı bir araştırmaya göre bazı ülkelerdeki kitap okuyanların nüfusa ornları şöyledir: 

Japonya % 14 

ABD % 12 

Almanya % 11 

İngiltere % 11 

Türkiye % 0,01 

***

İşte size bir acı tablo...

Gazete ve kitap alma veya okuma oranlarında dibe vururken bazı olumzusluklarda hep başrole çıkıyoruz.

Ülkemiz sahillerinde güneşlenen yabancı turistlerin ellerinde kitap görüntülerine sık sık rastlıyoruz.

Buna karşın aynı sahillerde bizimkiler daha değişik pozisyonlarda ve görüntü zenginliği içinde tatilini (!) geçirmeye çalışıyor.

Hızla artan nüfusumuzla birlikte istemediğimiz görüntülerdeki arıtışda beraberinde geliyor.

Başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere bazı büyük şehirlerimizde “ Kitap Fuarları “ açılıyor.

Bu fuarlara ünlü yazarlarımız konuk oluyorlar. Hayranlarına kitaplarını imzalıyorlar.

Oysa imzalanan bu kitapların büyük bir kısmına yakını okunmadan evin bir köşesine bırakılıyor.

O kitapları imzalayan yazarlarımızda yaşadığı ilgi ve sevincine karşılık kitabının ne hallere geldiğini görse belki yazarlığı bırakır.

Son yıllarda kitapsever olarak piyasa çıkan ama sadece beraber olduğu sevgilisine kültür ve sanata ne kadar düşkün olduğunu göstermelik yapan bir zümre ortaya çıktı.

Bir gün kitapçıları gezerseniz bu tiplere çok rahat ulaşabilirsiniz.

Her şeyin aslına uygun sahtesini yapmak en büyük marifetimiz.

Bunu kültür ve sanatta da en iyi şekilde yapıyoruz.

Korsan kitap almak, korsan CD almak. Hava atmak. 

Sürekli olarak gittiğimiz mekanlarda masalarda bulunan gazetelerin yıpranma listesinin en başında spor gazeteleri geliyor.

Bazı fikir gazetelerinin sayfalarının açılmadığı günlerin sayısı oldukça fazla.

Buda yetmezmiş gibi mekanlardaki sohbet konularının ortak noktası “ Futbol” oluyor.

Böyle bir tablo karşında daha ne yazayım!

NOT: Yukarıdaki Kitap okuma oranlarına ait bölüm “Kitap Köşesi”nden alınmıştır.
 

Yazarın Diğer Yazıları