Abdullah Ergün

Güveninizin Eseri!

Abdullah Ergün

Lig öncesi hazırlık kampını Avrupa’da yapan ve kamp yaptığı şehrin mahalle takımlarıyla yapılan özel maçları günler öncesinden ekranlarda duyuranlar Milli takımımızın Rusya ile yapacağı maçın başlamasına dakikalar kala hale hangi televizyondan verileceğinin belli olmaması karşında yazacak hiçbir şey bulamıyorum.

TRT’de maçı anlatan arkadaşımız maçın ne zorluklarla ekranlara geldiğinden bahsetti.

Bizim başımıza gelen bu olan Avrupa’da hiçbir ülkenin başına gelmez. Onlar günler öncesinden maçı kimler pazarlayacaklarsa onlarla bağlantıya geçip maç öncesi hakli bilgilendirme yöntemini çok iyi uyguluyorlar.

Bu konuda da sınıfta kaldık.

Maçı izlediğimiz Soykan Çay Evi’nde maçın başlamasına az bir zaman kala arkadaşlar bütün kanalları tarayarak maçı mekandakilere izletmek için verdikleri mücadele başka yerde yaşanmazdı zaten.

Milli takımın saha içindeki rezaleti de saha dışındakini aratmadı.

Takımın başında bulunan artık emekli modundaki sorumlunun maç sonrası yaptığı açıklamalar maçtan önceki açıklamaları arasındaki çelişkiyi çok güzel özetledi.

Savunmanın ortasında görev yapan Serdar’ın müzmin sakatlığına rağmen aday kadroya çağrılması ve sahada görev yapması sonrasında sakatlanarak ikinci yarıda çıkmak sorunda kalmasını hatırlatan yazıyı maç önceki köşemde yazmıştım.

Serdar eğer Galatasaray değil de herhangi bir Anadolu kulübünde yer almış olsaydı milli takım defteri rafa kalkacaktı.

İşte büyük takımlara oynayan yerli futbolcuların böyle bir avantajları var.

Büyük kulüplerde yabancı futbolcu enflasyonundan dolayı forma şansı bulamayan yerli futbolcular milli takımda çok rahat görev yapabiliyorlar.

Sonrasında yaşanları biliyoruz Ama ben yine de yazayım.

Sahada alının kötü sonuçlar, ortaya konan etkisiz futbol maç sonrasında TV ekranlarında günlerce konuşuluyor.

Doğal olarak takımın teknik sorumlusu Lucescu eleştirilerden nasibini fazlasıyla alıyor.

Zaten kulüplerin gerisinde kalan ve takip edilme yüzdesi 3 büyüklerin altında olan milli takımın yabancı futbolcu enflasyonun yaşandığı ligimizde başarılı olma şansı hiç yok.

Futbol federasyonun yeni sezonda yabancı futbolcu sayısında yeni bir karar alacak olması da milli takımımızı kısa vadede beklenen seviyeye getirmez.

Yabancı futbolcu sayısının belirlenmesine büyük katkı yapan dönemin futbol direktörü bugün milli takımın içinde bulunduğu sıkıntılı ortam karşısında acaba neler düşünüyor?

Yıllar önce Avrupa’da averaj takımı yakıştırması yapılan ülkeler artık galibiyetlerle sıkça karşılaşıyorlar.

Bu ülkelerin başında bir dönem averaj ülke olarak lanse edilen Luksenburg geliyor.

UEFA Avrupa liginin ilk maçında Moldova’yı 4-0 yenmesi başımıza gelecek tehlikenin habercisi oldu.

Yakın bir zamanda gruplarda Luksenburg ile yer almamız halinde bize ait olan sürprizlere bir yenisi eklenebilir.

Milli takım artık 2002-2006 dönemindeki görüntüsünün çok uzağında.

Avrupa da görev yapan gurbetçi futbolcular olmasaydı adak kadro sayısına ulaşılmakta zorluklar yaşanacaktı.

Yıllarca Selçuk İnan, Emre Belözoğu, Burak Yılmaz ve Arda Turan takıntıları yüzünden yeni bir jenerasyon ortaya çıkmadı.

Rusya karşında görev yapan futbolcuların suçları yok.

Bütün suç yeni bir jenerasyonunun zamanında sahada yer almasına engel olan başta yabacı futbolcu sayısını artıran sonrasında saçma sapan” futbol direktörü “unvanıyla bütün yetkilerin verilmesi ve sonrasında magazin sayfalarına kadar düşen milli takım muhabbetlerine ortam sağlayanlarda.

Yazarın Diğer Yazıları