Abdullah Ergün

Kınama sırası kimde (!)

Abdullah Ergün

İsrail'in silahsız Filistinlilere yaptığı son katliam büyük nefret uyandırırdı. Katliamın ana mimarları yine ABD ve kuklası İsrail kendi bildiklerini yazıp uygulamaya koymada sıkıntı yaşamıyorlar.

Yapılan katliam sonrasında Hıristiyan aleminde bilinen kınamalarla olay geçiştirilmeye devam ediyor.

Suudi Arabistan başta olmak üzere zengin Arap ülkelerini altınlarla süslenmiş saraylarda yöneten krallar ise" acil" koduyla bir araya gelerek benzer kınamalarla yaşanan katliamı gündeme taşıyacaklar

Şahin ve deve güreşleriyle zengin yaşamalarının farklı yönünü medyada paylaşan bu ülkelerin daha fazla yaptırımları uygulama şansları yok.

ABD 'nin Jarusselam'da bulunan elçilik binasını Kudüs'e taşıması aslında ABD nin değil Filistinlilere ait toprakları zorla ele geçiren İsrail'in düşüncesiydi.

Filistin devletine yapılan bu uygulamalar bir Hıristiyan devlerine yapılmış olsaydı, başta Vatikan olmak üzere bütün Hıristiyan dünyası ayağa kalkardı.

İsrail'in Kudüs hamlesi aslında Hıristiyan dünyası içinde büyük önem taşıyor.

Hıristiyanlar içinde kutsal öneme sahip Kudüs'ün İsrail askerleri tarafından talan derecesine gelen tutum ve davranışları karşısında sessiz kalmaları onların kendi dinlerine olan bağlılığın farklı halde olmasını da gösteriyor.

Müslümanlar için büyük öneme sahip Mescid-i Aksa'nın güvenliği bir anlamda Filistinlilere kalmış durumda.

ABD Devlet Başkasını Donalt Trump'un göreve gelmesinden sonra alacağı kararların çılgınlık derecesinin çok yukarıya taşınacağını söyleyen uzmanlar bu konuda da haklı çıktılar.

Kendi ülkesinde bile acımazsızca eleştirilen ve saçma sapan uymamalarıyla tepkileri çeken Donalt Trump'un İsrail'in kuklası haline gelmesi hiç de sürpriz değil

Yıllarca kendi topraklarında kendi kaderlerini çizen bağımsız Filistin devletine ait toprakları işgal etmesi sonrasında İsrail'in Birleşmiş Milletlerin BM Genel Kurulu'nun 1947'de Filistin topraklarının Araplar ve Yahudiler arasında bölünerek, Kudüs'e uluslararası statü tanınmasıyla başladı.

1964'de Kudüs'te kurulan Filistin Kurtuluş Örgütü hemen ardından Arap devletleri tarafından tanındı. Bu devletler FKÖ'nün esasen kendi kontrollerinde kalmasını istiyordu.

Ama Filistinliler gerçekten bağımsız bir örgüt istiyordu..1969 yılında başkanlığı ele geçiren Yaser Arafat'ın amacıda buydu.Kendisine bağlı, beş yıl önce gizli kurulan El Fetih örgütü,İsrail'e karşı operasyonlarıyla ün kazanmıştı.

Yıllarca baskı rejimimin Filistinliler üstünde yoğunlaştıran İsrail, ABD'nin de desteğiyle Gazze ve Batı Şeria'da binlerce Filistinliyi şehit ettiler.

Filistinlilerin direnişleri dünyada büyük yankı uyandırdı. Katil Şaron ve Netanyahu kinlerini yıllarca kusmaya devam ettiler.

Son katliam ise yıllar önce yazılan senaryonun son uygulaması oldu.

İsrail kafasın uygun Donalt Trump desteğiyle dünyanın nefretini kazanan katliamlarına devam ediyor.

Katliam sonrasında başta Uluslararası AF Örgütü olmak üzere diğer kuruluşların göstermelik kınamalarıyla gündem farklı bir yöne taşınıyor.

Vatikan'ın sessiz kalması gayet normal.

Arap ülkelerinin konuya bakış açılarda değişiklik olmaması da sürpriz değil.

En büyük tepki yine Türk halkından geldi.

Eli kanlı İsrail ve ABD bu katliamın sorumluları olmalarına rağmen benzer eylemlerine devam edeceklerini yaptıkları açıklamalarıyla onaylıyorlar.

Bir yandan silahlı İsrail askerleri bir yandan ellerinde taşlarla dimdik ayakta duran çoğunluğu çocuk Filistinliler.

Eli kanlı katiller bunların hesabı bir gün verecekler.

Yazarın Diğer Yazıları