Abdullah Ergün

Kendi haline bıraksak

Abdullah Ergün

Süper ligimizin ikinci yarısı hafta sonu oynanacak olan maçlarla başlayacak. Fakat maç haftasına girilmesine rağmen transfer konuları konuşulmaya devam ediyor.

Yeni Malatyaspor’un ilk yarıda ortaya koyduğu olumlu futbolun artık konuşulmadığı buna paralel takıma katılan futbolcular ve takımdan ayrılan Sadık, Khalid konu başlığının alt maddelerini oluşturuyor.

Antalya’da devam eden kampsın son gününde Teknik Direktör Erol Bulut’un istifa haberinin gelmesiyle birlikte konu bir anda başka bir yöne taşındı. Büyük bir değişim yaşandı.

Daha sonra kulüp adına yapılan açıklamada işin yazıladığı gibi olmadığı anlaşıldı. İstifa haberinin artçı sonuçları maçların başlamasından sonra şehrin dedikodu mekanizmasına uygun hale gelmesi sürpriz olmaz.

***

Futbolumuz tatilde olmasına rağmen mahalli seçimler öncesi günlük yaşanan gündem önünde konuşulmaya devam ediyor.

Bu ülkede futbol takımlarının günlük ruh hallerine göre gündem belirleniyor ve insanların ruh hali bu davranışlara göre değişkenlik gösteriyor.

Kendimize özgü bir durum.

Yurt dışına yaptığım ziyaretlerde başta futbol olmak diğer konularda gündemin bizim kadar değişmediğini görüyorum.

Akdeniz insanları bu konuda işi daha fazla abartıyorlar.

Bizimle birlikte Yunanistan, İtalya, İspanya ve Portekiz bizim gibi futbol ile yatıp futbol ile kalkan ülkeler olarak biliniyor.

Onlarda da derbi heyecanı bizimkiler kadar olmasa da gündemi fazlasıyla işgal ediyor.

Her şer futbol değil.

Her şey futbol ile ölçülmemeli

Hayatın gerçekleri arasında yer alan o kadar önemli konular var ki…

Bu ülkede futbol liglerinin tatile girdiği anları beğenenlerde var.

“Hiç olmazsa kafamız rahat. Ortada gerilim falan olmuyor”

“ Bu işi kendi haline bıraksak, gereğinden fazla konuşmazsak her şey daha iyi olur” düşüncesi içinde olanlarda var.

Benim gibi TV ekranlarında futbolu yorumlayan ve gazetelerde yazan arkadaşlar futbolun tatile girmesine rağmen sorulardan kaçamıyoruz.

Bu işin başında olan futbolcular sahil kenarlarında tatil yaparlarken bizler onların konumlarının ne olacağı konusundaki sorulara muhatap oluyoruz.

Yani bazı konularda olduğu gibi bu konuları da abartmada üstümüze yok.

Futbol dünyada en çok takip edilen spor dalı.

Bu işin keyfini abartmadan çıkaranlar bizim gibi ülkelere göre daha şanslılar.

UEFA’ın kulüplerimize uyguladığı yaptırımları görmeyerek gönül verdikleri kulüplerin en iyi futbolcuları transfer etmelerini beklemek gibi fanatik ve futbolun gerçeğinden uzak taraftarlarla ülke futbolunun öne çıkacağını düşünmüyorum ve beklemiyorum.

Ülkenin futbol direktörü alınan sonuçlara göre yüz mimikleri değişkenlik gösterdiği gibi ülkemiz insanları da tuttukları takımların aldığı sonuçlara göre şekil alıyorlar.

Bu özelliğimiz yıllar geçtikçe daha sıkıntılı ve tehlikeli hale gelmeye başladı.

Eğer biz futbola teslim olacaksak vay halimize

Futbolun keyfini sıkıntısız halde sürdürmek varken, kulüplerin A’dan Z’ye her şeyini bilmenin de sıkıntıları çekilmeye devam ediyor.

Bu ülkede 70’li yıllarda taraftarlar tribünlerde hep birlikte maç izlerlerdi.

Şimdilerde iki takım taraftarlarının bir arada olmamasına rağmen maç önceleri ve sonrasında yaşananlar karşısında şaşkınlık yaşamaya devam ediyorum.

Bu işin parasal anlamda getirisini alan futbolcular olurken sefayı ve cefayı fanatikler çekiyor.

Bu iş nasıl değişecek?

Bu konuda eğitimin etkili olmasını düşünenler maçlarda olay çıkartanların arasında hali vaktı yerinde olan eğitimli kişilerin olması kafaları karıştırıyor.

Peki, bu iş nasıl çözülecek?

TV ekranlarında saatlerce süren spor programlarının bu olaylara çanak tuttuğunu düşünenler arasına kendimi de koyuyorum.

Yani bu iş konuşuldukça ve yazıldıkça konuların derinliklerine inildiği sürece futbolun yanlışları artarak devam edecektir.

Yazarın Diğer Yazıları